Zimmet Suçundan Mahkum Olan Ancak Hükmün Açıklanmasının Geriye Bırakılmasına Karar Verilen Memur İşe İade Edilir

 

T.C.
DANIŞTAY
Beşinci Dairesi
Esas No : 2014/752
Karar No : 2015/8682
Tarih : 05.11.2015
ÖZET :
  • ZİMMET SUCUNDAN DOLAYI MAHKUMİYET
  • HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİYE BIRAKILMASI
  • GÖREVE İADE BAŞVURUSU TALEBİ

İÇTİHAT METNİ

ÖZET :

2489 sayılı Kefalet Kanununun 6. maddesi ile PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı Yönetmeliğinin 38. maddesi uyarınca geçici bir tedbir olarak hizmetten çıkarılmış yani görevinden uzaklaştırılmış olan davacının; davalı idareye yaptığı başvuru, açıktan atanması istemini içermeyip, hizmetten çıkarılması (görevinden uzaklaştırılması) tedbirine son verilerek görevine başlatılması istemini içerdiğinden, Mahkemece, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmadığı hususu da göz önünde bulundurularak, davacı istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, talebin açıktan atamaya ilişkin olduğu kabulünden hareketle davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

İsteğin Özeti : Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 29.4.2013 günlü, E:2012/1118, K:2013/743 sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Cevabın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Metin Gökdemir’in Düşüncesi: İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Beşinci Dairesince, 6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun geçici 4. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Posta ve Telgraf Teşkilatının davalı konumundan çıkarılarak Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş.’nin davalı konuma alınmasına karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR :

Davalı idare emrinde memur pozisyonunda görev yapmakta iken 2489 sayılı Kefalet Kanununun 6. maddesi ile PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı Yönetmeliğinin 38. maddesi uyarınca hizmetten çıkarılmış olan davacı, göreve başlatılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 22.5.2012 günlü, 5183 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açmıştır. Temyizi istenen kararla; zimmet suçundan yargılandığı ceza davası sonucunda hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ise de, davacının yeniden göreve başlatılması istemiyle yaptığı başvurunun, açıktan atama koşulları içinde kadro ve ihtiyaç durumu, görevde iken almış olduğu disiplin cezaları, tutum ve davranışları ve mesleğinden bir süre ayrı kalmış olması gözetilerek, kamu yararı ve hizmet gerekleri çerçevesinde değerlendirilebileceği, bu nedenle yerine getirilmesi idarenin takdir yetkisi içinde olan bu tür talepleri olumlu sonuçlandırmak konusunda yargı kararıyla zorlanmasının hukuken mümkün olmadığı; davacının yeniden göreve başlatılması istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir.

