Ben İnebolu yazıları yazmayı sevmiyorum ama belli ki yerel seçim süreci böyle geçecek.
Aslında bu yazı, açmak zorunda kaldığım yeni İnebolu 101 kategorisinin bir yazısı.
Ancak düşününce bir yandan da sadece İnebolu’ya değil genele ait bir yazı.
Başlıkta o yüzden İnebolu yok.
“HER MİLLET LAYIK OLDUĞU ŞEKİLDE YÖNETİLİR”
Sanırım bu sözü duydunuz.
Çoğunlukla İngiltere Başbakanı Churchill ve Alman filozof Hegel’e atfedilen bu söz, büyük ihtimal Fransız filozof Joseph De Maistre’ye ait.
Hadi bunları bir kenara bırakın.
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hadis-i şerifi rivayet ediliyor. Ne diyor?
“Nasılsanız öyle idare olunursunuz.”
İNEBOLU’NUN BİRLİK VE BERABERLİĞİ
Siyasetçiyi toplum ortaya çıkarıyor.
Menderes’i savaştan çıkmış bir ülkeyi yeniden imar etsin, Demirel’i imar edilmiş bir ülkeyi büyütsün, Ecevit’i büyümüş bir ülkenin sosyal haklarını versin, Özal’ı sosyal haklarını almış bir ülkeyi çağ atlatsın diye ortaya çıkarmadı mı bu ülke?
İşte bu sözlerden hareket edersek ve iddiamız, İnebolu’nun gerçek sorununun birlik ve beraberliği sağlayamıyor olması ise…
Bunda siyasetçilerin bir payı olmasa gerek.
Neden?
Çünkü siyasetçi siz nasılsanız o şekilde ortaya çıkıyor ve öyle yönetiyor.
Mesela sizin sesiniz çıkmadığı için siyasetçinizin de sesi soluğu çıkmıyor.
Ki sesi soluğu çıkan, ilçenin haklarını o günün koşullarında her platformda savunan son siyasetçiyi de son yerel seçimde toplum görevden uzaklaştırdı bu ilçede.
Demek ki aslında sizin, bizim, hepimizin birlik ve beraberliği yok ki ortaya bu şekilde sonuçlar çıkıyor.
SORUN GERÇEKTEN BU MU?
Ama şu “Biz birlik beraberlik içinde değiliz.” efsanesini bir kenara bırakalım.
Çünkü asıl sorun bu değil.
Mesela bir siyasi parti kendi içinde bile birlik ve beraberlik sergileyemediği halde başarılı oluyorsa bu çok da önemli değil demek ki.
Birlik ve beraberlik olmasa da oluyor.
Duyuyoruz öyle değil mi?
Yok il genel meclisi listesi için şunlar oluyor, yok belediye meclisi listesi için bilmem kim bilmem kimi listede istemiyor.
E, o zaman diğerleriyle nasıl birlik ve beraberlik sağlanabilecek ki?
Zaten gerek de yok ki.
PEKİ ASIL SORUN NE?
Bu kadar laftan sonra gelelim asıl soruna.
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok.
İnebolu’nun asıl sorunu dik duramamaktır.
İçeriye değil dışarıya karşı dik duramamaktır.
Mesela İnebolu’nun 1980’li yıllardaki gibi “Bize verilen sözler tutulmuyor.” diye diklenip istifayı da basan ilçe yönetimleri yoktur artık.
Halbuki bakın, o yıllarda bunu yapabilenler varmış. (Hayatını kaybedenlere rahmet, hayattaki Ergün Baysal abimize uzun ömürler diliyorum.)
Ne menfaat ne koltuk hiçbir şey düşünmemişler değil mi?
Dik durmuşlar.
Çünkü arkalarındaki toplum da dik duruyormuş.
BUGÜN?
Bugün artık “O cezaevi kapanırsa, o balıkçı barınağı yapılmazsa, ilçe başkanı da, ilçe yönetimi de, il genel meclisi de, belediye başkanı da, belediye meclisi de ne var ne yok hepimiz basıyoruz istifayı.” diyebilen yoktur.
Asıl o denilebildiğinde herkes yönetimin arkasında olacaktır.
Yoksa kendisini seçenlere dönüp de “Cezaevi kapanmayacak.” diye yalanlar söylendiğinde değil.
Ve bu tarz şeyler derneklerden, sivil toplum kuruluşlarından, muhalefet partilerinden beklenmez.
Dönüp dönüp bu adamlara “Neredeydiniz?” diye sormanın pratik bir geçerliliği de yoktur.
Toplum kendi kabahatini başkasının sırtına sarmak için bu soruları alkışlar o kadar.
Sorulacak yer bellidir.
Bu sorular kim yönetiyorsa ona sorulur.
SORUN DİK DURAMAMAKTA
Peki niye dik duramıyor İnebolu siyasetçisi?
Ne demişti peygamberimiz?
“Nasılsanız öyle idare olunursunuz.”
20 kilometre sağınıza bakın:
Nasıl dik duruyor Bozkurt’un bağımsız adayı?
Nasıl dik duruyor Abana’nın teşkilatı?
Başaracaklar ya da başaramayacaklar ama arkalarındaki halk dik duruyor çünkü.
PEKİ İNEBOLU NE YAPIYOR?
Ne yapıyor biliyor musunuz?
İlçenin ekonomik anlamda yüreği sayılacak bir kurumu kapattıranların “olur” verdiğini onaylama derdine düşüyor.
Ne demiştik en başta?
İhtiyaç duyduğu siyasetçiyi toplum ortaya çıkarır, toplum yaratır.
Yani…
Bugünün siyasetçileri dik duramayanlardan ortaya çıkıyorsa…
Sorun siyasetçide değildir.
Sorun, dik duranları ve ilçenin haklarını her platformda savunanları, şahsi meseleler ve menfaatler için görevden uzaklaştıranlardadır.
İnebolu’nun gerçek sorunu da birlik ve beraberlik değil, dik duramamasıdır.
Bu açıdan da İnebolu aslında mikro Türkiye’dir.
Teşhis yanlış olursa, yanlış tedavi ile sadece vakit değil sağlık da kaybedilir.
5 yıldır olduğu gibi.