İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR :
Davacı, davalı ile … Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında tapu tahsili yer sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin idarece tüm edimler yerine getirildikten sonra gecekondunun 1986 yılındaki uçuş haritasında yer almadığı gerekçesiyle hak sahibi olmadığı sonradan anlaşıldığından sözleşmenin fesh edildiğinin bildirildiği, oysaki 3.12.1986 yılında gerekli başvuruları yaparak imar affından yararlandığını, ilgili tarihte davaya konu yapının 10.10.1985 tarihinden önce yapıldığına dair yeminli özel teknik büronun tutanağı bulunduğunu, kendisinin yanıltması ve kandırmasının söz konusu olmadığını, belediyenin uçuş haritasındaki durumu hem tapu tahsis belgesinin verildiği tarihte hem de sözleşme tarihinde bilebilecek durumda olduğunu, kura ile yer belirlendikten sonra sözleşmenin iptalinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle birinci talebinin 18.11.2005 tarih ve 3857 analiz numaralı sözleşmenin haksız feshedildiğinin tespiti ve sözleşmenin uygulanmaya devam edilmesi yönünde muarazanın önlenmesine, kura çekimi sonucunda isabet eden T3-366-C 60 numaralı dairenin aynen ifa kapsamında verilmesine, dairenin teslimi için gereken süreden başlamak üzere geç teslim tazminatı olarak şimdilik 1.000,00 TL kira kaybı tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, aynen ifanın mümkün olmaması halinde ikinci talebinin aynen ifa yerine 10.000,00 TL müspet zarar tazminatının yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, bunların da kabul edilmemesi halinde 3. talebinin, arsa bedelinin ödenmiş olması sebebiyle tapu tahsis belgesine konu … ilçesi … mahallesi 1494 parselde tahsis edilen 400 m2’den düzenleme ortaklık payının düşülmesi sonucu kalan payın bedelinin kamulaştırmasız el atma kapsamında şimdilik 1.000,00 TL’sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, üçüncü talebinin reddedilmesi halinde ise, sözleşmesi iptal edilen yerin arsa tahsis bedeli olarak 20.02.1988 tarihinde ödediği 100.000,00 TL’nin ve 18.11.2005 tarihli sözleşme gereği 48 taksitte ödediği 10.120,00 TL’nin ödeme tarihlerindeki alım gücünün dava tarihine uyarlanarak tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 8.160,96 TL alacağın 23.09.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- )Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- )Davacı, Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında imzalanan sözleşme gereği tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen idarece haksız ve kötüniyetli olarak sözleşmesinin iptal edildiğini,tüm edimler yerine getirildikten sonra sözleşmenin iptalinin MK 2’ye aykırı olduğunu iddia ederek elde ki davayı açmıştır. Davalı ise aralarındaki sözleşmenin 1. maddesinin d bendi gereğince sözleşmenin imzalanmasından sonra yapılan araştırmalar sonucu hak sahibi olmadığı belirlenen şahısların sözleşmeleri Belediyece tek taraflı iptal edilecektir hükmü bulunduğunu, imar affından yararlanarak tapu tahsis sahibi olmak için davacıya ait gecekondunun 10.11.1985 tarihinden önce yapılmış ya da en azından inşaatına başlanmış olması gerektiğini, buna rağmen yapının 1986 tarihli uçuş haritasında gözükmediğini savunmuştur. Mahkemece, davacıya ait tapu tahsis belgeli gecekondunun 1986 yılındaki hali hazır haritada bulunmadığının fen bilirkişisi raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle davacının ödediği 48 aylık taksit toplamı 8.160,96 TL’nin iadesine karar verilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan belgelerden 3.12.1986 tarihinde imar afından yararlanmak için yapı sahibi … tarafından başvuruda bulunulduğu, ilgili yeminli büroca hazırlanan tarihsiz tutanak ile yerin 10.10.1985 tarihinden önce yapıldığının kayıt altına alındığı, davalı belediyece imar affı başvuru talebi yerinde görülerek 3.3.1987 tarihinde tapu tahsis belgesinin verildiği, … belediyesi emlak vergisi kayıtlarına göre yerin 1980 yılında yapıldığının gözüktüğü, hatta iptale konu uzlaşma tutanağında yerin 1970 tarihinden beri elektrik, su aboneliklerinin bulunduğunun belirtildiği, davaya konu gecekondunun “Enkaz Satış Senedi” adlı belge ile davacıya devredildiği, devirden sonra davacının 1986 yılından itibaren emlak vergilerini kendisinin ödediği, davacıya ait tapu tahsisli gecekondunun Kentsel dönüşüm projesi kapsamında davalı belediyeye devri hususunda taraflar arasında sözleşme akdedildiği, davalı belediyenin elemanlarınca 3857 analiz numaralı kıymet takdir raporu düzenlenerek davacının gecekondusu, müştemilat ve ağaçları için 1.959,00 TL enkaz bedelinin belirlendiği, bu bedelin yeni verilecek daire karşılığı borcundan düşülerek 8.161,00 TL borçlandırıldığı, bu borcun sözleşmeye uygun 48 taksitle ödendiği, 20-24 Ocak 2012 tarihinde yapılan kura neticesinde T3-366-C60 numaralı dairenin davacıya isabet ettiği, yerin davacıya tesliminin yapılmadığı, davacının 18.9.2013 tarihli ihtarı ile yerin teslimini talep ettiği, davalı belediyenin ise yerin 1986 tarihli uçuş haritasında bulunmadığından davacının 2981 Sayılı kanun kapsamında hak sahibi olma durumu bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmenin iptal edildiği anlaşılmıştır.
Az yukarda açıklanan bilgi ve belgeler ışığında davaya konu yerin 1986 tarihli uçuş haritasında gözükmese de yerin 10.11.1985 tarihinden önce yapıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki, yerin bu tarihten önce yapılmamış olması halinde dahi bu yerin bu tarihte yapılmadığının tespitini davalı belediye yapacağı basit bir inceleme ile tespit edebilecek durumdadır. Davacının idareyi yanıltması ve hilesi de söz konusu değildir. İdare kendi çalıştırdığı yeminli büro aracılığı ile yerin 10.11.1985 ten önce yapıldığını tespit etmiştir. İdarenin kendi personelinin kusuru ile oluşan zarara kendisinin katlanması gerekir. Medeni Kanunun 2. maddesinde “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmü mevcuttur. Somut olayda, davacı üzerine düşen bütün edimleri ifa edip kura neticesinde yer de kendisine isabet ettikten sonra davalının kendi çalıştırdığı personelinin hatası sonucu sözleşmeyi iptal etmesi MK. 2.maddesine de aykırılık teşkil eder. Dairemizin benzer nitelikteki dosyalardaki görüşü de bu yöndedir. ( 2017/9621 E.,2018/664 K. ) Hal böyle olunca, mahkemece, az yukardaki bilgi ve belgeler ile MK 2. madde hükmü gözetilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ :
Yukarıda birinci bentte açıklanan sebeplerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 417,47 TL kalan harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan 29,20 TL harcın istenmesi halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.