T.C. YARGITAY Yirmiikinci Hukuk Dairesi |
|||
Esas No | : 2013/5675 | ||
Karar No | : 2014/4010 | ||
Tarih | : 25.02.2014 |
ÖZET : |
|
İÇTİHAT METNİ
DAVA :
Davacı, kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için tetkik hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR :
Davacı, davalıya ait işyerinde iki dönem halinde çalıştığını, 01.01.1998- 31.10.2001 tarihleri arasındaki çalışmasının askerlik sebebiyle haklarını almak suretiyle sona erdiğini, 18.11.2003-15.08.2011 tarihleri arasındaki çalışmasının ise haklı bir sebep olmaksızın davalı işverence feshedildiğini, çalıştığı süre içerisinde yıllık ücretli izinlerinin hiç kullandırılmadığını, bu konuda talepte bulunması üzerine otuz (30) gün ücretli izne çıkarıldığını, onbeş (15) gün izin kullandıktan sonra davalı işverence izin süresinin onbeş (15) gün olduğundan söz edilerek hakkında devamsızlık tutanaklarının düzenlendiğini ve ardından da iş sözleşmesinin devamsızlıktan feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek, davalıdan kıdem, ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya onbeş (15) günlük ücretli izin verildiğini, izin bitiminde mazeretsiz olarak işe gelmemesinden dolayı iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının otuz gün ücretli izne ayrıldığını ispatlayamadığı gerekçesiyle ve bilirkişi raporundaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında davacıya verilen izin süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 56. maddesinin son fıkrasına göre işveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır. Bu sebeple yıllık ücretli iznin kullanıldığını ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullanıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Davacının çalıştığı süre zarfında yıllık ücretli izinlerini kullandırıldığına ilişkin dosyada hiçbir yazılı belge bulunmamaktadır. Bu konuda belge tanzim etmekle yükümlü olan davalı işveren, kullandırdığını iddia ettiği izinle ilgili olarak da herhangi bir yazılı belge düzenlememiştir. Davacıyı izne gönderip, sonra izin süresi ile ilgili çıkan ihtilafta ispat yükünün işçiye ait olduğundan söz ederek, işverenin lehine bir sonuç çıkarmayı kabul etmek hak ve adalet duygularıyla örtüşmemektedir. Davacının yıllık ücretli izine çıkarıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmamakta ise de, izin süresi konusunda çıkan ihtilafta da ispat yükünün 4857 sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen hükmü kapsamında işverende olduğu kabul edilmelidir. Davalı işverenin izin defteri tutma ve düzenleme yükümlülüğüne aykırı davranması ve bu konuda delil ikame etme yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle, somut olayın özelliği de dikkate alınarak, işverence devamsızlık gerekçesi ile yapılan feshin haklı bir sebebe dayanmadığını kabul etmek gerekir. Bu itibarla, davacının kıdem ve ihbar tazminatının hüküm altına alınması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeyle taleplerin reddi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ :
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 25.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.