Eşleri Birlikte Yaşamaya Zorlamak Kanunen Mümkün Değildir

T.C.
YARGITAY
İkinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2015/26795
Karar No : 2016/11902
Tarih : 20.06.2016
KAVRAM:
  • BOŞANMA İSTEMİ
  • BİRLİKTE YAŞAMAKTAN KAÇINMA
  • EŞLERİ BİRLİKTE YAŞAMAYA ZORLAMANIN KANUNEN MÜMKÜN OLMADIĞI

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 20.6.2016 günü temyiz eden davalı-karşı davacı vekili ve karşı taraf davacı-karşı davalı vekili geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

Mahkemece boşanmaya sebep olan olaylarda “davalı-karşı davacı kadının eşine hakaret içerikli söz ve davranışlar sergilediği, eşine psikolojik şiddet uyguladığı, davacı-karşı davalı erkeğin de eşine haber vermeksizin evini terk ettiği, kadının ağır kusurlu olduğu” gerekçesiyle davacı-karşı davalı erkeğin davasının kabulüyle tarafların Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi gereğince boşanmalarına ve davalı-karşı davacı kadının davasının ise reddine karar verilmiştir. Önceki boşanma davasının davacı-karşı davalı erkek tarafından açıldığı, davanın “şiddetli geçimsizliğin varlığı ve davalının kusuru ispatlanmadığı” gerekçesiyle reddedildiği, ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde de davalı-karşı davacı kadının bir kusuru ortaya konulamamıştır. Önceki boşanma davasının reddine dair karar, o davaya kadar davalı-karşı davacı kadının boşanmayı gerektirecek bir kusurunun bulunmadığı konusunda kesin hüküm teşkil eder. Bu kesin hükmün varlığı karşısında, önceki olaylardan dolayı davalı-karşı davacı kadın artık kusurlu sayılamaz.

Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı-karşı davalının eşine haber vermeksizin evi terk ettiği ve evin doğalgaz, elektirk aboneliklerini kapattırdığı, bu suretle birlikte yaşamaktan kaçındığı'” anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davalı-karşı davacı kadın da dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının da kabulüyle boşanmaya ( TMK m. 166/1 ) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile karşı davanın reddi doğru bulunmamıştır.

SONUÇ :

Temyiz edilen hükmün yukarda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı-karşı davalı erkeğin yeniden hüküm kurulması gerekli hale gelen boşanma davası ile fer’ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, duruşma için taktir olunan 1.350,00 TL. vekalet ücretinin Koray’dan alınıp Gülnihal’e verilmesine temyiz peşin harcının istenmesi halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[mks_separator style=”solid” height=”2″]

Kaynak: Palmiye Yazılım

Bu Yazıyı Paylaşın