Yeni bilimsel araştırma, son milyon yılda yaşanan buz çağlarının Dünya ekseninin eğim açısındaki artışla birlikte sonlandığını gösteriyor.
Dünya, diğer gezegenlerle birlikte Güneş etrafındaki bir düzlemde bulunuyor. Gezegenimiz bu düzlemle eksen eğikliği ismi verilen bir açı yapıyor ve bu da farklı aylarda farklı yarıkürelerin Güneş ışınlarını daha dik almasına yol açarak mevsimleri oluşturuyor.
Dünya’nın eksen eğikliği, yaklaşık 40 bin yıllık döngülerle 22’yle 24,5 derece arasında değişiyor. Şu anda 23,5 derece civarındaki eğim, giderek azalıyor.
Melbourne Üniversitesi’nin internet sitesindeki bilgiye göre araştırmacılar, sonuncusunu 11 bin yıl önce yaşadığımız en yüksek açıya (24,5) sahip dönemlerin yarattığı daha uzun ve güçlü yazların Kuzey Yarımküre’deki buz tabakalarını eriterek Dünya iklimini “buzul çağları arası” sıcak döneme sokabileceğini gösterdi.
Doktora öğrencisi Petra Bajo ve meslektaşlarının gerçekleştirdiği çalışmaya göre “buz çağı bitiricisi” ismi verilen bu dönemlerdeki yazlarda görülen enerji düzeyleri de buz tabakalarının ne kadar hızlı yok olacağını belirliyor. Bu döneme daha yüksek enerji seviyeleriyle girilirse buzulların yok oluşu da o kadar hızlı gerçekleşiyor.
Araştırmacılar bu farklı enerji seviyelerindeki döngülerin ne sıklıkla yaşandığı ve bir sonrakinin ne zaman gerçekleşeceği üzerine çalışmayı sürdürüyor.
Bilim insanları 1800’lerin ortalarından bu yana Dünya yörüngesindeki değişikliklerin buz çağlarının gelişi ve gidişinden sorumlu olduğundan şüpheleniyor. Ancak asıl soru hangi yörüngesel özelliğin bunlarda etkili olduğu.
13 Mart’ta hakemli bilim dergisi Science’de yayımlanan yeni araştırma, buz çağlarının nasıl sonlandığıyla ilgili bulguları ortaya koyarak sorunun bir kısmını yanıtlıyor ve çözüme yönelik önemli bir adım atıyor.
Ekip araştırma için İtalya’daki mağara dikitlerinden elde edilen verilerle Portekiz sahillerinde yapılan sondajlarda ortaya çıkarılan okyanus tabanındaki çökelti tabakalarının verilerini bir araya getirdi.
Araştırma ekibinden Doçent Russell Drysdale, “Cambridge Üniversitesi ve Portekiz Deniz ve Atmosfer Enstitüsü’nden (IPMA) meslektaşlarımız, buz tabakası çöküşlerinin Kuzey Atlantik’te yarattığı etkilerin ayrıntılı kayıtlarını bir araya getirdi” dedi ve ekledi:
“Dikit büyüme tabakalarında, okyanustaki çökeltilerde kaydedilenlerle benzer değişiklikler bulunduğunu belirleyebildik. Bu bize dikitlerdeki yaş bilgisini, okyanus çökelti kayıtları için de kullanma imkanı verdi.Bu çökeltileri söz konusu döneme tarihlemeyi başaramamıştık.”
Radyoaktif tarihleme yönteminin en yeni tekniklerini kullanan uluslararası ekip, 960 bin yıl önceyle 875 bin yıl önce arasında gerçekleşmiş iki buz çağı bitişini belirledi. Bu iki buz çağının bitişinin başlangıcı, Dünya’nın eksen eğikliğindeki artışla uyumluydu. Buz tabakalarının bulunduğu bölgelerde daha uzun ve sıcak yazlara neden olan bu artışlar, tabakaların erimesine neden olmuştu.
Dr. Drysdale, “İki sonlanma (dönemi) de Kuzey Yarımküre’de buz tabakaları üzerindeki yaz enerjisinin tepe değerlerine yaklaştığı bir zamanda tamamlanmış” dedi ve ekledi:
“Bu bulguların önceden yayımlanmış daha yakın zamana ait bitişlerin verileriyle kıyaslanması, bu modelin son milyon yılda tekrarladığını gösteriyor.”
Araştırma ekibi şimdi, ortalama buz çağı döngüsünün uzunluğunun aniden iki katına çıktığı ve 1,25’le 0,7 milyon yıl önce arasında gerçekleşen Orta Pleistosen Çağ Geçişi’ni yakından incelemeyi planlıyor.