Yollarda, kaldırımlarda, hatta çatılarda bile kullanılan asfalt, sıcakken yumuşaktır ve mıcırların petrol türevli zift ile karıştırılmasıyla elde edilir. Uzun bir süredir asfaltın özellikle de ısıtılması sırasında aralarında uçucu organik maddelerin de bulunda gazları ve havada asılı parçacıkları yaydığı biliniyor.
Bu hidrokarbür bileşimleri yere yakın ozonun oluşumunu ve ikincil organik aerosolleri tetikleyebiliyorlar. Organik aerosoller çapları en fazla 2,5 mikrometre olan ultra ince toz partiküllerini oluşturur. Araştırmacılar asfalttan ne miktarda uçucu hidrokarbürün ve ikincil organik aerosolün yayıldığını öğrenmek için farklı testler yapmışlar.
Yale Üniversitesi’nde Peeyush Khare yönetiminde çalışan araştırmacılar, laboratuvar deneylerinde yol asfalt örneklerini ilk önce 40 ila 200 derece sıcaklıktaki kuvars boru odacığına yerleştirmişler. Bu sıcaklıklar asfaltın yoğun güneş altında sokaklara döküldüğünde sahip olduğu sıcaklıkla aynı. Araştırmacılar ayrıca Güneş ışınının termal etkisinin asfalttaki buharlaşmayı teşvik edip etmeyeceğini de test etmişler. Bunun için de UVA ve UVB ışınlı 75 W güneş spektral lambası kullanmışlar. Deneyler sırasında ortaya çıkan buharların madde oranları, her şeyden önce iyon kromatografı kullanılarak belirlenmiş. Uzmanlar asfalttaki organik kirletici maddelerin sıcaklığın 40 ila 60 dereceye yükselmesiyle iki misli buharlaştığını bulmuşlar.
Daha yüksek uçucu hidrokarbon emisyonları ise, ikincil organik aerosollerin yani ultra ince tozların oluşma potansiyelini artırıyor. Fakat sıcaklık tek faktör değil. UV ışınlarının da asfalt emisyonları üzerinde önemli etkisi var. Testler kuvvetli bir güneş patlamasının, toplam emisyonu yaklaşık olarak %300 artırdığını göstermiş. Bu da asfalt emisyonlarının özellikle de yüksek sıcaklıklarda ve yüksek Güneş ışını karşısında ikincil aerosol oluşum için önemli bir kaynak olduğu söylenebilir. Araştırmacılara göre örneğin Los Angeles’taki organik aerosollerin %70 ila 80’i fosil yakıtların yakılmasıyla değil asfalt gibi diğer kaynaklara uzanıyor.
Kaynak: https://www.science.org/doi/10.1126/sciadv.abb9785