İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükümün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa, 31.3.2011 tarihli 6217 Sayılı Kanunun 3. maddesiyle ilave edilen Geçici 3. maddenin ( 1. )fıkrası gereğince; 1086 Sayılı Kanunun temyize ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekmiştir.
Davacı F.N. tarafından hasımsız olarak açılan davada, 11.7.2009 tarihinde ölen eşinin mirasını kendi adına ve oğlu Y.N.’ye velayeten reddettiğini belirterek, mirasın reddine karar verilmesini istediği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükümün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 426/2.maddesine göre, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışırsa vesayet makamının ilgilisinin istemi üzerine veya re’sen temsil kayyımı ataması gerekmektedir.
Mahkemece, mirasın reddinde annenin hukuki yararı ile çocuğun hukuki yararı çatıştığından, küçüğe kayyım tayin ettirilmesi, husumetin kayyıma yöneltilmesi, gösterdiği takdirde delillerin toplanması gerekirken, küçüğe kayyım tayin ettirilmeden eksik hasımla işin esasının incelenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ :
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının H.U.M.K.nun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulüyle hükümün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, 24.10.2011 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY :
Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa vesayet makamı ilgilisinin istemi üzerine veya res’en temsil kayyımı atar ( T.M.K.md.426/2 ). Ana ve/veya baba da, velayeti altında bulunan çocukları adına mirası reddebilirler. Aralarında menfaat zıtlığı bulunuyorsa veya velayet hakkına haiz olan şahsın, bu hakkı kullanması bakımından hukuki veya fiili bir engel varsa, bu takdirde velayet altındaki kimseye kayyım atanmalıdır. Olayda, ana ile çocukların menfaatlerinin çatıştığına ilişkin bir olgu ve delil bulunmadığına göre, çocuklar için kayyım atanmasına gerek bulunmadığı kanaatindeyim. Açıklanan sebeple değerli çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.