İngiltere’deki okullarda yapılan iki yeni araştırma, “problemli akıllı telefon kullanımı” bildiren gençlerin anksiyete, depresyon veya uykusuzluk yaşama olasılığının daha yüksek olduğunu ortaya koydu.
King’s College London’daki araştırmacılar, bir araştırmada yaşları 16 ila 18 arasında değişen 657 gencin, diğer araştırmada ise yaşları 13 ila 16 arasında değişen 69 çocuğun yanıtlarını dört hafta boyunca topladı.
Araştırmacılar, 16-18 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 18,7’sinin ve 13-16 yaş arası gençlerin yaklaşık yüzde 14,5’inin problemli akıllı telefon kullanımını bildirdiğini söyledi.
Araştırmacılardan Nicola Kalk Associated Press’e (AP) verdiği demeçte, “problemli akıllı telefon kullanımı, belli bir kullanım şeklini açıklamak için kullanılır ve diğer davranışsal bağımlılıklardaki problemli davranış yapısına atıfta bulunur,” dedi.
“Dolayısıyla, paylaşılan şeyler, kullanım üzerinde kontrol kaybı, akıllı telefonun hayatlarındaki önceliği, diğer aktiviteler veya uyku yerine akıllı telefonlarında zaman geçirmeleri, olumsuzlukların farkında olmalarına rağmen bunu yapmaya devam etmeleri, akıllı telefonlarının yanında olamadıklarında veya akıllı telefonlarını kullanamadıklarında gerçek bir rahatsızlık duymaları ve bunu gidermek için akıllı telefonlarında artan miktarda zaman harcamaları bu davranış yapısından bazılarıdır.”
Acta Paediatrica dergisinde yayınlanan bir çalışmada, problemli akıllı telefon kullanımı bildiren 16-18 yaş arası çocukların, problemsiz kullananlara kıyasla anksiyete yaşama olasılığının iki kat, depresyon geçirme olasılığının ise üç kat daha fazla olduğu raporlandı.
BMJ Mental Health dergisinde yayınlanan diğer çalışmada ise, problemli akıllı telefon kullanımı olan 13-16 yaş arası gençlerin neredeyse yarısının anksiyete, yarısından fazlasının ise depresyon belirtileri bildirdiği tespit edildi.
King’s College London’da tıbbi istatistik profesörü ve her iki çalışmanın da ilk yazarı olan Ben Carter yaptığı açıklamada: “İki farklı araştırma yöntemi kullanarak iki ayrı ergen yaş grubunda problemli akıllı telefon kullanımının anksiyete, depresyon ve uykusuzluk ile bağlantılı olduğunu bulduk,” dedi.
“Akıllı telefonların problemli kullanımı ile kötüleşen ruh sağlığı arasındaki bağlantıyı ortaya koyarak ve gençlerin bu sorunun farkında olduklarını ve kullanımlarını yönetmeye istekli olduklarını göstererek, ergenlere yardımcı olmak için kanıta dayalı müdahalelere duyulan ihtiyacı vurgulamak istedik,” diye ekledi.
Problemli kullanım ile ekran süresi arasında ise bir ayrım tespit edildi.
Telefonda geçirilen dakika sayısı, yüksek oranlarda olanlarda anskiyete veya depresyon ile ilişkili olmasa da uykusuzlukla bağlantılıydı.
Araştırmacılar, bağımlılıktan daha az şiddetli olmasına rağmen, doktorların problemli akıllı telefon kullanımını bir bağımlılık olarak kabul etmeleri için yeterli kanıt olabileceğini söylüyor.
Gençlerin akıllı telefon kullanımının sağlıklı sürdürülebilmesi için, Kalk, ebeveynlere çocuklarıyla oturup bu konuyu tartışmalarını ve evde birlikte sağlıklı kullanım alışkanlıkları geliştirmelerini öneriyor.
Her iki çalışma da gençlerin telefonlarında daha az zaman geçirmek istediklerini ve çoğunun kullanımlarını sınırlamaya çalıştıklarını ortaya koydu.
Kalk, “İyi haber şu ki, ergenler kullanımları konusunda düşünceli ve anlayışlılar – akıllı telefonların faydalarının yanı sıra dezavantajları da olduğunu anlıyorlar” dedi.