T.C. YARGITAY Yirmiikinci Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2013/11780 | ||
Karar No | : 2013/15843 | ||
Tarih | : 28.06.2013 |
ÖZET: |
|
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Y. tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Davacı vekili, iş sözleşmesinin haklı ve geçerli sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının bir yıl sekiz ay onsekiz gün çalıştığını, çalışma süresince defalarca uzun süreli rapor alarak asli yükümlülüğü olan iş görme borcunu yerine getirmediğini, şirketi zor durumda bıraktığını, şirketin iyi niyetle davacının iyileşmesini beklediğini, davacının rapor almaya devam ederek iş ilişkisinin devamını beklenmez kıldığını, iş işleyişini ve diğer çalışanların motivasyonunu olumsuz etkilediğini, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. ve 17 nci maddeleri uyarınca davacının oniki haftayı aşan raporlarının, davalı şirkete iş sözleşmesini haklı sebeple sonlandırma yetkisi verdiğini, davacının çalışma süresi boyunca 130 günden fazla rapor aldığını, davalı şirketin iş akdini derhal sonlandırma hakkına sahip olduğunu ancak kıdem tazminatı ödemesi yapıldığını, davacının sürekli ve uzun süreli rapor alarak iş görme edimini yerine getirmemesinin geçerli bir sebep oluşturacağını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, iş sözleşmesinin, 4857 sayılı Kanun’un 25/1-a ve 17 nci maddeleri uyarınca raporlu olduğu toplam süre gözetilerek feshedildiği, yargılama aşamasında ise davalı tarafça terditli olarak, davacının sürekli ve uzun süreli rapor alarak iş görme edimini yerine getirmemesinin, iş akışını ve verimliliği bozucu nitelikte olup, 4857 sayılı Kanun’un 19. ve 25/II. maddesi uyarınca akdin geçerli sebeple feshedildiğinin ileri sürüldüğü, işverenin, fesih bildiriminde gösterdiği fesih sebebiyle bağlı olduğu, başka bir sebep ileri süremeyeceği, davacının aldığı rapor süreleri ve hizmet süresi gözetildiğinde bu durumun iş akışını bozucu nitelikte olup haklı fesih nedeni oluşturmakta ise de fesih bildiriminde bu sebebe dayanılmaması sebebiyle feshin geçerli bir fesih olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, davacıya kıdem tazminatı ödendiğine göre feshin haklı nedenlere dayanmadığının işverenin de kabulünde olduğu, diğer taraftan davacının rapor sürelerinin aralıklı olması ve kesintisiz şekilde kullanılmaması sebebiyle 4857 sayılı Kanun’un 25/1-a ve 17 nci maddeleri uyarınca fesih koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, süresi içinde davalı temyiz etmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18 inci maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davacının, davalıya ait işyerinde 23.04.2010-11.01.2012 tarihleri arasında yemekhane işçisi olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin 11.01.2012 tarihli fesih bildirimiyle davacının pek çok kere arka arkaya rapor alarak işgörme edimini yerine getiremediği, raporlu olduğu toplam sürenin 4857 sayılı Kanun’un 17 nci maddesine göre hesaplanan ihbar önelini altı hafta aştığı nedeniyle 4857 sayılı Kanun’un 25/1-a maddesince 11.01.2012 tarihi itibariyle feshedildiği, davacının savunmasının alındığı, 23.11.2010-01.01.2011 tarihleri arasında otuzsekiz gün, 06.10.2011-10.10.2011 tarihleri arasında beş gün, 11.10.2011-27.11.2011 tarihleri arasında kırkyedi gün, 28.11.2011-17.12.2011 tarihleri arasında yirmi gün rapor aldığı anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının yaklaşık bir yıl sekiz aylık çalışma süresi içinde, 23.11.2010-17.12.2011 tarihleri arasında kesintili olarak yüzon gün rapor almasına yönelik davranışlarının 4857 sayılı Kanun’un 25 inci maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmasa da işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, işyeri düzenini bozan davranışlar niteliğinde olduğu ve işyerinde olumsuzluklara yol açması nedeniyle geçerli sebep oluşturduğu kabul edilerek davanın reddi yerine kabulüne yönelik yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1- Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın REDDİNE,
3- Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4- Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 144,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,
5- Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.