DANIŞTAYİDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas | : 2021/3272 |
Karar | : 2022/738 |
Tarih | : 07.03.2022 |
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Bakanlığı
VEKİLİ : …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 26/11/2020 tarih ve E:2019/5285, K:2020/5435 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Vali yardımcısı olarak görev yapan davacının, birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin ertelenmesi yönündeki karara karşı yaptığı itirazın reddedilmesine ilişkin 21/02/2014 tarih ve 5970 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı 28/10/2006 tarih ve 26330 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine Yükseltilme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 26/11/2020 tarih ve E:2019/5285, K:2020/5435 sayılı kararıyla;
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48/1/(A-5).; 1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu’nun Ek 2 ve Ek 3.; 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 27.; Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine Yükseltilme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin (Yönetmelik) 3/1/(m), 4 ve 17. madde hükümleri aktarılarak,
Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrası yönünden;
Yönetmelik ile birinci sınıf mülki idare amirliğe ayrılma şartları ve ayrılmaya engel hâllerin düzenlendiği; mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen bir suçtan hüküm giymiş olmak da birinci sınıf mülki idare amirliğine ayrılmaya engel hâl olarak yer almakla birlikte, bu eylemler dolayısı ile kovuşturma altında bulunanların birinci sınıf incelemesinin dışında bırakılması ve yükseltilmelerinin ertelenmesinin öngörüldüğü,
Dava konusu edilen Yönetmelik düzenlemesinin, çeşitli suçlardan kovuşturma altında bulunan mülki idare amirliği sınıfı personelinin birinci sınıf mülki idare amirliğe yükseltilmesinin ertelenmesi suretiyle, geçici bir tedbir olarak, mesleğin vakar ve onurunu ve etik değerini, kişisel haysiyet ve itibarını ve halkın gözündeki mülki idare amiri imajını koruma amacı taşıdığı, kamu yararı amacı ve hizmet gereklerine uygun olduğu; erteleme gerekçesinin ortadan kalkması hâlinde de izleyen ilk birinci sınıf incelemesinde personelin durumunun tekrar ele alınarak sonuçlandırılacağı ve birinci sınıf incelemesine yükseltilmesine karar verilenlerin yükseltilme tarihinin emsallerinin ayrıldığı tarihten geçerli olacağı kuralı ile yükseltilmesinin ertelenmesine karar verilen personelin statüsünün korunmasının sağlandığı göz önünde bulundurulduğunda dava konusu düzenleme ile personelin hukuki kazanımlarının ve menfaatinin ihlal edildiğinden söz edilmesine imkân bulunmadığı,
Bu itibarla, dava konusu edilen düzenlemede kamu yararına, hizmet gereklerine ve üst normlara aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu bireysel işlem yönünden,
Dosyanın incelenmesinden; vali yardımcısı olarak görev yapan davacının, birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin ertelenmesine karar verildiği 22/11/2013 tarihinde, …Cumhuriyet Başsavcılığının …tarih ve …esas sayılı iddianamesi ile davacı hakkında “zimmet” suçunu işlediğinden bahisle gerekli yargılamanın yapılarak cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı ve mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen bir suçtan dolayı kovuşturma altında bulunduğu anlaşılmakla, hukuka uygun bulunan Yönetmeliğin 17/1. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bununla birlikte, davacının birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilme değerlendirilmesine tabi tutulduğu tarih itibarıyla mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında fiilen 12 yıl 1 ay hizmetinin bulunduğu, 01/09/2005-04/03/2013 tarihlerinde genel idare hizmetleri sınıfına tabi olan “il özel idare genel sekreterliği” görevini yürüttüğü anlaşılmakla, birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmek için Yönetmeliğin 4/a. maddesinde aranan “mülki idare amirliği hizmetleri sınıfında; kaymakam adaylığı dahil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmuş olma” şartının davacı tarafından sağlanmadığı, tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığı,
Bu itibarla, mevzuat hükümleri doğrultusunda davacının, birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin uygun olmadığına ve birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin ertelenmesine ilişkin dava konusu işlemde kamu yararına, mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, aleyhine tesis edilen işlemde gerekçe gösterilen kovuşturmadan beraat ettiği, o dönem sırf kovuşturma altında diye hakkında kesinleşmiş bir mahkeme ilamı olmaksızın 1. sınıf mülki idare amirliğine atamasının ertelenmesinin masumiyet hakkının ihlali olduğu; ceza mahkemeleri tarafından verilen beraat hükümlerinin, hem tesis edilecek idari işlemler bakımından idari merciler açısından bağlayıcı olduğu, hem de mahkemelerce göz ardı edilmemesi gerektiği, aksi durumda hak kaybına uğratılması durumunun ortaya çıkacağı, bu durumun lekelenmeme hakkının ihlali olduğu; kanunen il özel idaresi genel sekreterliğinde geçen sürenin meslekten sayıldığı ve kıdem süresinin hesabında dikkate alındığı, genel sekreterlikte geçirdiği süre göz önüne alındığında, 1. sınıf mülki idare amirliğine ayrılmak için gerekli 15 yıllık kıdem süresinin dolduğu; personel özlük işlerinin kanunla düzenlenebileceği, gerekli tüm yasal şartları ve liyakati taşımasına rağmen 1. sınıf mülki idare amirliğine atanmadığı, ortada normlar hiyerarşisine aykırı bir durumun var olduğu, kanunla düzenlenebilecek bir alanda yönetmelikle işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz talebinde ileri sürdüğü hususların haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, ileri sürülen iddiaların önceki savunmalarında ve Daire kararında karşılandığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının, bireysel işlem yönünden davanın reddine ilişkin kısmı gerekçeli olmak üzere onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY :
