Yeni bir araştırmaya göre Orta Çağ’da kanser, daha önce tahmin edilenden daha büyük bir tehdit oluşturmuş olabilir. Korunan kemiklerin X-Ray ve BT taramalarına dayanan çalışma, Orta Çağ Britanya’sında her 10 sakinden birinin vücutlarında kanser ile öldüğünü ileri sürüyor.
Kaydedilen ilk kanser, 5.000 yıldan daha uzun süre önce Eski Mısır’a kadar uzanıyor. Ancak uzun zamandır kanserin, büyük ölçüde daha uzun ömürlerimiz nedeniyle, modern zamanlara kadar insanlarda nispeten nadir olduğu düşünülüyordu. Sanayileşme genişledikçe ve sigara kullanımının artan popülaritesi gibi, 18. yüzyılda ortaya çıkmaya başlayan diğer eğilimler de muhtemelen bunda rol oynadı.
Ancak Cancer dergisinde yayınlanan yeni çalışma, kanserin uzunca bir süredir insanların hayatlarının bir parçası olduğunu öne sürüyor.
Birleşik Krallık’taki araştırmacılar, Cambridge şehri çevresinde bulunan altı Orta Çağ mezarlığından çıkarılan 143 bireyin iskeletlerini inceledi. Bu kişiler 6. ve 16. yüzyıllar arasında ölmüştü. Daha sonra, görünmemiş olabilecek kanser izlerini yakından inceleyerek, tıbbi görüntüleme kullanarak kemikleri analiz ettiler.
Çoğu kanser, vücudun kemik dışındaki bir bölgesinde başlar. Ancak yumuşak doku tümörlerinden bazıları daha sonra kemiklere yayılır. Bu şekilde de tıbbi görüntüleme yoluyla tespit edilebilecek lezyonlar ortaya çıkar. Ekibin bu kemiklerde bulduğu kanser miktarına göre, bölgedeki Orta Çağ insanları arasında kanserin temel düzeyini tahmin etmeye çalıştılar.
‘’Muhtemelen vücutlarının herhangi bir yerinden kansere yakalanmış olan Orta Çağ nüfusunun toplam yüzde 9 ila 14 arasında olduğunu düşünüyoruz.’’ diyor Cambridge Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde bir araştırmacı olan Piers Mitchell.
Araştırmacılar kendi çalışmalarının tarihsel zamanlarda kanser etkilerini tahmin etmek için X-Ray ve BT taramalarını kullanan türünün ilk çalışması olduğunu söylüyorlar. Bulguları geçerliyse, o dönemki kanser oranıyla ilgili önceki tahminlerin yaklaşık on katı bir vaka söz konusu.
Yazarlar, araştırmalarının bazı sınırlamaları olduğu konusunda uyarıyorlar. Örneğin, BT taramaları bile kanseri doğrulama konusunda kusursuz değil. Çalışma örnekleri, yüzyılları kapsarken boyutu ve kapsamı açısından hala oldukça sınırlı. Bulguları doğrulamanın en iyi yolu, dünyanın farklı yerlerinde ve tarihin farklı noktalarında diğer antik iskelet kalıntılarını kullanarak benzer çalışmalar yapmak.
Kanser yüzyıllar önce, düşündüğümüzden daha yaygın olabileceği için, şu anda hala çok daha yaygın olmadığı anlamına gelmiyor. Her yıl dünya çapında 10 milyon kadar insan kanserden ölüyor ve bu ABD’de ölüm nedeni olarak ikinci sırada. Pek çok insanda kanser gelişiyor, ancak kanserden ölmüyorlar. Yazarlar, bugün İngiltere’deki insanların yüzde 40 ila 50’sinin sistemlerinde kanser nedeniyle öldüğünü gösteren araştırmaya atıfta bulunuyor.
Ne kadar yaygın olursa olsun, kanserin çok uzun zamandır insanlığın düşmanı olduğu açık.
Aberdeen Üniversitesi’nden bir tıp tarihçisi olan Jenna Dittmar, ‘’Şimdiye kadar, Orta Çağ insanlarında en önemli hastalık nedenlerinin; dizanteri ve bubonik veba gibi bulaşıcı hastalıkların yanı sıra kötü beslenme, kaza veya savaştan kaynaklanan yaralanmalar olduğu düşünülüyordu. Şimdi ise Orta Çağ insanlarını etkileyen başlıca hastalık sınıflarından biri olarak kanseri de eklememiz gerekiyor.’’ diyor.