İhbar Süresinin Sonuç Doğurması İçin İş Akdinin Ne Zaman Feshedileceğini İçermesi Gerekir

T.C.
YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
 
Esas : 2016/2053
Karar : 2019/11410
Tarih : 20.05.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili; Davacının 01.01.1994-22.10.2014 tarihleri arasında davalı iş yerinde çalıştığını, ihbar edilmeden işten çıkarıldığını, 2014 yıl Eylül ayından 11 gün, 2014 yılı Ekim ayından 22 gün olmak üzere 900 TL ücret alacağı bulunduğunu, yıllık izinlerinin eksik kullandırıldığını her yıl 12 gün izne çıkarıldığını, kıdem ve ihbar tazminatının ödenmediğini, davacının 08.00-19.30 saatleri arasında çalıştığını 15 dakika yemek molası verildiğini ancak; 1994-2006 tarihleri arası 08.00-23.00 saat aralığında çalıştığını, bu çalışmanın ayda 6 gün devam ettiğini, diğer günler ise 08.00-19.30/20.00 saatleri arası cumartesi ve pazar günleri ise 08.00-18.00 saatleri arası çalışıldığını, haftada 1 gün izne çıktıklarını ancak 2013 yılı Eylül – 2014 yılı Haziran arası yarım gün izin kullandıklarını, davacının resmi tatillerde çalıştığını, dini tatillerde ise Arife günü yarım gün çalıştığını, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ve ücret alacakların olduğunu ileri sürerek; davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

B) Davalı Vekilinin Cevabının Özeti:

Davalı vekili; davacının davasına konu ettiği kıdem tazminatı alacağını inkar etmediğini, müvekkilinin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları davacıya ilettiğini ve kendisine bir kaç ay süre tanımasını istediğini, davacının ise buna rağmen davayı açtığını, müvekkilinin davacının hesap edilen 23.425,90 TL kıdem tazminatı alacağını 30.12.2014 tarihinde ödediğini, ödemenin davacının … Bankası … Şubesine yapıldığını, davacının mesleki faaliyetinin ilk yıllarında fazla mesai yaptığını, bazı bayram günlerinde çalıştığını, çalışmaların resmi bayram günlerinde gerçekleştiğini, dini bayramlarda mesai yapmadığını, davacının kendisine ihbarda bulunulmadan iş akdinin feshedilmiş olduğuna yönelik iddiasının asılsız olduğunu, davacının yıllık izinlerini eksiksiz bir şekilde kullandığını, aradaki samimiyetten dolayı davacıdan belge alınmadığını, geç saatlere kadar çalışması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, fazla mesai ücreti taleplerinin haksız olduğunu, davacının 08.30-17.30/18.00 saatleri arası çalıştığını, öğlen molalarının 1 saatten fazla serbest zaman verildiğini, davacının tatil günlerinde çalışmış olduğu iddiasının ve bu mesailere ilişkin taleplerde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını, haftalık izninin yarım güne indirildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, dershanelerin hafta sonu açık olduğu çalışanların pazartesi günü tatil yaptığını, davacının 1 hafta 5, bir hatta 6 gün çalıştığını, müvekkilin borçlarını, mal varlığını eksiltmek suretiyle ödemekten kaçınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacının hakkı olan tazminat miktarını davacıya ödediğini, müvekkilinin mal varlığı üzerine tedbir uygulanmaması gerektiğini, savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, iş akdinin davalı işveren tarafından haklı neden bildirilmeden feshedildiğini, bu nedenle kıdem tazminatı hakkı doğduğunu, yargılama sırasında kıdem tazminatının ödendiğini, 11.03.2014 tarihli belge ile iş akdinin davalı tarafça feshedileceğinin bildirilmiş olması nedeniyle ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının haftada 1 gün izin kullandığı bu nedenle hafta tatili alacağı olamayacağı, asgari ücretle çalışan davacının 22 günlük ücret alacağının olduğunu, davacının yılda 12 gün izin kullandığını beyan ettiğini davalının ise yıllık izinlerin kullanıldığını kanıtlayamadığı bu nedenle davacı beyanı doğrultusunda kullanılan izin günlerinin tenzili ile hesaplama yapıldığı, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının tanık anlatımları ile ispatlandığı kabul edilerek hakkaniyet indirimide dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Karar süresinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.

E) Gerekçe:

Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden cevap dilekçesindeki açıklamalardan ve mahkemenin kabulünden davacının iş akdinin davalı işveren tarafından haklı neden bildirilmeden feshedildiği tartışmasızdır. Davacı kıdem tazminatının yanı sıra ihbar tazminatı da talep etmiş, mahkemece davalının ibraz ettiği 11.03.2014 tarihli “Milli Eğitim Bakanlığı dershaneleri kapatma kararındadır. 2014-2015 Öğretim yılına kayıt alınmayacaktır”, içerikli belgenin davacıya tebliğ edildiğinden ve iş akdinin fesih edileceği bildirildiğinden ihbar tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile ihbar tazminatı talebi reddedilmişse de bu kabul yasal düzenlemeye uygun değildir.

İhbar süresinin sonuç doğurması için iş akdinin ne zaman feshedileceğini içermesi gerekir. Başka bir deyişle işçinin iş akdinin fesih edileceği tarih ve ihbar süresinin ne kadar olduğu işçiye net bir şekilde belirtilmelidir. Somut uyuşmazlıkta mahkemenin dayanak yaptığı 11.03.2014 tarihli belge ihbar öneline ait koşulları taşımadığından davacının ihbar tazminatının kabulü gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile reddi hatalıdır.

Davacının kıdem tazminatı talebi işveren tarafından kabul edilmiş olup dava açıldıktan sonra 30.12.2014 tarihinde 23.425,90 TL miktarında ödeme yapılmıştır. Mahkemece kıdem tazminatı ile ilgili dava konusuz kaldığından “Karar verilmesine Yer Olmadığına” karar verilmesi yerinde ise de davanın açılışında talep edilen 10.000 TL kıdem tazminatı tutarının kabul edilmiş gibi vekalet ücreti ve karar ilam harcı dışındaki yargılama giderlerinde davacı lehine dikkate alınmaması hatalıdır.

Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesi HMK.nın 297/2. maddesine aykırı olup, infazda tereddüte yol açacağının düşünülmemesi hatalıdır.

Kararın davacı tarafça temyizi üzerine alınması gereken temyiz karar harcı nisbi değil maktu olduğundan, temyiz sırasında davacıdan maktu temyiz harcı yerine nisbi harç alınması da yerinde değildir.

F) SONUÇ:

Temyiz olunan kararın açıklanan sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

KAYNAK:CORPUS
FOTOĞRAF:I FEEL SLOVENIA
Bu Yazıyı Paylaşın