“Kasa her zaman kazanır” ifadesi aslında daha çok kumar ve bahis konusunda kullanılan bir terim.
Bu ifadenin doğruluğu üzerinde çeşitli tartışmalar, akıl yürütmeler yapılabilir tabiî, ama kısaca olasılıkların kasadan yana olduğunu, oyunu yönlendiren, kontrol ve idare edenin, aynı zamanda da kural koyucu olduğunu gözden kaçırmamak lazım.
ASGARİ ÜCRETTE KİM NE KAZANIYOR?
Her yılın sonunda, gelecek yıl uygulanacak olan asgari ücret, komisyon toplantıları sonunda açıklanıyor. Asgari ücret yüksek gözüksün diye bu açıklamalar asgari ücretin üzerine asgari geçim indirimi de eklenerek yapılıyor, bunlara alıştık artık.
Şimdi ise neredeyse yılın ortası geldi. Aslında asgari ücretin alım gücünün hangi noktaya düştüğünü çalışanlar bizzat yaşıyorlar. Bir yandan kaşıkla veriliyor, diğer yandan kepçeyle alınıyor. Gerçi yakında kevgirle verilip kepçeyle alındığı da görülecek ama, onu gördüğümüzde yazarız.
Peki bu asgari ücretten aslında kim ne kazanıyor? İşçi, işveren ve devletten oluşan bu asgari ücret üçgeninden kim kazançlı çıkıyor?
Bekâr bir ücretli, gelir vergisinin ilk dilimi ve 5 puanlık sigorta prim desteği düşünerek bakalım:
İŞÇİ…
İşçi bu serinin olağan kaybedeni.
Asgari ücret 3.577,50 TL. olarak başlıyor ve bu rakamdan, Sosyal Güvenlik Primi İşçi Hissesi olarak 500,85 TL., İşsizlik Sigortası Primi İşçi Hissesi olarak 35,78 TL., Asgari Geçim İndirimi sonrası Gelir Vergisi olarak 187,82 TL. ve Damga Vergisi olarak 27,15 TL., toplamda da 751,60 TL. kesiliyor.
Sonuçta işçinin eline Türk-İş’in Mayıs 2021 rakamlarına göre açlık sınırının altında bir rakam olan 2.825,90 TL. geçiyor.
İŞVEREN…
İşveren ise bu serinin olağan mağduru.
Sene sonunda, “Asgari ücret kaç lira oldu?” diye sorduğunda bizden “AGİ dahil 2.825,90 TL. vereceksin.” lafını duyan işveren, işçiden kesilenlerle birlikte, Sosyal Güvenlik Primi olarak 1.055,36 TL., İşsizlik Primi olarak 107,33 TL., Gelir Vergisi olarak 187,82 TL. ve Damga Vergisi olarak 27,15 TL., toplamda da 1.377,66 TL. yasal kesinti ödeyince kendine geliyor.
Çünkü 1 işçinin kendisine olan maliyeti 4.203,56 TL.‘ye gelmiş oluyor.
DEVLET…
Devlet ise bu serinin olağan şüphelisi.
Brüt ücreti 3.577,50 TL. olarak açıklıyor, ama işçinin eline 2.825,90 TL. geçiyor. Çünkü aradaki 751,60 TL.’yi Devlet “alıyor”.
Brüt ücreti 3.577,50 TL. olarak açıklıyor, ama işverene maliyeti 4.203,56 TL. oluyor. Çünkü aradaki 626,06 TL.’yi yine Devlet “alıyor”.
Her iki taraftan toplamda 1.377,66 TL.‘yi “alıyor” ve kenara çekiliyor.
NE DEMİŞTİK?
Bu tablodan ne işçi memnun oluyor ne de işveren.
Emek harcayıp çalışan işçi, riski üstlenip ticaret yapan işveren.
Ama yazının başında ne demiştik?
Kasa her zaman kazanır.