İÇTİHAT METNİ
DAVA ve KARAR :
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı, davalı vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili ve davalı vekilinin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılar vekili, müvekkillerinin dava dışı şirkete avans olarak verdiği 2 adet çekin davalı bankaya rehin cirosuyla tevdi edildiğini, davalının bu çeklere dayalı olarak takip başlattığını belirterek müvekkilinin çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, % 40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu çeklerin davalı bankaya tevdi edildiği, tevdi bordrosunda teminat ibaresinin yer aldığı, dava konusu çeklerin gizli rehin cirosuyla davalıya intikal ettirildiği, ödeme vasıtası olan çeklerin rehin cirosuyla temlik edilemeyeceği, davalının keşideci olan davacılar hakkında takip yapamayacağı, davalının cironun mahiyeti konusunda yanılgıya düştüğü ve kötü niyetili kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 689. maddesine göre rehin cirosu “bedeli teminattır”, “bedeli rehindir” veya bunlara uygun bir ibarenin senede yazılması ve altının meşru hamil tarafından imzalanıp senedin rehin alana teslimi ile oluşur. Senette yukarıda açıklanan ibarelerden birinin yer almaması halinde senedin rehin cirosu ile değil temlik cirosu ile verildiği kabul edilmelidir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu çeklerin dava dışı şirket tarafından yapılan cirolarında herhangi bir ibarenin yer almaması nedeniyle temlik cirosuyla devredildiğinin kabulü ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ :
Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.