Takip edenler bilir.
Ben her yıl bir Bağ-Kur yazısı yazarım.
Hatta geçen yıl iki yazı yazmışım. Çünkü asgari ücret iki defa belirlenmiş, Bağ-Kur primleri de iki defa artmış.
Birisinde demişim ki Bağ-Kurluya Muska mı Yazalım?
Diğerinde de Bağ-Kurlu Ölsün, Herkes Rahatlasın
Peki niye yazıyorum bu yazıları?
Çünkü haksızlık karşısında susup dilsiz şeytan olmak bize göre değil.
Çünkü Bağ-Kurlu bu toprakların garibi gurebası. Mağduru.
Çünkü Bağ-Kurlu bu toprakların itilmişi kakılmışı. Haksızlığa uğrayanı.
Çünkü Bağ-Kurlu bu toprakların ezilmişi yenilmişi. Zelili.
Çünkü Bağ-Kurlu bu toprakların kıygını naçarı. Mazlumu.
HELE BURAYA BAKIN BİR
Şimdi şu son 10 gün içinde olanlara bir bakın.
Yıllar önce başlayan ama kulak asılmayan EYT konusu, seçim sonuçlarına etkisi olabilir umuduyla belli ki yaşama geçirilecek.
Sağınız solunuz, eşiniz dostunuz, televizyonlar gazeteler herkes, her yer 5.000 günden bahsediyor değil mi?
E peki Bağ-Kurluya ne ki bundan?
Bağ-Kurlu 9.000 günde emekli olabiliyor.
Niye?
Bağ-Kurlu “patron” çünkü.
Nasıl bir “patron” biliyor musunuz?
HELE GELİN ANLATALIM BİR
Bir patron düşünün ki, yanında bir de sigortalı işçi çalıştırmak durumunda kalıyorsa, işyerinin kapısının anahtarını çevirdiğinde, eğer prim borcu yoksa 3.252,60 TL çalışanı, eğer prim borcu yoksa 2.952,36 TL de kendisi için sigorta primi ödemek ve 8.506,80 TL de çalışanına aylık vermekle karşı karşıya kalıyor.
Toplamda 14.711,76 TL.
Eğer borcu varsa bu 15.712,56 TL.
Kira, elektrik, su, telefon, internet, vergi, şu, bu saymıyoruz bile.
Bu Bağ-Kurlu % 10 kâr marjı ile çalışıyorsa ve prim borcu yoksa ayda ortalama 147.000,00 TL ciro yapmalı ki bunu ödeyebilsin.
Yani günde 4.900,00 TL.
Yani sabah 7’de açıp, akşam 7’de kapatsa açık kaldığı her saat 408,33 TL.
Cumartesi Pazar demeden.
5 kuruş sermaye birikimi yapamadan.
Ve unutmayın, henüz kira, elektrik, su, telefon, internet, vergi, şu, bu mevzusuna geçemeden.
Evine pazar parası bırakamadan.
Çocuğunun okul ve kırtasiye alışverişini yapamadan.
Gördünüz mü 9.000 gün prim şartı getirdiğiniz “patronu”?
Gördünüz mü herkesin ağzına sakız ettiği 5.000 gün prim şartına karşıdan baktırdığınız “patronu”?
Gördüyseniz…
HELE ŞUNU AÇIKLAYIN BİR
Fazla primi ödeyen Bağ-Kurlu.
Yersiz prim ödeyen Bağ-Kurlu.
Ödediği fazla primin karşılığını alamayan Bağ-Kurlu.
Bir türlü emekli olamayan Bağ-Kurlu.
Neredeyse 2 katı emeklilik gün sayısını bekleyen Bağ-Kurlu.
Ama daha az emekli maaşı alan yine Bağ-Kurlu.
Açıklayın bize bir kere…
Bütün bunların sebebi ne?
Lozan Antlaşmasında “Bağ-Kurluya düpedüz zulmedilecek.” diye gizli Bağ-Kur maddesi mi var?
Bütün gizli maddelerin süresi doldu da bir tek bu Bağ-Kur maddesi mi kaldı geriye?
Hele bir açıklayın bize!