Yeni bir araştırmaya göre, orman yangını dumanına maruz kalmak bunama riskini diğer hava kirliliği türlerinden daha fazla artırabilir.
Araştırma bulguları, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) düzenlenen Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansı’nda sunuldu.
Orman yangını dumanı, PM2.5 olarak bilinen ve bir insan saçının çapından yaklaşık 30 kat daha küçük olan ince parçacıklar içeriyor. Bu partiküller akciğerlerin derinliklerine kadar solunabiliyor, kan dolaşımına geçebiliyor ve kalp ve akciğer hastalıklarına neden olabiliyor ya da bu hastalıkları kötüleştirebiliyor.
Son araştırma, bu partiküllerin bunamada da rol oynayabileceğine dair kanıtlara bir yenisini daha ekledi.
Araştırmacılar, 2009 ve 2019 yılları arasında ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki 60 yaş ve üzeri 1,2 milyon yetişkinin sağlık kayıtlarını takip etti. Hava kalitesi izleme ve diğer verileri kullanarak, üç yıl boyunca orman yangını dumanı veya diğer nedenlerle konutlarda ince partikül maddeye maruz kalma oranını tahmin etti.
Otomobiller ve fabrikalar da bu küçük partikülleri yayarken, araştırmacılar orman yangını dumanına maruz kalma nedeniyle demans teşhisi riskinin daha yüksek olduğunu tespit etti.
Çalışma, orman yangını partiküllerine üç yıllık ortalama maruziyette metre başına her 1 mikrogramlık artış için yeni bir demans teşhisi olasılığının yaklaşık yüzde 21 arttığını ortaya koydu.
ABD’deki Washington ve Pennsylvania üniversitelerinden araştırmacılara göre, bu oran orman yangını olmayan partiküllerdeki her 3 mikrogramlık artış için yüzde 3’lük bir risk artışıyla karşılaştırıldı.
Orman yangınlarında artış
Neden bir fark olduğu ise net değil.
Öte yandan, Alzheimer Derneği baş bilim sorumlusu Maria Carrillo, orman yangınlarının artmasıyla birlikte bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini söyledi.
Carrillo, özellikle demansın en yaygın türü olan Alzheimer riskinin, sağlıksız havadan kaçınmakta zorlanabilecek düşük gelirli nüfus için daha yüksek olduğu düşünüldüğünde, bunun daha da önemli olduğunu vurguladı.
Sağlık uyarıları, hava kalitesi düşük olduğunda kapalı alanlarda kalmayı teşvik ediyor ancak “evde kalma seçeneği olmayan ya da dışarıda çalışan pek çok kişi var” dedi.
Alzheimer Derneği bilimsel programlar ve sosyal yardım kıdemli direktörü Claire Sexton ise yaptığı açıklamada, “bulguların, orman yangınlarını önlemeye yönelik politikaların yürürlüğe konmasının ve bu yangınları ele almak için daha iyi yöntemlerin araştırılmasının öneminin altını çizdiğini” ifade etti.
Araştırmalar, sıcak ve kuru koşulların yangın mevsimlerini uzatması nedeniyle iklim değişikliğinin orman yangınlarında artışa yol açtığını ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz yıl, özellikle Akdeniz’de yanan alanlarda büyük bir artışla birlikte, Avrupa Birliği’nin (AB) orman yangınları açısından en kötü yıllarından biri oldu.