Taşınmazın Eski Sahibinin Vergi Borcu Nedeniyle Taşınmazına Uygulanan Haciz İşlemine Karşı Yeni Malik Dava Açabilir

T.C.
DANIŞTAY
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
 
Esas : 2020/229
Karar : 2021/150
Tarih : 24.02.2021

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına kayıtlı Burdur ili, … ilçesi, … köyü …, … ve … sayılı parsellerde bulunan taşınmazlar üzerinde dava dışı …’in kanuni temsilcisi olduğu şirketin vergi borçları nedeniyle uygulanan haciz işlemlerinin kaldırılması talebiyle davalı idareye yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun’un 66. maddesinde; borçlunun, elinde bulunan bir malı üçüncü şahsın mülkü veya rehni olarak gösterdiği yahut üçüncü şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği takdirde, haciz yapan memurun bunu haciz zaptına geçireceği, keyfiyetin, iddia borçlu tarafından yapılmışsa üçüncü şahsa, üçüncü şahıs tarafından yapılmışsa borçluya bildirileceği, tahsil dairesinin, haciz zaptını aldığı tarihten itibaren 7 gün içinde iddiayı reddetmediği takdirde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı, üçüncü şahıs, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz etmediği takdirde istihkak iddiasının dinlenmeyeceği, istihkak iddiası tahsil dairesince kabul edilmez veya borçlu tarafından istihkak iddiasına itiraz edilirse, 7 gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumunun tahsil dairesince üçüncü şahsa bildirileceği, müddetinde dava açılmadığı takdirde istihkak iddiasından vazgeçilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanun’un 68. maddesinde ise; istihkak davalarına bakmaya haczi yapan tahsil dairesinin bulunduğu mahal mahkemesinin salahiyetli olduğu, istihkak davalarının diğer işlere takdimen görüleceği düzenlenmiş, “Gayrimenkul Malların, Gemilerin Haczi” başlıklı 88’inci maddesinde ise, her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılacağı, tahsil dairelerince düzenlenen haciz bildirilerinin, alacaklı tahsil dairelerince ya da alacaklı amme idaresi vasıtasıyla, posta yerine elektronik ortamda tebliğ edilebileceği ve bu tebligatlara elektronik ortamda cevap verilebileceği düzenlemesine yer verilmiştir.

Davacı tarafından Burdur ili, … ilçesi, … köyü …, … ve … sayılı parsellerde bulunan taşınmazlara ilişkin olarak açılan tapu iptali ve tescil davasında … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, … adına tapuya kayıtlı söz konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilerek … adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar 25/05/2015 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı …’ın taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kendi borçlarından kaynaklanmadığı iddiasıyla kaldırılması istemiyle davalı idareye yaptığı başvurunun reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Vergi Mahkemesinde açılan bu dava, 6183 sayılı Kanuna göre tesis edilen haciz işleminin unsurlarında hukuka aykırılıklar bulunduğu iddiasıyla değil, malik sıfatına dayanılarak açılmıştır.

Uyuşmazlıkta hacze konu borç …’e, alacak ise tahsil dairesi olan vergi dairesine ait olduğundan davacı üçüncü kişi durumundadır.

Taşınmaz mülkiyetinin intikal şekli ve zamanı ile önceki malikin borcu nedeniyle tapu kaydına konulmuş olan haciz şerhinin taşınmazın yeni maliki olan davacıya etkisinin değerlendirilmesi, taşınmaz mülkiyeti ile ilgili uyuşmazlıkları çözümlemekle görevli adli yargı mahkemelerinin görev alanına girdiğinden istihkak davası niteliğinde bulunan bu davanın idari dava olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle davanın 2577 İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesinin 14/06/2017 tarih ve E:2016/14932, K:2017/5044 sayılı kararı:

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer’i amme alacakları ve aynı idarelerin akitten, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile bunların takip masrafları hakkında bu kanun hükümlerinin tatbik olunacağı, “Haciz” başlıklı 62. maddesinde, borçlunun, mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarı tahsil dairesince haczolunacağı, “Gayrimenkul Malların, Gemilerin Haczi” başlıklı 88. maddesinde, her türlü gayrimenkul malların, gemilerin haczi sicillerine işlenmek üzere haciz keyfiyetinin tapuya veya gemi sicillerinin tutulduğu daireye tebliğ edilmesi suretiyle yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Davacının taşınmazına icra dairelerince konulmuş bir haciz bulunmayıp, vergi dairesi müdürlüğünce vergi borcu nedeniyle haciz konulduğu anlaşılmıştır.

İdari işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan hacze ilişkin başvurunun reddine ilişkin uyuşmazlığın çözümlenmesi görevi 2576 sayılı Kanunun 6. maddesinin (b) bendi uyarınca vergi mahkemelerine ait olduğundan adli yargının görevli olduğunu kabul ederek davayı görev yönünden reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davalının karar düzeltme istemini ise reddetmiştir.

… Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından taşınmazların mülkiyetine ilişkin davanın adli yargıda görülerek mülkiyetin kendisine ait olduğu karara bağlanmış iken, dava konusu uyuşmazlığı istihkak iddiası olarak nitelendirmek suretiyle davanın görev yönünden reddine dair temyize konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından …’in vergi borçları nedeniyle uygulanan haciz işlemlerinin hukuka uygun olduğu, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında tapu kayıtlarında bulunan şerhler ve beyanlar hususunda herhangi bir hüküm kurulmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’IN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Üçüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Üçüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.02.2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X – KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.

KAYNAK:CORPUS
Bu Yazıyı Paylaşın