Belirli aralıklarla kendimi yazmak zorunda hissettiğim İnebolu yazılarından birini daha yazıyorum.
Ki önümüzdeki hafta bu yazının bir de devamı yazılacak.
Aslında bu yazı da gelecek haftaki yazı da sadece İnebolu’yu değil, tüm ülkeyi ilgilendiren türden.
Çıkart İnebolu kelimesini, yerine başka bir ilçe adını yaz yine olur.
YEMEK FİYATLARI ARTMIŞ
Geçtiğimiz hafta ilçemiz basınının güzide temsilcisi İnebolu Postası Gazetesi, sosyal medya hesabından İnebolu’daki lokantaların yeni fiyat tarifesini yayımladı.
Haberi görmeyip de okumamış olanlar https://www.facebook.com/share/1BBmR5RM1N/ adresinden habere ulaşabilirler.
Bu yazı yazılırken, bu haber 147 beğeni ya da tepki almış, 15 defa paylaşılmış, 107 yorum yapılmıştı.
Hazır haberi okurken sakın yapılan yorumları da okumayı unutmayın.
Çünkü asıl önemli olan haberin yorumları.
Yoksa haberin bir özelliği yok.
Ne olmuş işte? Zam gelmiş. Sanki zam gelmeyen, zam yapılmayan bir şey var.
Bak memur maaşlarına ne güzel % 11, emekli maaşlarına da % 15 zam geldi. Gelmedi mi? Geldi.
Peki haberin yorumları neden önemli?
Anlatalım.
YORUMLARI OKUYORUZ
Bu yorumları okuduğumuzda şunu görüyoruz:
Olayları değerlendirebilme ve ona göre asıl sebepleri bulma ve sonuca ulaşma bu toplulukta artık yapılabilen bir şey değil.
Sebep sonuç ilişkisi kurulamıyor.
Veya aslında bütün bunlar yapılabiliyor ama “Aman ucu iktidara sahip olanlara değmesin.” isteniyor ve konu “dağda keçi arama” misali saptırılıyor.
Yorumları okumaya devam ettikçe “büyük resmi” görüyoruz.
Meğer ki İnebolu’nun lokanta baronları bir yerde toplanmışlar.
Devletimizin açıkladığı resmi rakamlara göre kiraları % 58,51 artmamış da % 58,51 azalmış.
Devletimizin açıkladığı resmi rakamlara göre vergileri % 43,93 artmamış da % 43,93 azalmış.
Devletimizin açıkladığı resmi rakamlara göre işçilik maliyetleri % 30 artmamış da % 30 azalmış.
Ama gel gör ki bizim “lokanta baronları” şaaakkk diye yemek fiyatlarını arttırmışlar.
Siz böyle mi oldu zannediyorsunuz?
O zaman paralel evrenden ülkemizin gerçeklerine dönün de anlatalım:
LOKANTALAR NE YAPSIN İSTİYORSUNUZ?
Bu yorumları yaparken bir kere baştan şunu yeniden hatırlamanız lazım.
Lokantalar da diğer esnaflar gibi ticari işletmeler.
Kâr etmek için risk üstlenerek açılıyorlar.
Öyle kamu kurumu falan değiller.
Hayır hasenat için açılmıyorlar.
Kimseyi zorla içeri çekip zorla masaya oturtmuyorlar.
İşte bu işletmelerin kirası devletin belirlediği oranla % 60, vergileri devletin belirlediği oranla % 44, işçilik maliyetleri de devletin belirlediği oranla % 30 oranında arttı.
Diğer kalemleri saymıyorum.
Şimdi tam olarak ne yapmalı bu işletmeler?
Sizin maaşınız sadece % 11 veya % 15 artırıldı diye kendi maliyetlerini dikkate almamalı mı?
Siz öyle mi yapardınız?
Şu 3 kalemdeki ortalama artış bile neredeyse % 45 iken yemek satış fiyatınızı, memurla emekliye % 11-15 zam geldi diye, % 11-15 mi artırırdınız?
Söyleyeyim size altıncı ayınızda batardınız.
SOKAKTAKİ TOPLULUĞUN SORUNU
Bakın hiç lafı uzatmaya gerek yok.
Sokaktaki topluluk, alım gücünün düştüğünü kabullenmek istemiyor.
Bunu kabullenmek yerine günlük hayatının içindeki esnaf gruplarına sarıyor.
Bu bazen lokantacı oluyor bazen fırıncı bazen bakkal.
İstiyor ki fiyatlar artsın ama kendi alım gücüme bir şey olmasın.
Alım gücüm azalırsa da bu farkı zararı pahasına esnaf karşılasın.
Öyle bir Dünya yok.
Bugün sokaktaki topluluğun sorunu, lokantacıların fiyatları artırması değil.
Alım gücünün azalması.
Yani bir lokantanın işçilik maliyeti % 30 artarken maaş ya da ücretinizin % 11 ya da % 15 artması.
Lokantalar fiyatları % 30 artırırken sizin maaş ya da ücretiniz de % 30 artsa bu belki sorun olmayacak.
Bütün bu artış oranlarının sebebi de “Sınırlı Sorumlu İnebolu Lokantacılar Baronluğu” değil herhalde.
Yoksa çıkın ilçenin dışına, yemek fiyatı neymiş bir kere görün.
İnebolu’nun yemek ve gıda fiyatlaması birçok yerin altında.
O tezgâhın arkasına geçmeden bunu anlayamayacağınızı biliyorum.
İşte o yüzden haftaya sizi o esnaf tezgâhının da arkasına geçirmeye çalışacağım.
İSTİKAMET BURASIYMIŞ
Ama unutmadan size kötü bir haberim var:
Alım gücünüz daha da düşecek.
Bakın daha 20 Temmuz 2017 tarihinde yine burada yazmışız:
İstikamet Neresi? diye.
Paralel evrende yaşamayana her şey belliymiş değil mi?
İstikamet burasıymış.
Kabullenemeseniz de.
Haftaya tezgâhın arkasına gelin, anlayana yazacağız.
Esnafı neden savunduğumuzu anlatacağız.