Ne Olacak Şimdi Bu KGF Kredileri?

Ey ABD, ey  Almanya, ey onların içerdeki vatan haini işbirlikçileri, bu vatanı asla köşeye sıkıştıramayacaksınız. İğrenç, kokuşmuş Haçlı oyunlarınızı gördük ve bahsi iki misline çıkartıyoruz. Korkudan dehşete düşeceksiniz.  Dün İçişleri Bakanlığı kışlalara genelge gönderdi. Bundan böyle askeriyedeki yemek duaları ‘Tanrımıza hamdolsun’ diye değil, ‘Allahımıza hamdolsun’ diye başlayacak. (Kaynak:  Hürriyet). Şimdi Rıza Sarraf ve onu rüşvetle kandıran FETÖ’cü savcılar düşünsün.

Ben de aştım Rıza Sarraf davasını, çünkü oyun sonunu çok iyi biliyorum.

  • Dün Cemil Ertem tüyoyu verdi, 400 baz puan TCMB faiz artırımına hazırlanın, Borsa, TL uçacak.
  • Çok değil, bahar gelip de kuzular melemeden, ABD ve Almanya ile can ciğer kuzu sarması olacağız, “Ey Putin, ey Ruhani” günleri başlayacak. Ekonomi patlama yapacak, sıcak para öyle bir akacak ki, yumurta gibi haşlanacağız.

Odin adına yemin ediyorum şaka yapmıyorum. Hayatımda hiç bu kadar piyasalardan emin olmamıştım. Çünkü Sevgili Başkanım “pragmatik” bir lider, AKP ise “zamanın ruhuna uygun politikalar” üreten bir parti. 79 yıl sonra Atatürkçülüğü keşfedenler, Washington’un yolunu mu bulamayacaklar?  Sıradaki düşman lütfen, numara alın, bu gün çok kalabalık olacak.

Ama muhalefet etmek uyuşturucu bağımlılığı gibi bir şey. Tam Güneş doğarken bile, içimde 32 kupona Şeytan’a devre-mülk yaptığım bu karanlık ruh, üstüne yazacak habis bir konu arıyor.  Kırmızı et krizi? I-ıh, kırmızı et yiyen kalmadı ki okusun. Melih Gökçek mirasının sırtlanlar tarafından paramparça edilmesi? I-ıh yere düşene tekme atmam. ROK meselesi? Tikimde mi? Hah buldum.

Ne olacak bu Kredi Garanti Fonu Kredileri?

Bu sefer Yatırım Bankası ağzıyla yazayım, 2001 yılında zorunlu olarak aracı kurumları terkettiğimden bu yana (çalıştıklarımın hepsinden kovuldum, ya da batırdım, tam anlamıyla “mesleği tükettim” Dostlar), yatırım bankası ağzıyla yazmamıştım.

Arka plan:  Fena halde çift dalacaklar bize

  • Başbakan Binali Yıldırım 22 Kasım’da yaptığı konuşmada Zarrab davasının artık “Türkiye’ye ve ülkemizin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerine zarar verme noktasına geldiğini” söyledi. (Murat Yetkin, Hürriyet)
  • Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın avukatlarının da, ‘anlaşma’ yolunu tercih etmesi için kendisine telkinde bulunulduğunu öne sürüyorlar….Dava sürecinin sonunda, 5 bankanın ceza alabileceği ve uluslararası işlem yapmalarına yasak getirilebileceği de dile getiriliyor. –(Zarrab’ın gitmesine kim göz yumdu? Nuray Babacan, Hürriyet).
  • ABD’de OFAC diye bir kuruluş var. “Office of Foreign Assets Control.” Yani dış kaynaklı varlıkları denetleme ofisi. ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı bu kurum, bir tür küresel para müfettişi. Ve sadece ABD çıkarlarının korunup kollanmasından sorumlu. OFAC deyince, mutlak manada uluslararası ekonomik sistemin iyiliğini isteyen bir organizasyon düşünülmemeli. Neyse… İşte bu OFAC’ın, Reza Zarrab kurgusu kapsamında, Türkiye’deki birden fazla bankaya ilişkin bilgi istediği iddiası yayılmış! (Okan Müderrisoğlu, Sabah)
  • Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, ekonomik verilerdeki revizyonun yanında Zarrab davasına dair de açıklamada bulundu. ABD’de devam eden Zarrab davasında Halkbank yöneticisinin de suçlu bulunması durumunda Türk Bankalarının bu sonuçtan olumsuz etkileneceğini ve negatif not baskısı altında olacağını belirtti. (Paraanaliz)
  • AB Türkiye’yi vergi cenneti ilan edip kara listeye alabilir (Bloomberg, Reuters, bugün kokusu çıkar)

