Salgın sonrası işletmeler açıldı. Üzerine uzun bir bayram tatili yaşandı. Yazlıklara gidildi, otellere akıldı. Hısım akraba ziyaretleri. Doğulan ya da yetişilen topraklara duyulan özlem derken, epeydir yaşanmayan bir hareketlilik yaşanıyor.
Malum “Turizm Cenneti, Sosyal Hayatın Başkenti, Kültür Diyarı” İnebolumuzun da bir aylık yaz mevsimi var. Çarşı esnafının para kazanabildiği süre de zaten bu. Diğer zamanlar en iyi ihtimalle olsa olsa ucu başına denk geliyor, ki artık bundan bile bahsetmek mümkün değil. Kış ayları boyunca uğranılan zarar sonucu açılan delik kapatılabilirse ne âlâ.
Dışarıdan gelen konuk sayısındaki artışla birlikte, hizmet sektöründe de bahşiş uygulamasına rastlandığı görülüyor. Bu hafta hizmet sektöründeki bir işletmemizin çalışanlarından biri, başka bir vesileyle yanıma geldiğinde, meslek mensubu olduğumu da bildiğinden, gülerek “Abi, müşteriler hesabı öderken bahşiş bırakıyorlar, bu da vergiye tâbi mi?” diye sordu.
Cevabı ve açıklamasını duyunca da “Bir yaşıma daha girdim.” diye söylenerek gitti. Çünkü sorunun cevabı “Evet” ti.
BAHŞİŞ VERGİYE TÂBİ
Evet, pırlantanın vergisinin yüzde sıfır olduğu ülkemizde, alınan bahşiş bile vergiye tâbi. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61.maddesinde ücretin ne olduğu açıklanırken, “…..para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.” deniliyor. Devamında da “Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı, zam,avans………..ve başka adlar altında ödenmiş olması………. onun mahiyetini değiştirmez.” ifadesi yer alıyor.
Yine aynı Kanun’un 94.maddesinde de “Hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri ile 61.maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden gelir vergisi kesintisi yapılacağı yazılı.
KESİNTİYİ İŞYERİ SAHİBİ YAPACAK
Hal böyleyken mesele gayet net: Hesap üstü olarak alınmadan bırakılan, bahşiş kutusuna atılan ve çalışanlar arasında paylaştırılan bahşişlerin personele dağıtılması sırasında işyeri sahipleri, .alışanların yıl içindeki ücretlerinin miktarına göre % 15 ile % 40 arasındaki bir oranda gelir vergisi kesintisi yapıp, bunu muhtasar ve prim hizmet beyannamesi ile beyan edip, yaptıkları kesintiyi de bir güzel ödemek zorundalar.
Yani pırlantayı vergilemekten kaçınan sistem, bahşişin vergisini kimin keseceğini, nasıl kesilip, nasıl beyan edileceğini ve nasıl ödeneceğini ayarlamış.
ÇIKIŞ YOLU
Verilen bahşişi vergileyeceğim diye tutturacak bir işyeri sahibine denk gelmedim daha. Ne İnebolu’da ne de dışarıda. Umarım denk de gelmem.
O zaman çıkış yolu belli:
Hani siz odayı gösterdiniz, hani müşteri de size bahşiş verdi ya, o da sizin cebinize kaldı ya, onu zaten biz görmedik, işletme duymadı, siz de hatırlamıyorsunuz.
Hani siz masaya servisi açtınız, bütün gece yiyecek servisini yaptınız, hani müşteri de size bahşiş bıraktı ya, onu zaten biz görmedik, işletme duymadı, siz de tam bu sırada hafıza kaybına uğradınız.
Madem pırlanta gibi değerli şeylerden vergi alınmasa da oluyor bu ülkede, sizin emeğiniz de pırlanta kadar değerlidir.
Çok da şey etmeyin.