Davacı, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığını ileri sürmekte ve Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir. Anayasa Mahkemesinin 21.11.2007 günlü, 26707 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 17.5.2007 günlü, E:2004/17, K:2007/59 sayılı kararıyla iptal edilmiş bulunan 2489 sayılı Kefalet Kanununun, davacının hizmetten çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6. maddesinde; kefaletli memur ve müstahdemlerden teftiş ve tahkik neticesinde zimmet ve ihtilasları anlaşılanların derhal usulüne göre hizmetlerinden çıkarılacakları ve haklarında ayrıca kanuni takibat yapılacağı, bunlara açıkta kaldıkları sürece herhangi bir ad ile maaş ve ücret verilemeyeceği; ancak suçları mahkeme kararıyla sabit olduğu takdirde zimmete geçirilen para ve menkul kıymetleri ve ayniyatı verseler bile ihtilas şeklinde zimmet yapanların bir daha Devlet işlerinde kullanılamayacağı, adiyen zimmettar olanlar hakkında Ceza Kanunu hükümleri tatbik edilmekle beraber bunların da para ve ayniyatın alınıp verilmesi ve elinde tutulması gibi işlerde kullanılmayacağı hükme bağlanmış, PTT Memurları Müteselsil Kefalet Yönetmeliğinin 40. maddesinde de aynı konu düzenlenmiş, kefalete bağlı görevlerde çalışan personelden teftiş ve soruşturma sonucunda zimmet veya ihtilasları anlaşılanların PTT Memur ve Hizmetleri Yönetmeliğinde yazılı hükümlere tabi olacakları, belirtilen nedenlerle işten çıkartılanlara açıkta kaldıkları süre içinde herhangi bir ücret verilmeyeceği, suçları mahkemece sabit görüldüğü takdirde, ihtilas şeklinde zimmet suçu işleyenlerin, zimmete geçirilen para, menkul kıymet ve ayniyatı verseler dahi idarede herhangi bir göreve alınmayacakları belirtilmiştir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun ”Hükmün Açıklanması ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” başlıklı 231. maddesi ile, sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl (2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği, uzlaşmaya ilişkin hükümlerin saklı olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade ettiği düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre, yaptırılan soruşturma sonucunda zimmet veya ihtilasları anlaşılanlar hakkında, görevden uzaklaştırma niteliğinde bir önlem olan hizmetten çıkarma kararının uygulanacağı, yapılan yargılama sonucunda beraat edenler ile Kefalet Kanununun 6. maddesinde değinilen ihtilasen zimmet ya da 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 7/1-c maddesinde sayılan ve işe alınmaya engel oluşturan diğer suçlardan mahkum olmayanların görevlerine iade edileceği, ihtilasen zimmet ile 7. maddede sayılan işe alınmaya engel suçlardan mahkum olanların ise bir daha göreve dönemeyecekleri açıktır.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalı idare emrinde memur pozisyonunda görev yapmakta iken zimmetine para geçirdiğinden bahisle 2489 sayılı Kefalet Kanununun 6. maddesi ile PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı Yönetmeliğinin 38. maddesi uyarınca 13.2.2001 günlü, 31 sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile hizmetten çıkarıldığı; zimmet ve zimmete sebebiyet vermek suçundan Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 29.5.2002 günlü, E:2001/42, K:2002/120 sayılı kararıyla 2 yıl 11 ay hapis ve 1.025,65.-TL ağır para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın Yargıtay Beşinci Ceza Dairesinin 19.2.2014 günlü, E:2003/6268, K:2004/987 sayılı kararıyla onandığı; daha sonra, 5237 sayılı Kanun yönünden uyarlama yapılmak suretiyle verilen 20.11.2006 günlü, E:2001/42, K:2002/120 sayılı kararın Yargıtay Beşinci Ceza Dairesinin 23.10.2008 günlü, E:2008/10647, K:2008/8782 sayılı kararıyla bozulmasını müteakiben Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 29.6.2009 günlü, E:2009/1, K:2009/302 sayılı kararla 1 yıl 8 ay 25 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği; bilahare hakkında herhangi bir mahkumiyet hükmü bulunduğundan söz edilemeyeceğini ileri sürülerek 1.5.2012 günlü dilekçe ile göreve başlatılması istemiyle idareye yaptığı başvurunun reddedilmesi üzerine temyizen incelenmekte olan davayı açtığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, 2489 sayılı Kefalet Kanununun 6. maddesi ile PTT Personeli Müteselsil Kefalet Sandığı Yönetmeliğinin 38. maddesi uyarınca geçici bir tedbir olarak hizmetten çıkarılmış yani görevinden uzaklaştırılmış olan davacının; davalı idareye yaptığı başvuru, açıktan atanması istemini içermeyip, hizmetten çıkarılması (görevinden uzaklaştırılması) tedbirine son verilerek görevine başlatılması istemini içerdiğinden, Mahkemece, 5271 sayılı Kanunun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmadığı hususu da göz önünde bulundurularak, davacı istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, talebin açıktan atamaya ilişkin olduğu kabulünden hareketle davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 16. İdare Mahkemesince verilen 29.4.2013 günlü, E:2012/1118, K:2013/743 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Kanun ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar da gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 5.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım


Bu Yazıyı Paylaşın