Birleşik Krallık hükumeti, Galler, Midlands ve İngiltere’nin kuzeyine yapılacak elektrikli tren hatları çalışmasını iptal ettiğini ve Great Western demiryolu ağı elektriklendirme projesinde kesintiye gidildiğini açıkladığında, Victoria döneminden bu yana ülkede yapılan en büyük demiryolu yatırım programı da sona ermiş oldu. Ancak Britanya demiryollarını elektrikliye çevirmek için yeni bir çözüm gündemde: hidrojen.
Standart demiryollarını elektrikli hale getirmek için yolların üzerine kablolar döşeniyor. Trenler bu kablolardan gelen elektriği yakıt olarak kullanıyor. Ancak tren yolu üzerinde bulunan tüneller ve köprülere bu kabloları yerleştirmek çok zor ve maliyetli. Bazı tüneller yukarıya kablo düzeneği döşenmesi için fazla dar. Bunun için genişletilmesi gerekiyor. Bu da çok maliyetli bir işlem.
Dizel hem çevreci değil hem de masraflı
Trenlerin yolun genelinde elektrikle hareket etmesini ama tünel ve köprülere geldiğinde dizel motoru kullanmasını sağlayan hibrit bir sistem de mevcut ancak bu yaklaşım hem çevre dostu değil hem de ağır dizel yakıtın yol boyunca taşınması gerektiği için çok ekonomik değil. Zaten Birleik Krallık’ın Avrupa’nın geri kalanına göre karbon salınımını dizginleme konusunda oldukça geride kaldığı göz önünde bulundurulduğunda dizel kullanımına geri dönülmesi çok da makul bir çözüm gibi görünmüyor.
Yolun elektriksiz bölümlerinde trenlerin dizel yerine hidrojen yakıt hücreleri kullanması fikri ise Birleşik Krallık’ın tüm sorunlarını çözebilir. Hidrojen yakıt hücreleri dizele göre daha hafif ve daha çevreci yollarla üretilebiliyor.
Temiz hidrojen üretimi
Hidrojen yakıt hücresi üretiminde metan gazı kullanımı sıkça başvurulan bir yöntem ancak bu yöntemde çok fazla zehirli gaz doğaya salınıyor. Yani hidrojen yakıt olarak kullanılırken çevreye zarar vermese de üretim aşamasında benzer bir zarara sebep olabiliyor. Bunun alternatifi ise hidrojeni elektroliz yöntemiyle sudan elde etmek. İçinden elektrik geçirilen su bileşenlerine ayrılarak hidrojen ve oksijene dönüşüyor.
Elektroliz için gerekli elektrik için de rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinde üretilen fazla enerjinin kullanılması mümkün. Böylece hidrojen enerjisi yenilenebilir bir enerji haline gelebilir. Ancak rüzgar ve güneş santralleri her zaman ihtiyaçtan fazla elektrik üretemiyor. Elektroliz santralinin ise karlı olabilmesi için günün çoğu saatinde çalışıyor olması gerek. İhtiyaç duyulan elektrik enerjisi farklı kaynaklardan üretilirse yine doğaya zarar verilmiş olacak.
Üçüncü bir yöntem ise suyu yüksek sıcaklıkta sülfür ve iyot ile tepkimeye sokmak. Bu işlemin ardından hidrojen elde edilebiliyor. Şimdilik bu sistem de maddi açıdan çok karlı olmasa da önümüzdeki 10 yıl içinde bu işlemi daha ekonomik şekilde gerçekleştirebilen dördüncü nesil nükleer elektrik santrallerinin geliştirilmesi bekleniyor. Bu yüksek sıcaklıklı küçük modüler reaktörler ABD, Çin, Japonya ve Kanada’da üretiliyor ancak Avrupa’da ve Büyük Britanya’da üretimi yapılmıyor.
Alternatif yakıt olarak hidrojen
Yakın gelecekte hidrojen üretiminin etkin, çevreci ve ekonomik yöntemlerinin geliştirilmesi ile birlikte hidrojen yakıt hücrelerinin de enerji ihtiyacımıza bir alternatif haline gelmesi mümkün. Ancak yeni yakıtların yaygınlaşması için tüketiciler öncelikle altyapının kurulmasını bekliyor. Hidrojen altyapısının gelişmesi için tren sistemleri önayak olabilir. Ayrıca bugün doğalgaz taşınan boru hatları gelecekte Hidrojen taşımak için kullanılabilir.
Kaynak: dunyahalleri.com-Semih Sönmez