Her sabah yeni bir müjdeyle uyanıyoruz. Emekli maaşlarına yine zam gelecek! Asgari ücret çift haneli artacak! Bu sabah bir tane daha vardı. Sevgili hükümetimiz işsizlik ödeneğinden yararlanma koşullarını gevşetmiş, böylece 14 bin işsiz kardeşim daha sofrasına ekmek koyabilecekmiş.
Vallahi, alkış. Batan bir ülkede çaresiz çırpınışları müjde diye satmak yandaş basının akılalmaz bir hüneri. Emekli maaşı ve asgari ücrete zam geliyor, çünkü TCMB Beklenti Anketine göre sene sonunda enflasyon %25 olacak! Erkeksen zam yapma, sandıkta lime lime ederler adamı. Herkes işsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları gevşetildiği için hükümeti alkışlar da, niye 14 bin kişi isşiz kaldı diye sormaz mı kardeşim?
Sormaz, linkte BBC News’da çıkan bir araştırma var. Dünyada ana akım medyanın en fazla sahte haber yaptığı ülke Türkiye! Mizaç ve kültür itibarıyla komplo teorilerine hasta güzel insanım da bunlara inanarak hayatta yolunu kaybediyor. Ama her yalanın bir sonu vardır. Türk cüzdanına gelince komplo filan dinlemez, popoya tekmeyi koyar. AKP’nin Binbir Gece Masalları’yla bezenmiş medyasının oy avcılığı dönemi sona erdi. Çünkü vatandaşın canı yanıyor. Bu kış ise acından naralar atacak, yok atamayacak çünkü soğuktan dişleri zangır zangır titreyecek. Winter is bir Coming, pir Coming!
Ekim bütçe rakamlarına baktım, ve “Hazine batık” dedim. Hazine’nin Kasım ihalelerinin 3 tanesini iptal edip, diğer üçünde de borçlanmayı kısarak faizleri düşürme operasyonu çekmesi kadar düşüncesiz bir davranış olamaz. En geç 3 ay içinde kasada bir tek kör kuruş kalmayacak. Ayrıca göya piyasaya salacağı likidite de bankalar tarafından krediye çevrilmez. Şimdi size bunların hepsini ispat edeceğim.
Yukardaki tabloya iyi bakın. Türkiye’de vergi gelirinin üçte ikisi KDV ve ÖTV’den teşekkül eder. İkisi de Ekim’de akıl almaz boyutlarda daralmış. Tabii, eşel-mobil uygulaması ÖTV’yi, ev eşyaları ve otomotifte satışları canlandırmak için de KDV’yi indirmek vergi hasılatını bir miktar tenzil etti. Şüphesiz, ama daralma o kadar kesif ki, vatandaşın cebinde para kalmadığı çok açık.
Ağustos ayında işsizliğin %11’i geçtiğini, Kasım’da işsizlik ödeneği koşullarının gevşetilerek işsizin feryadına derman arandığını göz önüne alırsak, tüketimin kış boyunca canlanmayacağını da görebiliriz. O zaman vergi tabanının üçte ikisi battal, Abi.
Gelirleri kurtaran Af ödemeleri. Ama eski aflardan biliyoruz, vatandaşın cebinde para bitince, seneye taksitleri de ödemeyecek. Zaten ödese de ekonominin genel dengeleri açısından hiç bir şey değişmiyor. Vatandaşın cebinden çıkan para devletin cebine giriyor. Devlet harcıyor, ama vatandaş harcayamıyor. Toplam harcama değişmiyor.
Vergiler nanay, ama harcamaları durdurmak imkansız. Sene başında tüm ücretlere EN AZ %20, belki %25 zam yapılacak. Yoksa yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara gidici.
Durun, bu daha ilk salvo. Bakın, sağlık harcamalarına ne olmuş: “Sağlık harcamaları, 2017 yılında %17,4 oranında artarak, 140 milyar 647 milyon TL’ye ulaştı”. Yani her modern ülkede olduğu gibi sağlık harcamaları enflasyon ve reel gelirden daha hızlı artıyor. 2019’da en az %25 artış bekliyorum, çünkü artık ilaç fiyatlarını kesemezsin. İthalatçılar ilaç getirmiyor, hastane ameliyat yapamıyor.
Zarar tespiti bitmedi, üstadım Hakan Özyıldız’ın son blogundan bir alıntı yapayım, KÖİ’lerin maliyetini anlatıyor:
“Ferhat’ın tablosuna göre bütçeden KÖİ projeleri için, geçen yıl 0,8 milyar lira harcanmışken, bu yıl 9 milyar liradan biraz fazla ödeme yapılacak. Gelecek yıl bu harcama 13,7 milyar liraya çıkacak. 2020 yılındaki ödemeler 24,8 milyar lira, 2021 yılında ise 28,2 milyar lira olarak tahmin edilmiş.
Unutmayın, bu tahminler hesaplanırken yıllık ortalama dolar kurunun 2019’da 5,6 lira, 2020’de 6 lira, 2021’de ise 6,2 lira olarak varsayıldığını hatırlatmamda büyük yarar var”.
“Gerçekçi” bir dolar kuru, ya da cebinde zırnık kalmayan vatandaşın bu köprülerden geçmediği bir senaryoda, Hazine’nin sırtına binecek yükü siz hesaplayın artık.
İşte bu yüzden Hazine batık diyorum. Borçlanmak zorunda kalacak. İşte bu yüzden ihaleleri iptal etmek miyopik ve ilerde büyük zararlara yol açacak bir hataydı diyorum.
Devam edelim, piyasalara saçılan likidite krediye gider mi? Aşağıdaki grafiğe iyi bakın:
Yalnız özel değil, kamu bankaları da kredi veremiyor. Niye veremiyor, hiç düşündünüz mü? Çünkü emir var, gelen her kredi yapılandırma talebini onaylayacaksın. Bankanın da işine geliyor. Yeniden yapılandırmayıp batık yazsa, karını çizecek. İyi ama, yapılandırdığında, o kredi donuyor. Bankada yeni kredi verecek kaynak kalmıyor.
İyi bakın o kredi grafiğine, bankacılık sisteminin kredi hacmi ne kadar? 2 trilyon 300 milyar. Yahu, Hazine’nin piyasaya saldığı 15-20 milyar sinek çüküyle fille gerdeğe girmek be! Ben vereyim o parayı bankalara da, Hazine ihale açsın, vatana bir faydamız olsun.
Banka niye kredi vermiyor? Okuyun, sahte haberden bıktıysanız, okuyun. Göya sadece 356 tane firma konkordato ilan etmişti. İllevelakin:
“AK Parti tarafından hazırlanıp TBMM Başkanlığı’na sunulan yasa teklifi ile konkordato ilanına yeni düzen geliyor. Buna göre konkordato ilanı için gerekli olan raporu verecek denetim kuruluşları sınırlandırılıyor. Raporu hazırlayan denetim kuruluşlarına da bazı yükümlülükler getiriliyor”.
Yahu, konkordato problemi yoksa, niye yasa çıkartıyorsun? Var, hem de nasıl, sektörden sektöre ebola virüsü gibi yayılan bir konkordato krizi var. Bugün listeye katılanlar: Angora Halı, Emay İnşaat, Analiz Faktöring (tahvil ödeyemedi, faaliyeti durdurdu).
Herkes cebindeki nakti bekareti gibi saklıyor, kimseye koklatmıyor. Winter is Coming…..Buz Çağı, Buz Çağı
Kaynak: paraanaliz.com-Atilla Yeşilada