PLOS Genetics’te yayınlanan yeni bir araştırmaya göre araştırmacılar, daha önce hiç keşfedilmemiş yeni bir tat hücresi keşfetti. Bu tat hücresi, diğer tat hücreleri gibi seçici olmak yerine tüm tatları algılayabiliyordu.
Dünyada her gün onlarca araştırma sürerken bunlardan bazıları bizim kendi içimizde oldukça ilginç şeylerin varlığını ortaya koyuyor. Bu araştırmalardan birisi olan ve PLOS Genetics’te yayınlanan yeni bir araştırma, ağzımızda daha önce hiç keşfedilmemiş yeni bir tip tat alma cisimciğinin olduğunu ortaya koydu.
Bugüne kadar bilinene göre dilimizde acı, ekşi, tuzlu ve tatlıyı ayırt etmemizi sağlayan tat bölgeleri bulunuyor. Ancak araştırmacıların yeni buldukları sonuca göre aslında ağzımızda her türlü tadı tespit etmemizi sağlayan farklı bir tat alma cisimciği daha bulunuyor.
Aslında geçmişte bazı araştırmacılar da ağzımızda geniş bir tat yelpazesine sahip tat alma cisimciklerinin olduğunu iddia etmişlerdi. Ancak araştırmacıların bu iddiaları hiçbir zaman kanıtlanamamıştı. 13 Ağustos’ta yayınlanan bu çalışmada araştırmacılar, tat alma cisimciklerinin bilgiyi beyne nasıl aktardığını daha iyi öğrenmek için fareler üzerinde çalışma yaptı.
Araştırmacıların fareler üzerindeki çalışmaları sonucunda da ağızda gerçekten de çeşitli tatları algılayabilen eşsiz bir tat hücresi bulundu. Bu eşsiz hücre, dilimizdeki tuzu ve ekşiliği tespit eden tat hücrelerine oldukça benzerdi. Ancak bu hücre dilde bilinen hücrelere göre daha duyarlıydı.
Yapılan çalışmalara göre diğer hücrelerden daha duyarlı olan bu hücre, tüm tat türlerini tespit ederek bilgiyi beyne birden fazla yol üzerinden ulaştırıyor. Kısacası bu hücre, dilimizde bulunan ve tatları tespit etmemizi sağlayan üç farklı tipteki hücrenin yaptığı işlevi tek başına gerçekleştiriyor.
Araştırmacıların keşfettikleri yeni hücre türü, bilim için de oldukça önemli bir konumda yer alıyor. Zira bu kadar geniş bir tat yelpazesine sahip hücre türü, hücrelerin tat bilgisini beyne nasıl gönderdiğine dair yeni bakış açıları ortaya çıkabilir. Bununla birlikte çalışma, vücudumuzun hâlâ bilmediğimiz noktaları olduğu gerçeğini hatırlattı.