T.C. YARGITAY Beşinci Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2011/1857 | ||
Karar No | : 2011/9390 | ||
Tarih | : 31.05.2011 |
ÖZET : |
|
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR :
Dava, 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor geçerli değildir. Şöyle ki;
1-Kamulaştırma Kanunu’nun 15. maddesi ile Kamulaştırma Davalarında Bilirkişi Olarak Görev Yapacakların Nitelikleri ve Çalışma Esaslarına İlişkin Yönetmeliğinin 8. maddesi uyarınca Bilirkişi Kurulu; kamulaştırmaya konu olan taşınmazın cins ve niteliğine göre; ihtisas odaları tarafından bildirilen listede yer alanlardan 3 kişi; il veya ilçe idare kurulunca bildirilen listede yer alan ve o bölgede gayrimenkul sahibi olan mühendis, mimar veya şehir plancılarından seçilecek 2 kişi olmak üzere 5 kişiden oluşturulması ve taşınmazın niteliğine göre 3’ünün aynı uzmanlık konusundan olması gerekir.
Mahkemece seçilen mahalli bilirkişilerin uzmanlık alanları belli olmadığı gibi, düzenlenen ve hükme esas alınan raporun da 3 kişi tarafından imzalanması nedeniyle geçersiz rapora göre hüküm kurulması,
2-Dava konusu taşınmaz mal arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-g maddesi uyarınca, arsalara kamulaştırma gününden önceki özel amacı olmayan satışlara göre değer biçilmesi gerekir.
Bilirkişi raporunda, emsal karşılaştırması yapılmadan soyut ifadelerle değer biçildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir. Bu durumda taraflara, emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
3-Tapu kaydındaki takyidatın hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
SONUÇ :
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nın 428. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), 31.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.