Beynimiz, biyolojik makinemizin belki de en harika parçalarından birisidir. Kolaylıkla üstesinden geldiği birçok zor iş arasında, gerçek kelimeleri rastgele harf dizilerinden ayırmak ve bunu büyük bir hız ve doğrulukla yapmak da bulunuyor. Neresinden bakarsanız, son derece hayranlık uyandırıcı değil mi?
30 Kasım’da (2020) Nature Human Behavior‘da yayımlanan bir çalışmada, araştırmacılar tam da bu konu üzerine yoğunlaştılar ve beynimizin, rastgele harf dizilerinden gerçek kelimeleri ayırma görevinde hangi beyin bölgelerinin rol aldığını saptadılar.
Araştırmaya göre, görsel sözlüğümüzün depolandığı ve erişildiği temporal lobun (gelen duyusal bilgileri işler) içinde yer alan bir bölge olan orta-fusiform korteks; söz konusu bu görevde sorumluluk üstleniyor. Bu sözlük, bir kelimenin gerçekten anlaşılabilir olup olmadığını anlamamıza yardımcı olur. Araştırma ekibi, elde edilen bulguların, bazı insanların diğerlerine kıyasla neden çok daha hızlı okuyabildiğine ve disleksi gibi okuma bozukluklarına yönelik yeni kavrayışlar geliştirmemize yardımcı olabileceğini düşünüyor.
Fusiform bölgesinin, bir kelimeye ne kadar tepki verdiği, gerçek ve uydurma bir kelimeyi ne kadar hızlı ayırt edebildiği, büyük ölçüde o kelimeyle günlük dilde ne sıklıkla karşılaşıldığına bağlıdır. Çok kısa ve yaygın kullanılan kelimeler, hızlıca tanımlanabilirken; uzun ve nadir kullanılan kelimelerin tanımlanması daha uzun sürer.
Araştırmada, hali hazırda beyinlerine elektrot takılı olan ve epilepsi tedavisi altında bulunan 35 katılımcının beyin taramaları kullanıldı. Katılımcıların beyin aktivitesi, gerçek kelimeler, anlamsız kelimeler ve hatta bir bilim kurgu filminde görebileceğiniz uydurma bir yazı tipindeki kelimeleri algılamak durumunda bırakılarak izlendi.
Gözlemlenen nöral işleme modellerine göre, orta fusiform alanı önce tepki verir ve gördüklerimizi bilinen kelimelerin bir veritabanıyla karşılaştırmak için devreye girer. Bir kelime bir kez tanındığında, bilgi daha fazla işlenmek üzere beynin başka bir yerine gönderilir.
Orta fusiform bölge hakkındaki bu hipotezi test edebilmek için, çalışmasını kesintiye uğratmak gerekiyordu. Dolayısıyla katılımcılar okuma yaparken, beynin bu bölgesine kısa elektriksel uyarılar uygulandı. Bu uygulama sonucunda kelimelerin düzgün bir şekilde okunması geçici olarak engellendi.
Böylelikle ekip, uygulanan kısa elektrik şoklarıyla orta fuziform korteksteki aktiviteyi geçici olarak kesintiye uğratarak, bunun geçici bir okuma güçlüğüne neden olduğunu; ancak görsel nesneleri adlandırmak veya konuşmayı anlamak gibi diğer dil işlevlerini bozmadığını ortaya koydu.
Araştırma bulgularına bakarak, burada disleksiden bahsetmenin önemli olduğunu söylemeliyiz. Çünkü bildiğimiz en yaygın dil temelli öğrenme engellerinden birisi, disleksidir. Bu araştırma, onu daha iyi anlamamıza ve diğer okuma bozukluklarının yanı sıra onu yönetmenin yollarını bulmamıza yardımcı olabilir. Örneğin, ortadaki harflerden bazıları yanlış sırada olsa bile, beynimizin, iyi bilinen karmaşık kelimeleri anlayıp ayırt edebildiğini biliyoruz.
Öte yandan, tahmin edebileceğiniz gibi, orta fusiform, en uzun süreyi alışılmadık kelimeleri işlemede harcadı. Kelime frekansı, insanların ne kadar hızlı okuyabileceğini belirleyen ana faktörlerden biri olduğundan, orta fusiformun, bu noktada kelimenin sıklıkla kullanılan kelime olup olmadığına bağlı olarak okuma hızımızın darboğazı gibi davranması oldukça muhtemeldir.