Gördüğünüz gibi tüm ülkede koli dağıtma mevsimi geldi.
Seçim kolilerinden bahsediyorum tabii ki.
Bu mevsim 10 gün daha devam eder, sonra herkes işine bakar.
Dağıtılan bu koliler normalde hiçbir şekilde masraf olarak yazılamaz ama bir yandan da ramazan ayındayız.
Belli mi olur, orucun her yıl ramazana “denk” gelmesi ya da et dağıtmanın “adak” haline dönüşmesi gibi bir bakmışsınız seçim kolileri de ramazan yardımı kolisi haline dönüşmüş ve masraf olarak yazılmasının yolu aranmış.
Olmaz mı? Olur.
O zaman şimdilik seçim kolilerini bir yana bırakalım da şu ramazan kolilerinin masraf yazılmasına ve vergilendirilmesine bir kez daha göz atalım.
KENDİ ÇALIŞANLARINIZA YARDIM YAPARSANIZ…
İşletmeler kendi çalışanlarına nakdi ya da koli olarak yardım yaparsa ortalık vergiden, hatta sigorta priminden geçilmiyor.
Önce Gelir Vergisi Kanunu devreye giriyor. Kanunun “Ücretin Tarifi” başlıklı 61. maddesi “Ücret işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” diyor.
Yani nakdi yardım da yapsan, ramazan kolisi adı altında ayni yardım da yapsan, bu yardım ücret kabul edilerek yaptığın yardım miktarı netten brütü hesap edilerek ücret bordrosunda gösterilir ve gelir vergisine tabi tutulur diyor.
Sonra damga vergisi sıraya giriyor. Bu kanunda da, nakdi ya da ayni yardımlarla ilgili herhangi bir muafiyet göze çarpmıyor. Dolayısıyla bordroda damga vergisi de hesap ediliyor.
Bütün bunlar olurken sigorta primi eksik kalır mı? Tabiî ki kalmıyor. Yaptığınız nakdi yardım prime esas kazanç matrahına dahil. Neyse ki ayni yardımlar bunun dışında kalıyor.
İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YARDIM YAPARSANIZ…
İşletmeler kendi çalışanları dışında ihtiyaç sahiplerine gıda yardımı yaptıklarında ise bu yardım herhangi bir vergiye tabi tutulmamakla birlikte, önce gıda yardımlarının alındığı tarihte gider olarak kayıtlara alınıyor, daha sonra yardım yapıldığında da kanunen kabul edilmeyen gider olarak işleniyor.
KATMA DEĞER VERGİSİNİN DURUMU…
Hepsini yazıp, şimdiye kadar katma değer vergisinden bahsetmedik mi? Bahsedelim.
İster işletme çalışanına ister işletme dışındaki ihtiyaç sahiplerine gıda kolisi yardımı yapın, bu malzemeleri satın aldığınızda ödediğiniz katma değer vergisini indirim konusu yapıp, yardımı yaptığınız gibi de aynı tutarı ilave edilecek katma değer vergisi olarak beyan edip sıfırlıyorsunuz.
Diyelim ki kolinizde % 1′e tabi ürünler % 20’ye tabi bir ürünle birlikte, ama tek tek malzemeler şeklinde değil de genel bir isimle, örneğin “Ramazan Gıda Kolisi” olarak mı faturalandırılmış, o zaman bütün paket en yüksek katma değer vergisi oranından vergilendiriliyor.
Yani devletimiz “her şeyi” düşünmüş.
DÖNELİM SEÇİM KOLİLERİNE
Anlattıklarımızdan çıkartılacak sonuç şu:
Seçim kolileri de aynı ramazan kolilerinde olduğu gibi masraf olarak yazılamaz.
Ancak…
Ramazan kolisiymiş gibi gider olarak işlenip de daha sonra kanunen kabul edilmeyen gidere alınması unutulur mu unutulur.
Seçim kolileri… Pardon ramazan yardımı kolileri gider olarak işlenmiş olur mu olur.
Hangi kaynaktan dağıtıldığı zaten bilinmeyen bir şeyin kaydı kuydu mu dert olacak yani?
Ortamlarda yardım yaptım dersiniz, kim bilecek?