Vali yardımcısı olarak görev yapan davacının, İçişleri Bakanlığı Encümeni tarafından yapılan değerlendirme sonucunda, 22/11/2013 tarihinde mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen suçtan dolayı kovuşturma altında bulunması nedeniyle Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrasına istinaden birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin ertelenmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğüne yapılan 17/12/2013 tarihli başvuru ile durumunun yeniden incelenmesinin talep edilmesi üzerine; davacının durumu Bakanlık Encümenince incelenerek, mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında, kaymakam adaylığı dâhil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmamış olması ve mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen suçtan dolayı kovuşturma altında bulunması nedenleriyle Yönetmeliğin 17. maddesi uyarınca yükseltilmeye uygun olmadığına ve yükseltilmesinin ertelenmesine karar verilmiş, bu durumun dava konusu işlemde davacıya bildirilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT :
1700 sayılı Dahiliye Memurları Kanunu’nun “Birinci sınıfa ayrılma şartları” başlıklı Ek 2. maddesinde, “Mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında bulunan kaymakamlar ile bu sıfatı kazanmış olup İçişleri Bakanlığı merkez ve iller teşkilatında çalışanlardan aşağıdaki şartları taşıyanların, birinci sınıf mülkî idare amirliğine yükseltilmesine karar verilir:
a) Mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında; kaymakam adaylığı dahil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmuş ve kazanılmış hak aylıkları birinci derecede olmak.
b) Sicil notları, mülkî idare amiri değerlendirme raporları, mülkiye müfettişlerince düzenlenen özel gizli rapor ve değerlendirme belgeleri, takdirname, ödül, tecziye ve yabancı dil bilgisi ölçütleri dikkate alınarak yapılacak değerlendirmeye göre meslekte başarılı bulunmak.
c) Anayasa ile tanımlanmış olan Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı davranışta bulunmaktan dolayı affa uğramış olsa bile hüküm giymemiş veya bu nitelikteki suçlardan dolayı birinci sınıf mülkî idare amirliğine ayrılmaya engel bir disiplin cezası almamış olmak.
d) Mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen bir suçtan hüküm giymemiş olmak.
e) Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almamış olmak.” kuralına;
“Değerlendirme yöntemi” başlıklı Ek 3. maddesinde ise, -dava konusu işlem tarihindeki hâliyle- “Birinci sınıf mülkî idare amirlerinin tespiti amacıyla yapılacak inceleme ve değerlendirmeler, İçişleri Bakanlığı Encümenince her yıl kasım ayında yapılır. Bu değerlendirmeler sonucunda başarılı olabilmek için yüz tam puan üzerinden en az yetmişbeş puan almak şarttır. Birinci sınıf mülkî idare amirliği statüsüne yükselmeye layık görülenlerin isimleri liste halinde Resmî Gazetede yayımlanır.
İsimleri bu listede yer almayan ilgililer, kararın yayımı tarihinden itibaren otuz gün içerisinde, yazılı olarak başvurmak suretiyle durumlarının Bakanlık Encümeni tarafından bir defa daha görüşülmesini isteyebilirler. Encümen itiraz süresinin bitiminden itibaren altmış gün içerisinde karar verir.
Birinci sınıf mülkî idare amirliği statüsüne yükseltilmeyenler karar tarihinden itibaren iki yılda bir tekrar birinci sınıf incelemesine tâbi tutulurlar. Değerlendirmeye ve Encümen çalışmasına dair usûl ve esaslar ile değerlendirme ölçütlerinin başarı puanındaki ağırlıklarının tespiti ve itiraza ilişkin hususlar Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un “Bakanlık Encümeni” başlıklı 27. maddesinde, “…Bakanlık Encümeni, birinci sınıfa yükselecek mülkî idare amirlerini değerlendirmek ve tespit etmek ile … görevlidir.” düzenlemesi yer almaktadır.
28/10/2006 tarih ve 26330 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine Yükseltilme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmeliğin “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinde, “Mesleğin vakar ve onuruyla
bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen suç” 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde belirtilmiş olan suçlar olarak tanımlanmış,
“Birinci sınıf mülki idare amirliğine ayrılma şartları ve ayrılmaya engel haller” başlıklı 4. maddesinde; “(1) Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine ayrılma şartları şunlardır:
a) Mülkî İdare Amirliği Hizmetleri sınıfında; kaymakam adaylığı dâhil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmuş ve kazanılmış hak aylığı birinci derecede olmak.
b) Sicil notları, mülkî idare amiri değerlendirme raporları, mülkiye müfettişlerince düzenlenen özel gizli rapor ve değerlendirme belgeleri, takdirname, ödül, tecziye ve yabancı dil bilgisi ölçütleri dikkate alınarak bu Yönetmelikte belirlenen usul ve esaslara göre yapılacak değerlendirme sonucunda meslekte başarılı bulunmak.