Sistemde stres ayyuka çıkıyor

Özetle, bankacılık sistemi büyük stres altında. Stres altındaki  bütün organizmalar gibi defansa çekilecek, yani dışardan daha az kredi alacak, bilançosunda riskleri daha dikkatli yönetecek. Bu birinci done, kredi verme iştahı azalıyor.

İkincisi de şu. 2017 Ocak ayını hatırlayın. Doalr/TL2de zirve 3.96 olunca özel sektör Geberging durumlarına girmiş, onbinlerce firma iflasın eşiğine gelmişti. Hükümet hemen bütçe kesesinin ağzını açtı, sonra değme hokkabaza parmak ısırtacak maharetle şapkadan Kredi Garanti Fonu  (KGF) tavşanını çıkardı. Temmuz-Ağustos’a kadar bankalar “nasıl olsa devletin malı deniz, yemeyen domuz” mantığıyla öyle pek kredi soruşturması yapmadan 220 milyar TL kredi dağıttılar. Firmalar PERT’li araç kaportasına benzeyen bilançoları toparladı, vergi ve SSK primlerini ödedi, yatırım ve istihdama başlayacaktı ki…..

Wham! Bir döviz şoku daha vurdu. Bu sabah dolar/TL 3.93. Yani başladığımız noktaya döndük! Ammmma bu süre zarfında özel sektör hem içerden hem de dışardan borçlanmaya devam eti. TUIK Kasım tüketici güveni anketine bakın, hanehalkı intiharlık Abi, harcama yapacak mecali kalmamış. Ekim’de konut satışları düşmüş, daha da önemlisi yeni konut satışları mort! Yani inşaatçıların elinde stok birikiyor, bunu finanse etmek için tonla faiz ödüyorlar.

Nasıl dönecek KGF kredileri?

Hiiiihhhh! 2018’de KGF kredilerinin de vadesi gelecek!!! Banka bilanço büyütemiyor, krediyi bir kez daha ötelemesi zor. Şirket para kazanamıyor, krediyi kapatması zor.

Zaten, TCMB “Hepinizin canı cehennem, artırmıyorum faizi” dese, şirketler kambiyo zararından kredileri ödeyemeyecekler.  Yok, “Odin sizi kahretsin Yüksek Faiz Lobisi, yine siz kazandınız, vatan, millet Sakarya uğruna, bir kez daha faizi artıracağız” dese,  kredi faizleri de yükselecek. Bu kez de banka KGF kredisini uzatmak isteyen firmaya %14 değil, %16-18 faiz çekecek. O faizi kabul eden şirket patronu ya da patroniçesi de zaten batmıştır, artık “ölmüş eşşek belediyeden korkmaz” mantığı ile her faizin altına imza atar, 3 ay sonra  fabrikanın anahtarın banka müdürünün masasına koyar ve Bodrum’a yatına gider. İkileyip TC karasularından çıkıp bir vergi cennetine doğru pupa-yelken.

Sonuçta KGF kredilerinin bankaların elinde patlaması riskini  Eylül’den bu yana %100 yükselttik çok akıllıca hamlelerimizle. Eğer bu olaylardan önce KGF kredilerinde geri dönmeme oranı, ne bileyim, %10-20 olacaksa, şimdi %20-40 olacak. İlk 30 milyar batığı Hazine ödeyecek. Peki geri kalanın banka bilançolarında dinamit gibi patlayıp ekonomide para akımına en az 1-2 sene kısa devre yaptırmasını nasıl engelleyeceğiz?  Bir de bankalar için mi Kredi Garanti Fonu Batık Kredilerini Garanti Fonu Kredisi tahsis edeceğiz? Yoksa hepsini TCMB’ye kakalayıp para mı basacağız?

Uzaktan bilinmeyen bir cisim yaklaşıyor. Hedefini de hepimiz biliyoruz, pantolon kemerlerini kontrol edin.

Kaynak: paraanaliz.com-Atilla Yeşilada

Bu Yazıyı Paylaşın