İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 24.03.2016 gün ve 14563 – 5844 Sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü:
KARAR :
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 Sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin ( 1. ) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Kanun’un 26.09.2014 tarihli ve 5236 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
Davacı-karşı davalı erkek terk sebebine ( TMK m. 164 ) dayanarak boşanma davası açmış, davalı-karşı davacı kadın ise evlilik birliğinin sarsılması sebebine ( TMK m. 166/1 ) dayanarak karşı boşanma davası açmıştır.
Mahkemece davacı- karşı davalının az, davalı-karşı davacının ağır kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-karşı davalının davasının kabulüne, davalı-karşı davacının karşılık davasının ise reddine karar verilmiştir. Bu karar davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce yapılan inceleme neticesinde onanmasına karar verilmiş ve bu karara karşı davalı-karşı davacı kadın tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Yapılan yargılama ve toplanan deliller davacı-karşı davalı erkeğin, birlik görevlerini ( TMK.m. 186/3 ) yerine getirmediği, gece geç saatlerde eve döndüğü, eşi ve çocuklarıyla ilgilenmediği, eşine şiddet uyguladığı, anlaşılmaktadır.
“Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır” ( TMK m. 164/1 ).
Somut olayda da terk edilen, davacı-karşı davalı erkek değil davalı-karşı davacı kadındır. Çünkü davalı-karşı davacı kadın ortak konutu terk etmeye zorlanmıştır. Davacı-karşı davalının terk sebebiyle boşanma davası açma hakkı bulunmamaktadır. ( Hukuk Genel Kurulunun 13.03.2015 gün ve 2013/2-1688 E, 2015/1032 K. sayılı ilamı )
Mevcut duruma göre, davacı-karşı davalı tam kusurlu, davalı kusursuzdur. Davalı-karşı davacının karşılık boşanma davası açması hakkın kötüye kullanılması ( TMK m. 2 ) niteliğinde değildir. Davacı-karşı davalının boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacının karşılık boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, deliller yanlış değerlendirilerek, davacı-karşı davalının davasının kabulü, davalı-karşı davacının karşılık boşanma davası ve davasının eki niteliğindeki tazminat taleplerinin reddi doğru olmamıştır.
Bu sebeple, temyiz edilen hükmün bozulması gerekirken, yazılı şekilde onanması isabetsiz olmuş, ancak bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalı-karşı davacı kadının karar düzeltme talebi açıklanan sebeple yerinde görülerek kabulüne: Dairemiz ilamının onamaya dair bölümünün her iki dava yönünden kaldırılmasına; hükmün erkeğin davasının kabulü ve kadının davasının reddi yönlerinden açıklanan sebeplerle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ :
Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacının karar düzeltme isteğinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440/1-4. maddesi gereğince KABULÜNE, Dairemizin 24.03.2016 tarihli ve 2015/1456-2016/5844 Sayılı onama kararının erkeğin davasının kabulüyle kadının davasının reddi yönlerinden KALDIRILMASINA, yerel mahkeme kararının, erkeğin davasının kabulüyle kadının davasının reddi yönünden yukarda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, kadının fer’i taleplerine yönelik itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istenmesi halinde karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 15.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.