İyi Bayramlar

Bir bayrama daha ulaştık. Temmuz ayını Ağustos ayına bayram ile bağlıyoruz. Geçen yıl Kurban Bayramı sırasında şöyle yazmışım:

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Bir dükkânın önünde oturuyoruz.

İçimizden biri “Hiç Ağustos ayı gibi değil, ne olacak böyle?” diyor.

“Ne olacak böyle?” sözüne çok yabancı bir toplum değiliz biz. “Ne olacak bu Fener’in hali?” diye başlayan sohbetlerimiz “Ne olacak bu memleketin hali?” diye devam eder malum.

Ama “Hiç Ağustos ayı gibi değil” cümlesine çok da aşina değiliz. Ama bu yıl böyle işler. Tatsız tuzsuz.

Ne Haziran, ne Temmuz, ne Ağustos hiç alıştığımız gibi değil. İnanılmaz bir işsizlik, akıl almaz bir sessizlik.

Türkiye’nin genelini falan boş verdik.

İnebolu, yakın tarihinin en boş günlerini yaşarken, belki de yıllarca unutamayacağı bir sonbaharın ve bir kışın kıyısında Kurban Bayramı’nı yaşamaya hazırlanıyor.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Yıllarca unutamayacağımız bir sonbaharı ve kışı beklerken, unutamayacağımız bir baharı yaşayacağımız aklımızın köşesinde bile değildi. Onu da yaşadık.

Geçen yıl nasıl hiç Ağustos ayı gibi değilse, bu yıl da aslında hiç Temmuz ayı gibi değil. Corona işin bahanesi. Hiç olmasaydı bile, Temmuz yine Temmuz gibi olmayacaktı belki de.

Hareketsiz mi İnebolu? Belki değil.

Hareketli mi peki? Değil.

Kalabalık mı İnebolu? O da değil.

Bomboş mu? Değil.

Ama tadının ve renginin kaçık olduğu, bir şeylerin de eksik olduğu belli.

Değillerle dolu bir yazın son günlerine doğru koşar adım ilerliyor İnebolu. Çok zor geçecek bir kışa doğru. Ekim ayıyla birlikte bıkmadan usanmadan yaşamak zorunda kaldığı o zor günleri, derin izler bırakacak şekilde bir kez daha yaşayacak.

Kurban Bayramı’nın, bu yıl kurban kesmek yerine, daha çok, kurban bağışı yaparak kutlandığını görüyoruz. Büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden, hâlâ sosyal mesafeye uyarak öpüyoruz.

Kurban Bayramınız mübarek olsun.

Bu Yazıyı Paylaşın