Bundan yaklaşık yıl önce, biraz da işin tatavası olsun, şu ağır gündemin içinde az da gülümseyelim diye Bekârlık Vergisi Gelir mi? başlıklı bir yazı yazmıştım.
Yazıda özetle bu işin tarihteki örneklerini vermiş, vergiyi önleyen kişinin de Mustafa Kemal Paşa olduğunu, Meclis kürsüsünde yaptığı bir konuşmanın bu işi durduğundan bahsetmiştim.
Bugün neden yeniden gündeme gelebileceğini de evlenme sayılarından yola çıkarak açıklamıştım.
Uygulanan Asgari Geçim İndiriminin de aslında bir çeşit bekârlık vergisi sayılabileceğini öne sürmüştüm.
ALT ALTA YAZALIM
Şimdi son 1 yılda olan biteni alt alta yazalım.
Öncelikle asgari geçim indirimi kaldırıldı. Artık evli olana ya da fazla çocuğu olana daha fazla asgari geçim indirimi ödemek diye bir şey kalmadı.
Ekonomik sıkıntılar öyle bir noktaya ulaştı ki, bir süredir çocuk yapmaya cesaret edemeyen toplumun, önümüzdeki süreçte evlenmeyi de göze alamayacağı, hatta buna cesaret etse bile, evlenemeyeceği de ortaya çıkmaya başladı.
KONU KOMİSYONLARA GELMİŞ
İşte hal böyleyken, meğer Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) bünyesinde oluşturulan, Kadınların İş ve Aile Yaşamlarının Uyumlaştırılmasında Karşılaşılan Sorunların Tespiti ve Çözüm Önerilerinin Belirlenmesi Konulu alt komisyonda birçok öneriyle birlikte, “evliler ve bekârlar için farklı vergi oranlarının getirilmesini” de önermiş.
BU İŞ BÖYLE BAŞLAR
Bakın bu memlekette her iş böyle başlar. Biri bir komisyonun alt komisyonunda bir laf eder, o laf döner dolaşır bizim başımızı dolaştırır.
Önümüzdeki süreçte evlenme sayısının hızla düşecek olması, şaka gibi gelen bu bekârlık vergisinin, bekârların başına dolaşacağını “ucundan” göstermeye başladı.
Demedi demeyin.
