Bu yazı aslında 20 Temmuz 2017 tarihinde bu sitede yayınlanan İstikamet Neresi? başlıklı yazımın hem devamı niteliğinde, hem de Kastamonu-İnebolu özelinde varılan noktanın neresi olduğunun basitçe anlatılması amacını taşıyor.

Bir önceki yazıyı okuyacak kadar vakti olmayanlar için o yazının nasıl bittiğini buraya da almakta fayda var:

“Hepimiz ev geçindiriyoruz, hepimiz bazen alacak peşine düşüyoruz, bazen borçlanarak devam ediyoruz. Hep öğreniyoruz. Şimdi öğrendiklerimizin üzerinden bir geçelim: Hangi borcu sonsuza kadar öteleyebiliyoruz? Hangi borcu sonsuza kadar çevirebiliyoruz? Hangi borcu biraz daha borçlanarak kapatabiliyoruz? Hangi borcun cefasını bizim için başkaları çekiyor?

Şimdi bana kızsanız da… Soruların cevabı istikametin nereye doğru olduğunu aslında gösteriyor. Bu borçlanmanın bir sonu var, ağır çekim ve aynı geminin içinde oraya doğru gidiyoruz.”

Bugün hepimizin muhatap olduğu kur rakamını düşünerek, yukarıdaki satırların yazıldığı tarihteki kur rakamının ekran görüntüsünü buraya bırakıp, Kastamonu-İnebolu özelinde bugünlere geçelim.

GELELİM BUGÜNLERE

Banka ve diğer kuruluşlardan, BDDK Veri Transfer Sistemi (BVTS) aracılığıyla alınan bilgilere göre Kastamonu’nun nakdi kredi kullanımı hızla büyüyor. Bunun sadece içinde bulunduğumuz salgın şartlarıyla açıklamak mümkün değil. Çünkü verilerin başlangıç tarihi olan 2007 baz alınırsa o tarihten 2020 yılı sonuna kadar kullanılan nakdi krediler tam 16 kat artmış durumda. Tabii Kastamonu’da durum buysa, ilçelerinin buna rağmen bir durumda olması söz konusu değil. İnebolu’nun da aynı artış eğrisinde olduğunu görmemek için kör olmak lazım.

Üstelik bu rakamlar sadece nakdî kredileri kapsıyor. Gayri nakdî kredilerin nereden nereye çıktığını bilmiyoruz.

Eğer bu süre zarfında Kastamonu ya da İnebolu ticareti 16 kat arttıysa, işletmeler de 16 kat büyüdüyse belki de sorun yok. Ama bunun olmadığını da hepimiz biliyoruz. Hatta büyümek ne kelime, sürdürülemez bir borçlanmanın tam ortasında tepiniyoruz.

BİR FOTOĞRAF…

Bakın hafta içinde İnebolu’nun, merkezî, hatta banka şubelerinin de bulunduğu Cumhuriyet Caddesi’nden eczacı arkadaşımız Raif Kökten’in çektiği ve sosyal medya hesabında paylaştığı bir fotoğraf çok şey anlatıyor.

Günlerden 31 Mart. Yani gelir vergisi taksitlerinin, sigorta primlerinin, yapılandırma taksitlerinin son ödeme günü. Bu fotoğraf aslında sürdürülemez bu borçlanmanın, sonunda nereye vardığının da bir göstergesi. Hareket bitiyor, ticaret duruyor, para harcanamıyor ve kazanılamıyor:

İSTİKAMETİN NERESİ OLDUĞU ANLAŞILDI MI?

Peki bütün bunlar ortadayken, Dolar kurunun dünkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası rakamlarıyla 8,16 TL olduğu bir ortamda, Kastamonu ya da İnebolu istikametin neresi olduğunu anladı mı? Yukarıdaki fotoğrafın aslında ne anlama geldiğini anladı mı? Anlayacak, çünkü kötü günler sona erdi, artık daha kötü günler bizi bekliyor.

Bu borçlanma eğrisi böyle devam ettikçe, kur ve faizi aynı anda yüksek tutma “yönetimsizliği” sürdükçe, bu eğri sonunda bugün zaten izleri görülen fakirleşmenin daha da beter bir hal almasına yol açacak. Ne yani daha da mı fakirleşeceğiz derseniz…

Şimdi bana kızsanız da…

Evet daha da fakirleşeceğiz.

Çünkü borca battık ve bu borcun cefasını bizim için başkaları çekmeyecek.

Bu Yazıyı Paylaşın