Tahminen siz bu yazıyı okurken, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilmiş olan 7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olur.
Toplam 65 maddeden oluşan bu Kanunla ilgili şu aşamada benim yazıya dökeceğim bir madde var. Aslında bu yazıdan önce 15 Mart 2015 tarihli Basit Usul=Fasit Usul ve 25 Şubat 2016 tarihli Basit Usul Nereye Koşuyor? başlıklı yazılarımı da okumanızda fayda var, ki mantığım tam olarak anlaşılsın.
Ama vakti kıymetli olup da bu yazıları okuyamayacak olanlar için özetlemek gerekirse, basit usulün alanını genişletmenin kimseye bir faydasının olmayacağını, hatta bırakın faydası olmasını, işin giderek paralelinde yer alan vergi mükelleflerine zarar verir hale geldiğini yazmışım.
Bugün de aynı düşüncelerin arkasında duruyorum.
Ancak görülen o ki, sistem bu konuda bizim kadar huzursuz değil.
BASİT USUL VERGİ DIŞI
7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un ilk maddesine göre, basit usul artık tamamıyla vergi dışı. Ticaret yapacaklar, kayıtları “herhalde” bir şekilde tutulacak, ama herhangi bir vergilendirmeyle karşılaşmayacaklar.
“Zaten vergi mi veriyorlardı?” dediğinizi duyar gibiyim. Evet doğru, iş yıllar içinde öyle bir hale gelmişti ki, son rakamlara göre yıllık verdikleri vergi ortalama 267 TL.’ye düşmüştü. Ben demiyorum Devlet diyor. Yanlış okumuyorsunuz yıllık diyorum.
Şimdi deniliyor ki “Efendim zaten ortada böyle bir fiilî durum vardı. Evet? Bu şimdi kanunî hale getirildi. Ne güzel.
MADDENİN GEREKÇESİ YOK
Bakın, bir kanun görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulduğu zaman, kanunla birlikte, yasalaşması istenen maddelerin de gerekçeleri yazılır. Bu örneğin Türk Ticaret Kanunu tarzında bütün ticaret hayatını etkileyecek kanunlarda ciltli kitaba sayılacak şekilde uzun olur.
Mesela bu Kanunun 6 sayfalık genel gerekçesinden sonra da 13 sayfa maddelerin gerekçeleri anlatılmış.
Mesela ne hakkında olduğunu okumadığım 2. maddenin gerekçesi 53 satırda anlatılırken, basit usulün vergi dışı bırakılmasının gerekçesi 5 satırda anlatılmış. Üstelik şu yazılmış:
Madde 1- Maddeyle, 193 sayılı Kanunun 47 ve 48 inci maddelerinde yazılı şartları topluca haiz olup basit usulde vergilendirilen ve 51 inci maddede sayılan basit usulden faydalanamayacaklar arasında yer almayan mükelleflerin ticari kazançları, gelir vergisinden istisna edilmektedir. İstisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu kazançlar beyannameye dâhil edilmeyecektir.
Pardon? Yani neymiş gerekçesi? Ben okudum, ama bir gerekçe okumadım. Siz de okuyun. Neymiş bunun gerekçesi? Gerekçede yazılı bir gerekçe görülmüyor. Ne yapıldığı anlatılıyor sadece. O kadarını kanun teklifini okuduğumuzda da görüyoruz zaten.
Ama maddenin gerekçesi neymiş, gerekçeyi okuduğumuzda göremiyoruz. Bir gerekçe yazmıyor.
BUYURUN CENAZE NAMAZINA
Gerekçesi bile yazılamayan, yazılacak bir gerekçe dahi bulunamayan bir madde ile 835 bin mükellef vergi dışı bırakılıyor öyle mi? Öyle.
O zaman buyurun cenaze namazına. Ama bütün vergi ve vergilendirme sisteminin.
Ne demek istediğimizi, yandaki dükkân komşusu gibi basit usule tâbi olmak için, bugüne kadar kestiği fişleri artık kesmeyen, aldığı faturaları da almaz hale gelen mükelleflerin sayısı çığ gibi arttığında daha iyi anlarsınız.