Bitlis’in Adilcevaz ilçesinde üretilen ceviz reçeli, besin değeri ve aromasıyla Almanya ve Rusya’dan da talep görüyor. Adilcevaz’da, 2002’de eski kaymakam Oral Karakaya’nın Nahçıvan’da görmesinin ardından ilçede de yapılmasına öncülük ettiği ceviz reçeli, birçok ailenin geçim kaynağı oldu.
Bu yıl da ceviz bahçesi olan vatandaşlara, kaymakamlığın desteğiyle Halk eğitim Merkezi Müdürlüğünce reçel üretimi eğitimi verildi. İlçedeki yaklaşık 70 bahçede ve iki fabrikada yılda 30 bin şişe ceviz reçeli üretiliyor.
Türkiye’nin çeşitli illerinin yanı sıra Rusya ve Almanya’ya da gönderilen reçelin kilogramı 15-25 lira arasında satılıyor. İlçedeki fabrikalar aracılığıyla geçen yıl yurt dışına 3 bin şişe ceviz reçeli gönderildi. Bu yıl ise bu rakamın 5 bin şişeye çıkarılması amaçlanıyor.
“60 BİN AĞAÇTAN 2 BİN TON CEVİZ TOPLANIYOR”
Kaymakam Arif Karaman, Adilcevaz cevizinin besin değerinin yüksekliği ve aroması ile diğer cevizlerden ayrıldığını söyledi.
İlçede yetişen cevizin doymamış yağ oranının çok yüksek, aromasının çok güzel olduğunu ifade eden Karaman, “Ceviz birçok hastalığa iyi geldiği gibi, yaşlanmayı engelleyen, alzaymır hastalığının önüne geçen ve beyin fonksiyonlarını çalıştıran bir meyvedir. İlçemizde 60 bin ağaçtan yılda yaklaşık iki bin ton ceviz elde ediliyor.” dedi.
Karaman, ceviz reçelini kestane şekerinin muadili olarak gördüklerini, iki ürünün lezzet olarak farklı olsa da üretim anlamında ortak özellikler taşıdığını kaydetti.
Ceviz reçeli üretiminde çoğunlukla ilçedeki kadınların çalıştığını dile getiren Karaman, “Reçelimiz uzun süre muhafaza edilebiliyor ve yıl boyunca tüketilebiliyor. Lezzeti ve aroması güzel, organik bir ürün. Bu sebeple üretim aşamasında yer alan hanımlarımızla gurur duyuyoruz.” diye konuştu.
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Emre Yılmaz ise ceviz reçeli üreticiliği kurslarında mümkün olduğunca çok kişiye ulaşarak bu ürünün ekonomiye daha fazla katkı sunmasını sağlayacaklarını anlattı.
CEVİZİN REÇELE YOLCULUĞU
Bahçesinde organik ceviz reçeli üreticiliği yapan İlhan Özatlar da bu ürünün çok zahmetli bir süreçten geçtikten sonra sofralara geldiğini aktararak, şöyle konuştu:
“İlk önce olgunlaşmamış fındıktan biraz daha büyük cevizleri toplayarak zarını alıyoruz. 10 gün boyunca her gün suyunu değiştirerek bekletiyor ve acı suyunu akıtıyoruz. Daha sonra karbonat ve kirece yatırıyoruz. Daha sonra tekrar suda temizlenen cevizleri çatalla delerek içinin iyice temizlenmesini sağlıyoruz ve şekere yatırıyoruz. Kaynama sürecine gelen cevizlerimizi aromasını vermesi için kabuk tarçın ve karanfille süslüyoruz. Gür ateşte 4-5 saat kaynadıktan sonra kavanozlarla serin bir ortamda saklıyoruz.”
Kaynak: Karar Gazetesi