Biliyorsunuz, bu ülkede dert bitmez.
Tam “galiba bu sefer bitiyor” dersiniz; Dünya durdukça durasıca Devletimiz yeni bir şey icat eder.
Çünkü Devlet hep 18 yaşındadır. Betonu da deler.
08.09.1999
Bu tarih zaten aklınızdan çıkmıyor ama geçtiğimiz hafta sosyal medyaya düşen bir haberle yine gündeme geldi.
Belki de bir kâbus gibi üzerinize çöktü, ama siz henüz farkında değilsiniz.
Ama merak etmeyin.
Sizlik bir durum varsa 1-2 ay içinde mutlaka fark edersiniz.
Haberin ilk cümlesi şuydu:
“8.9.1999 öncesi ssk girişi olup, birkaç gün sigorta primi ödenenler denetleniyor.”
Hatırladınız mı o günleri?
Hani muhasebeci bir tanıdık aramıştınız?
Yeni kanun yürürlüğe girmeden eşinizi, çoluk çocuğunuzu bir yerlerden birkaç günlük de olsa sigortalı göstermek istemiştiniz?
Hatta bunun bir benzerini 30.4.2008 tarihinde de yaşamıştınız?
Bildiniz mi bahsettiğim şeyi?
12 yaşındaki oğlunu “Şunu bir yerlerden sigortalı gösterelim.” diyen bir tanıdığa “Abi olmaz öyle şey.” dediğimiz için burutup gitmişti de 3-5 yıl kapımızı açmamıştı.
Hadi onları bir tarafa bırakalım.
Bunun aynısını yapmak isteyen mükelleflerimiz olmuştu.
Sosyal Sigortalar Kurumu o dönemde bu sigortalılıkları araştırmış ve bir kısmını da iptal etmişti.
İşte şimdi EYT yeniden gündeme gelince Kurum bu sigortalılıkları yeniden sorgulamaya başlamış.
Tahminen bugüne kadar fark etmediği, akıl ve izan dışı şeyleri tespit edecektir.
SİGORTALI GÖSTERİLEN EŞLER
Haberin bir de ikinci cümlesi vardı ve şuydu:
“Ailesinin işyerinde sigortalı çalışanların bu günleri iptal ediliyor.”
İşte bu hem daha önemli hem de haksızlıklara yol açabilecek bir durum.
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu‘nun “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 6. maddesi,
“Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;
a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
………………..
4 üncü ve 5 inci maddelere göre sigortalı sayılmaz.”
diyor.
Yine 12.05.2010 tarih ve 27579 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği‘nin “Sigortalı Sayılmayanlar” başlıklı 10. maddesinde de,
“(1) Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;
a) İşverenin işyerinde ücretsiz çalışan eşi,
………………..
sigortalı sayılmazlar.”
yazılı.
SIKINTI SANILANDAN BÜYÜK OLABİLİR
Kanun ve yönetmelik böyle dediği gibi, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/11184 Esas 2018/7280 Karar sayılı kararında “Eşinin yanında ücret almadan çalışma nedeniyle sigortalı sayılmanın olanaklı olmadığı” söylüyor.
Bununla da bitmiyor.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, Kanun’un bu hükmünün sosyal güvenlik hakkı bağlamında iptali için T.C. Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor. Mahkeme 01.06.2022 tarih ve 2022/15 Esas 2022/73 Karar sayılı kararı ile kanun maddesinin Anayasa’ya aykırılık taşımadığını kararlaştırıyor ve ilgili karar 08.07.2022 tarih ve 31890 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanıyor.
Yani bütün kapılar kapalı.
Ancak hem kanun hem yönetmelik hem de kararlar hep aynı şeye atıfta bulunuyor:
“Ücretsiz çalışan eş”
Yani bir çıkış yolu var.
O da yanınızda sigortalı olarak çalışan eşinizin “ücretli” çalıştığını kanıtlamanız.
Eğer bu sebeple bir sigorta iptali ile karşılaşırsanız işiniz sandığınız kadar kolay olmayabilir.
Çünkü noter onaysız bir sözleşmeye Kurum diyecektir ki “Bu sonradan düzenlenebilir bir belge.”
Yanında çalışan sayınız önce 10, daha sonra da 5’ten az ise diyebilirsiniz ki “Ödemeyi bankadan yapmadım ama, bordroyu imzalattım.”
Kurum yine diyebilir ki “Ne malum dün imzalatmadığın?”
Eğer yanınızda çalışan sayınız önce 10, daha sonra da 5’ten çok ise ve siz eşinize ücret ödemesini banka yoluyla yaptıysanız mesele yok ama “Ya o ücreti hesaba geçmesek de olur.” dediyseniz eyvah ki eyvah.
7.000,00 TL üzerindeki ödemeleri zaten banka yoluyla yapmış olmanız mecburiyeti de bu işlerin ayrı bir sıkıntısı haline gelebilir.
UNUTMAYIN
Konu başınıza hiç olmadık işler açabilir.
Şu dakikadan sonra “artık hayırlısı” diyeceksiniz.
Ama sakın unutmayın:
Bu topraklarda Devlet her zaman 18 yaşındadır.
Betonu da deler.
