Bono Üzerine “Kefil” İbaresi Konsa Dahi Bu Durum Aval Olarak Nitelendirilir ve Aval Veren, Bononun Diğer Borçlusu İle Birlikte Müteselsilen Sorumlu Olur

T.C.
YARGITAY
Onikinci Hukuk Dairesi

Esas No : 2014/25421
Karar No : 2014/31146
Tarih : 22.12.2014
KAVRAM:
  • BONOYA DAYALI TAKİBİN ŞİKAYET YOLUYLA İPTALİ DAVASI
  • SENET METNİ DIŞINA ATILAN İMZA
  • AVAL ŞERHİ

 

İÇTİHAT METNİ

DAVA :

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR :

Alacaklı tarafından borçlu hakkında bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte borçlu icra mahkemesine başvurusunda, takip dayanağı senet üzerinde imzasının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece, yöresel adet gereğince senedin, alt tarafındaki ekle birlikte bir bütün olarak kullanıldığı ve senedin aşağısındaki kısmın şikayetçi borçlu tarafından kefil olarak imzalanması nedeniyle bu imzanın aval niteliğinde olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.

Bono üzerine “kefil” ibaresi konsa dahi bu durum aval olarak nitelendirilir ve aval veren, bononun diğer borçlusu ile birlikte müteselsilen sorumlu olur ( TTK.614 ). Ancak aval şerhinin, mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerekir.

Somut olayda, takip dayanağı bononun keşidecisinin Y. D. lehtarının A.G. olduğu, muteriz borçlu K. D.’nin ise bono üzerinde imzasının olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, muteriz borçlu K. D.tarafından senet metni dışına atılan imzanın aval olarak kabulü mümkün olmayıp, adı geçenin takip dayanağı senet nedeniyle borçlu sıfatı bulunmamaktadır.

O halde mahkemece borçlu K.D.’nin şikayetinin kabulü ile takibin adı geçen borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

SONUÇ :

Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Bu Yazıyı Paylaşın