İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi’nde yürütülen araştırma, kent içi ve çevresinde son 30 yılda azalan yeşil alanların ısı dalgası ve ısı adası etkilerini tetikleyebileceğini ortaya koydu.
Prof. Dr. Yusuf Serengil, Erda Çeler ve Ufuk Özkan’dan oluşan ekip tarafından 1990-2020 döneminde “Orman ve Yeşil Alan Örtüsünün Türkiye’nin Bazı İl ve Kent Merkezlerinde Değişimi Üzerine Bir Değerlendirme” başlıklı araştırma yapıldı.
İstanbul ve Ankara’nın da aralarında bulunduğu Türkiye’nin ormanca zengin 28 ilini ve kent merkezini kapsayan araştırmanın sonuçlarına göre 10 ilde ormanlar arttı, diğer illerde azaldı.
Bolu, analiz edilen 28 il içinde yüzde 72 gibi yüksek ormanlık alan değeriyle Kastamonu’nun ardından ikinci sırada olmasına karşın kent merkezindeki yüzde 0,71 yeşil alan oranıyla 27. sırada yer aldı.
Antalya, kişi başı orman alanı sıralamasında 8’den 15. sıraya geriledi, ancak kent merkezi yeşil alan yüzdesi arttı.
Yozgat’ta il orman alan yüzdesi yüzde 19 olmasına karşın kent merkezinde yeşil alan oranı yüzde 16’da kaldı. Orman alanı yüksek olduğu düşünülen bazı illerde aslında kent içi yeşil alan oranı çok düşük olabildiği, Yozgat örneğinde olduğu gibi tersinin söz konusu olabildiği görüldü.
Analize konu illerin şehir merkezlerinin 9’unda yeşil alan artarken, diğerlerinde azaldı.
“Vatandaşların iklim değişikliği etkilerine karşı bilgilenmelerini sağlamayı planlıyoruz”
Prof. Dr. Yusuf Serengil, araştırmayı tüm ülkeye yayma düşünceleri olduğunu ifade ederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu ön bulgular göstermiştir ki düşündüğümüzden çok daha fazla ilde ve kent merkezinde orman ve yeşil alan oranı son yıllarda azalmış olabilir. Göç alan ve genişleyen kentlerde durumun iyi olmadığını, ilerleyen süreçte ısı dalgası, su sıkıntısı ve orman yangınları risklerinin bu kentlerde ciddi sorunlar yaratacağı düşüncesindeyiz. Önlem alınmazsa son günlerde Kanada’da görülen ısı dalgası nedenli ölümler ülkemizde de görülebilir. Ayrıca ısı dalgalarını ve kentsel ısı adası etkisini önlemenin tek ve sürdürülebilir yolu, kent içi ve çevresi yeşil alanların artırılmasıdır. Elde ettiğimiz bulgular, durumun hiç de parlak olmadığını ortaya koyuyor.”
Yapılması gerekenlere de değinen Serengil, önerileri şöyle sıraladı:
“Bir arazi izleme ve istatistik dairesi kurularak il genelini baz alan orman alanı, kent merkezlerini baz alan yeşil alan değerlendirmeleri yapılmalı ve zamansal değişimler izlenmelidir. Destek sağladığımızda, bir sonraki adım olarak orman ve yeşil alan oranını dikkate alan periyodik ‘ekolojik yaşanabilir kentler’ başlıklı değerlendirme raporları hazırlamak suretiyle vatandaşların iklim değişikliği etkilerine karşı bilgilenmelerini sağlamayı planlıyoruz. Bu sayede bulundukları ilin durumunu ve diğer illerle karşılaştırmasını görebilir, ona göre yaşam ve emeklilik planlamalarını yapabilirler. Bu durum iller ve kentler arasında bir rekabet de sağlayabilir. Ayrıca yerel yönetimlerin kent içi yeşil alan oranını artırmasına yönelik yasal bir düzenleme yapılabilir. Periyodik izlemelerle yeşil alan oranını artıran kentlere teşvik, azalmasına göz yumanlara ise ceza verilebilir.”