Başımız kişilerle ya da kanunlarla belaya girdiğinde sıkça kullanırız bu sözleri.
“En sonunda mahkemelik olduk.” deriz mesela.
Ya da deriz ki “Olduk mu bir güzel avukatlık?”
İşte neredeyse son 1 yıldır kusursuz bir fırtına gibi yaşadığımız ekonomik ve finansal buhran da, hiç aklınızda yokken sizi bir anda “avukatlık” yapabilir, bilginiz olsun.
ANONİM ŞİRKETLER
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bağlı olarak kurulan anonim şirketleri, diğer kanunlarda da ilgilendiren hükümler bulunuyor.
Son dönemde Türk Lirasının hızlı bir şekilde değer kaybına uğraması şirket sahiplerinin işletmelerine yeni sermaye koymalarına yol açarken, bankalar da bilançoda gözüken öz kaynakların yüksek olmasının, kredilendirmede kolaylaştırıcı etkisinin altını çizmeye başladılar.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 332. maddesinde anonim şirketlerin sermayesinin en az 50 bin TL olabileceği yazılı.
Yasanın Resmî Gazete’de yayımlandığı 14.02.2011 tarihinde yaklaşık olarak 31.415 Amerikan Dolarına tekabül eden bu miktar, yazının hazırlandığı tarihte artık sadece 3.015 Amerikan Dolarına denk geliyor.
Yani 50 bin TL sermaye, gerçekten de bir anlam ifade etmiyor.
AVUKATLIK KANUNU
İşte burada 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nu gözden kaçırmamak lazım.
İlgili kanunun 35. maddesinin 3. fıkrasında “Dava açmaya yeteneği olan herkes kendi davasına ait evrakı düzenleyebilir, davasını bizzat açabilir ve işini takip edebilir. Ancak, Türk Ticaret Kanununun 272 nci (mülga, şimdiki 332.madde) maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketler ile üye sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadır.” hükmü var.
Yani anonim şirketler, sermayesini şu veya bu sebepten 50.000,00 TL’nin en az 5 katı düzeyine (250.000,00 TL ve üzeri) çıkardıkları gibi “avukatlık” oluyorlar.
KURULUŞ SERMAYENİZ 250 BİN TL VE ÜZERİNDE İSE…
Olur ya, bugün yeni bir anonim şirket kurmak istersiniz ve sermayenizi de günün şartlarına daha uygun bir düzeyde belirlersiniz.
İşte bu durumda da eğer sermayeniz 250 bin TL ya da üzerinde ise, şirket tesciliniz yapıldığı gibi sözleşmeli bir avukatınız olmalı.
AVUKAT ÇALIŞANIMIZ VAR…
Şimdi derseniz ki “bizim zaten avukat çalışanımız var, üstelik sigortalı ve primlerini de takır takır yatırıyoruz.”
Fark etmez.
Çünkü ilgili kanun sizin çalışanınız olan bir avukattan bahsetmiyor. Sözleşmeli bir avukattan bahsediyor.
Yani yine bir avukatla sözleşme imzalamalısınız.
İMZALAMAZSAK?
İmzalamazsanız bakın aynı kanunun aynı maddesinin aynı fıkrasında ne yazıyor:
“………. Bu fıkra hükmüne aykırı davranan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgari ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idari para cezası verilir.”
İTİRAZINIZ MI VAR?
Olmasın.
Çünkü Anayasa Mahkemesi 30.06.2011 tarihinde 2010/10 esas ve 2011/110 karar numaralı kararı ile bu kanun maddesinde herhangi bir aykırılık bulamadı.
Uzun lafın kısası, sermaye miktarınıza dikkat etmezseniz “avukatlık” olursunuz.
Hem de seve seve.