(2) Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine ayrılmaya engel haller şunlardır:
a) Anayasa ile tanımlanmış olan Cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı davranışta bulunmaktan dolayı affa uğramış olsa bile hüküm giymek veya bu nitelikteki suçlardan dolayı Birinci Sınıf Mülki İdare Amirliğine ayrılmaya engel bir disiplin cezası almış olmak.
b) Mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen bir suçtan hüküm giymiş olmak.
c) Aylıktan kesme veya kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almış olmak.” hükmü yer almış,
“Birinci sınıf incelemesinin ertelenmesi” başlıklı 17. maddesinde ise, “(1) 4 üncü maddenin ikinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde belirtilen eylemlerden dolayı kovuşturma altında bulunanlar, Encümen tarafından kovuşturmanın sonuna kadar birinci sınıf incelemesinin dışında bırakılırlar.
(2) Erteleme gerekçesinin ortadan kalkması halinde bunların durumları, izleyen ilk birinci sınıf incelemesinde ele alınarak sonuçlandırılır.
(3) Birinci sınıf mülki idare amirliği statüsüne yükseltilmesine karar verilenlerin yükseltilme tarihi, emsalinin ayrıldığı tarihten geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Devlet memurluğuna alınmada aranacak şartları düzenleyen 48. maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde “(Değişik: 23/1/2008 – 5728/317 md.) Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, (…) zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, “Temyiz incelemesi sonunda Danıştay; kararı hukuka uygun bulursa onar. Kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onar.” hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Daire kararının, düzenleyici işlem yönünden davanın reddine ilişkin kısmı bakımından;
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan;
“a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması” sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Beşinci Dairesi kararının, Yönetmeliğin 17. maddesinin 1. fıkrası yönünden davanın reddine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Daire kararının bireysel işlem yönünden davanın reddine ilişkin kısmı bakımından;
Olayda, vali yardımcısı olarak görev yapan davacının, Bakanlık Encümenince birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin ertelenmesine karar verildiği tarih itibarıyla, Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 08/05/2013 tarih ve 2013/5580 esas sayılı iddianamesi ile hakkında “zimmet” suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmış olduğu anlaşılmış olup; “zimmet” suçunun, Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin yollama yaptığı 657 sayılı Kanun’un 48 maddesinin 1. fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendinde sayıldığı görüldüğünden, mesleğin vakar ve onuruyla bağdaşmayan veya kişisel haysiyet ve itibarını zedeleyen bir suçtan dolayı kovuşturma altında bulunduğu anlaşıldığından, hukuka uygun bulunan Yönetmeliğin 17/1. maddesi uyarınca tesis edilen dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacının itirazı üzerine Bakanlık Encümenince yeniden inceleme sonucunda verilen kararda, işlemin sebebi olarak ayrıca davacının mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında, kaymakam adaylığı dâhil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmamış olmasının da gösterildiği görüldüğünden, bu yönden de hukuki inceleme yapılması gerekmiştir.
Davalı idarece, davacının 01/09/2005-04/03/2013 tarihleri arasında yürüttüğü “il özel idare genel sekreterliği” görevinin, mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında olmadığından birinci sınıf mülki idare amirliğine yükseltilmesinin mümkün olmadığı iddia edilmişse de, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu’nun 36. maddesinde yer alan, “Genel sekreter olarak atanan mülki idare amirlerinin bu görevde geçen süreleri meslekî kıdemlerinde geçmiş sayılır. Bu şekilde atananlar genel sekreterlik görevinin sona ermesinden itibaren bir ay içerisinde İçişleri Bakanlığı tarafından meslekî kıdemlerine uygun görevlere atanırlar.” hükmü nedeniyle bu iddiaya itibar edilmemiş olup, mülki idare amiri iken il özel idaresi genel sekreteri olarak atanan davacının, bu görevde geçirdiği sürelerin anılan Kanun hükmü gereği Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde belirtilen onbeş yıllık sürenin hesabında dikkate alınması gerektiği açıktır.
Bu itibarla, dava konusu işlemin sebeplerinden biri olarak gösterilen “davacının mülkî idare amirliği hizmetleri sınıfında kaymakam adaylığı dâhil olmak üzere, fiilen onbeş yılını doldurmamış olmasına” ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamakla birlikte, işlemin diğer sebebi hukuka uygun bulunduğundan, bu husus işlemin iptalini gerektirmemektedir.
Bu durumda, bireysel işlem yönünden davanın reddi yolundaki Daire kararında sonucu itibarıyla hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 26/11/2020 tarih ve E:2019/5285, K:2020/5435 sayılı kararının, düzenleyici işlem yönünden davanın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. Anılan Daire kararının, bireysel işlem yönünden davanın reddine ilişkin kısmının ise yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
4. Kesin olarak, 07.03.2022 tarihinde, oybirliği ile karar verildi.