Bağ-Kurluya Muska mı Yazalım?

Bağ-Kur aslında bir kısaltma. Günlük hayatta o kadar uzun süredir o kadar sık kullanılıyor ki, artık kısaltma olmaktan çıkmış, kelime haline dönüşmüş durumda.

Neyin kısaltması peki?

Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu.

Bağımsız diyor. Bağımsızların Kurumu. Ekmek Partili yani.

Sağıyla, soluyla, hakemiyle, futbolcusuyla işi yok.

Derdi geçinmek. Evine ekmeğini götürmek.

Varsa çocuklarını okutmak. Kenara 1-2 bir şey koyabilirse fazla borçlanmadan düğünlerini yapmak.

Hepsi bu. Atla deve değil.

PRİMLER FIRLADI

2021 ekonomik kriziyle birlikte artan fiyatlar, brüt asgari ücretin % 40 artarak 5.004,00 TL’ye çıkarılmasıyla neticelenince, Bağ-Kur primi de aynı oranda arttı.

Çünkü Bağ-Kur primi, brüt asgari ücret rakamı üzerinden hesap ediliyor.

Brüt asgari ücretin % 34,5’i kadar Bağ-Kur primi ödeniyor. Eğer borcunuz yoksa bu oran % 29,5 olarak dikkate alınıyor.

Bu hesaba göre borcu olan bir Bağ-Kurlunun primi 1.726,38 TL oldu. Borcu olmayan bir Bağ-Kurlu ise 31 Ocak 2022 tarihinde en az 1.476,18 TL prim ödeyecek.

Yani Bağ-Kurlu, asgari ücret artışını nasıl karşılayacağını kara kara düşünürken, kendi priminin de % 40 artmasıyla karşı karşıya kaldı.

PRİM GÜNÜ FAZLA MAAŞI AZ

Üstelik yıllardır çekilen eziyet aynı şekilde devam ediyor. Bağ-Kurlu emekli olabilmek için hem daha fazla gün prim ödüyor, hem de daha az emekli maaşı alıyor.

Maaşlar artacak şu bu. Mesele artması değil. Mesele ilerleyen süreçte bağlanacak maaş kat sayısının hâlâ düşüyor olmasında.

Ödediğin toplam prim, karşılığını vermiyor.

Babalarımızın hayatını heba eden bir sistem, şimdi de bizleri aynı sarmalın içine çekmiş durumda.

YENİ BİR ADET BAŞLADI

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, bir de son dönemde yeni bir adet başladı.

Getirilen her yeni yapılandırma ya da matrah artırımı kanununun bir yerinde, “Ey Bağ-Kurlu borcunu tamamen silerim ama, hizmetini de silerim. İleri de zengin olacaksın ya, hah işte o zaman silinen günlerini o günkü prim üzerinden sana geri satarım.” maddesi de oluyor.

İş düpedüz şuna dönüştü:

“Primi ödeyebilen ödesin, hatta mümkünse ödeyemezse daha iyi olur, ben de emekli maaşı vermekten kurtulurum.”

Böyle bir anlayış olabilir mi?

Beyler bu Bağ-Kurlu size ne etti?

NE YAPALIM?

Fazla primi ödeyen Bağ-Kurlu.

Yersiz prim ödeyen Bağ-Kurlu.

Ödediği fazla primin karşılığını alamayan Bağ-Kurlu.

Daha az emekli maaşı alan yine Bağ-Kurlu.

E yıllardan beri bu sorunlar çözülmediğine göre, ne yapalım?

Bağ-Kurluya muska mı yazalım?

Bu Yazıyı Paylaşın