Sevgili Reis’ime doktorları hangi ilaçları yazdı bilemem, ama dozu ikiye katlasınlar, çünkü akıl sağlığı üstünde harikulade etkisi oldu. Seçime ramak kala TCMB’nin faiz artırmasına göz yummak, hem Ekonomik İstikrar Programı uğruna siyasi risk almak, hem de seçim sonrası daha fazlasının yapılmasının önündeki siyasi engelleri kaldırmak anlamını taşır.
Üç gün önce Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, zaten seçimden sonra ekonomi politikalarının “nas”lanmayacağını beyan etmiş de kimse iplememişti:
“Yerel seçimler meselesiyle bazı tartışmalar yaşandığını görüyoruz. Bunların hiçbir zemine sahip olmadığını bir kez daha buradan ifade etmek isterim. Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değil. Genel seçimlerle meclis belirlenir, hükümet belirlenir, ulusal düzeyde politikalar belirlenir. Yerel seçimler ise ilimizin, şehrimizin yönetimiyle, yerel hizmetlerle ilgili seçimlerdir. Dolayısıyla bu yerel seçim vesilesiyle makro politikalarımız konusunda yapılan tartışmaların hiçbir zemine sahip olmadığını, spekülatif bir takım söylemlerden ibaret olduğunu ifade etmek isterim.”
TCMB hem 500 baz puan faiz artırarak artık iyice gözümden düşen Jay Powell’dan daha şahin olduğunu ispat etti, hem de masaya billurlarını trak trak trak vurarak piyasa ve iş dünyasının yüreğine ölüm korkusunu saldı:
- %50 politika faizi ne ki? Kafamı bozmayın, Erdem Başçı günlerine geri döner, size gecelik %53 faizi tattırırım. Artık, gecelik %53’ün bileşiğini konkordato hakimliğinde hesaplarsınız.
- Siz böyle yarın Kıyamet Günüymüş gibi harcayıp, esnaf da fırsattan istifade kafasına göre zam yaparsa, seçimden sonra size kabak dolması tarifini öğreteceğim. Önce kabağı bir güzel oyarsın….
- Durun, keratalar yetmedi. Canım isterse niceliksel sıkılaştırma diye bir zamazingo uydurduk, onun da vidalarını bir güzel kısarım. Kredi kartlarınızı iptal ettirir, banka kredisini rüyanızda görmenizi de sağlarım.
Bir yandan, Ekonomik İstikrar Programı’nın kredibilitesi ve rüştü tescil edildi diye seviniyorum, bir yandan da YouTube’ta günde 3 defa kriz-devalüasyon-Şimşek yolcu videosu çekip bedavadan influencer olanların kaderine üzülüyorum. Ekonomide işlerin iyiye gittiği bir gelecekte, bunca çaylak sosyal medya fenomeni nasıl ün kazanacak? Bu millet Happy Ending biten filmleri seyretmez ki? Herhalde, “ama domatesin fiyatı hala artıyor” ya da “ekonomiyi kurtardık, ama vatandaşı tabutuna yolladık” diye hümkürürler.
%50 basit faiz bu enflasyonun hızını kesmez. Sosyal medyada defalarca söyledim, TCMB faizi EN AZ %60’a çekecek. Bankalararası piyasadaki likiditeyi öyle bir emecek ki, bankalar kendilerini Dune filminde sanacaklar (Bilim kurgu seyretmeyenler için: O gezegende havada nem oranı eksi %70).
Tabii, sırf sıkı para politikası ile enflasyon düşmez, ya da düşer de, beraberinde binlerce şirket de iflas yoluna düşer. Erdoğan’ımın seçmene bol keseden ulufe dağıtma alışkanlığıyla don lastiğimden beter açılan bütçe harcamalarının da disiplin altına alınması lazım. Aslında bunun yolunu Mehmet Şimşek TOBB’da anlattı da, yine kimse iplemedi:
“Toplantı hakkında bilgi aldığımız oda başkanları “Adam çok kararlı, haklı da… Enflasyonu kesinlikle yenmek gerekiyor ve başka çare olmadığını açıkça görüyoruz” dedi. Bakan Şimşek “Otoyoldu, havaalanıydı böyle yatırımları yeterince yaptık, bir süre yeni yatırım olmayacak. Sadece altyapı yatırımı olarak organize sanayi bölgelerini limanlara bağlamak için planlanan demiryolu hatlarını yapacağız” diye konuştu”.
Lütfen artık kimse devalüasyon beklemesin, dövizde kalıp birikimlerini heba etmesin. Yarından tezi yok, döviz bozdurup TL’ye geçin. Yabancı yatırımcıların Türkiye’nin kapısına gelip, gümrük kontrolünden geçmemeleri için tek bir neden vardı: Erdoğan’ın seçimden sonra Şimşek’i şutlayıp, Berat Albayrak’ın sponsorluğunu yaptığı İslamcı Ekonomi Ekolünü geri getireceği beklentisi. Bu beklenti kadük oldu. Tabii, Erdoğan’ın yıllardır kaprisleri ve akıldışı hamleleri ile yarattığı korku ve hayal kırıklıkları tek bir faiz artırımı ile tedavi edilemez. Ama size garanti ediyorum, 1 Nisan’dan itibaren her hafta BDDK istatistiklerinde sıcak para girişi göreceğiz. Eğer Ekonomik İstikrar Programı enflasyon konusunda gözle görülür bir başarı elde eder de, Sevgili Reis’im bu yıl sonuna kadar nefsine hakim olup zart-zurt ekonomi politikasına müdahale etmezse, 2025 yabancı doğrudan yatırımlar için de eşiğin aşıldığı yıl olabilir.
Valla, Çok Sevgili Okur, sizin için sevineyim mi üzüleyim mi karar veremedim. İyi haber, enflasyon hızla düşecek. Kötü haber, bedelini kredi kartı ve tüketim harcamalarından kısarak ödeyeceksiniz.