Basit Usul=Fasit Usul

Gelir Vergisi Kanunu’nda mükellefiyet kaydınız 2 şekilde yapılıyor. Gerçek usul ve basit usul. Basit usul dediğimiz eskinin götürü usulü.

Devlet, son dönemde öyle değişiklikler yaptı ki, ne yazık ki basit usul kelimenin tam anlamıyla “fasit” usul oldu. (Türk Dil Kurumu sözlüğünde fasitin kelime anlamı “kötü,bozuk” olarak gözüküyor.) Basit usul kelimenin tam anlamıyla vergi sistemini bozmaya doğru koşar adım gidiyor.

SİSTEM NASILDI?

Basit usule tabi olmanın bir takım özel ve genel şartları vardı. Gelir Vergisi Kanunu’nun 46 ile 51.maddeleri arasında sayılan bu şartlara göre, işyeri mülkiyetinin iş sahibine ait olması halinde emsal kira bedeli, kiralanmış olması halinde yıllık kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırları içinde 2015 yılı için 6.000 TL.’yi, diğer yerlerde ise (İnebolu gibi) yıllık 4.000 TL.yi aşmayacak.

Satın aldıkları malları olduğu gibi ya da işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarı 2015 yılı için 84.000 TL.’yi veya yıllık satış tutarları 120.000 TL.’yi,

Diğer işlerle uğraşanların gayrisafi iş hasılatı 2015 yılı için 40.000 TL.’yi,

Her iki şekilde hasılat elde edenlerde de, satış ve hasılat toplamı 84.000 TL’yi aşmayacak.

Ve en önemli kural: Basit usul olmak isteyen kişi, ticaret hayatı boyunca 1 gün bile gerçek usulde mükellefiyet kaydı yaptırmamış olacak.

ŞİMDİ NASIL?

Devlet, bizler basit usulün sınırlarının kısıtlanması gerektiğini düşünürken akıllara durgunluk verecek bir karar aldı. Bütün koşullar yerli yerinde dururken, en önemli kuralla oynadı ve kişi daha önceden gerçek usulde mükellefiyet kaydı olsa bile basit usul kaydı yaptırabilir dedi.

Bununla da yetinmedi. Özel ve genel şartları taşımak kaydıyla gerçek usulde vergilendirilenlerin de basit usule geçebilmelerinin yolunu açtı.

UYGULAMADA NE OLDU?

Uygulamada neler olduğunu İnebolu’ya bakarak gözleyebiliyoruz. Esnaf önce faturalı mal alımını ve satışını frenledi. Rakamları Devlet’in istediği boyuta getirdi ve sonra gerçek usulden basit usule geçiş başvurularında bulunmaya başladı. Sadece 2014’ten 2015 yılına geçerken onlarca mükellef basit usule geçti ve kelimenin tam anlamıyla sistemin dışına çıktı.

Sistemin dışına çıktı diyorum, çünkü artık bu işletmelerde ödeme kaydedici cihaz yok. Aylık katma değer vergisi beyannamesi vermek yok, kira ödemeleri için muhtasar beyanname yok, satış sırasında fiş ya da fatura düzenleme mecburiyeti yok.

Peki ne var? Yılda 1 defa kendi istedikleri kadar vergi beyanında bulunmak var ve örneğin yandaki dükkân komşularına karşı inanılmaz bir haksız rekabet var.

BU İŞ NEREYE GİDER?

Bu işin gittiği yer bugünden ortaya çıktı denilebilir. Devlet çok ciddi bir vergi kaybına uğruyor. İnebolu tarzındaki yerlerde bir müddet sonra gerçek usulde vergilendirilen çok az sayıda işletme kalacak. Bu işletmelerle ilgili herhangi bir denetim yapılamaz hale gelecek. Muhasebeciler iş kaybına uğrayacak ve yönlerini tamamen bilanço usulüne tabi işletmelere çevirecek. Şu veya bu sebepten gerçek usulde vergilendirilen işletme defterine tabi işletmeler haksız rekabet altında inim inim inleyecek.

BU SİSTEM DÜZELTİLMELİ

Kimse lafı ağzında gevelemesin. Basit usul artık fasit usul olmuştur. Sistemin üzerinde bir yük olmaktan çıkmış, düpedüz sistemi tehdit eder bir hal almıştır.

Zamanında sosyal güvenlik sistemine yapılan müdahalelerin işi mezarda emeklilik noktasına kadar getirdiğini hepimiz biliyoruz.

Devlet basit usulün sınırlarını genişletmeye devam ederse, sistemin içinde kalanlar mezarda para kazanmaya başlarlar.

Bu Yazıyı Paylaşın