Monopoly Oynayan Ülke

Bilir misiniz bu oyunu? Monopoly… İnsanların sahip olmadıkları şeyler için kendisini zengin hissetmesini sağlayan, hatta ipin ucunu kaçırarak bununla övünmeyi bile eksik etmedikleri bir özelliği vardır.

Hoş bununla ilgili Anadolu’da daha güzel bir tabir bulunuyor. Aç tavuk kendini darı ambarında zannedermiş diye…

Başkasına ait paralarla, ödemesini tamamlamadığı sürece yine başkasına ait olan ama, bunun farkında olmayan kişilerden oluşan bir ülke olduk.

Hafta başında arsaları da satışa çıkaracağız. Kim bu arsaları nasıl alacak; hangi parayla üstüne ev yapacak bilmiyoruz. Şayet alanlara nereden buldun diye sorulsa belki bir fikrimiz olur.

Fakat söz konusu olan sade vatandaş ise, kredi ile alınacak sonra ödenebilecek mi şüphe götüren işlere, yine sanki icraatmış gibi anlatan ekonomi kurmaylarının bulunduğu bir fotoğrafta bakacağız.

Peki monopoly oyununun bir diğer özelliği nedir? Aslında ortada bir ekonomi döner fakat asla üretim, ticaret konuşulmaz. Tamamen rantiye üzerine kurgulanmış bir ekonomik yapıdan bahsediyoruz.

Binalar, araziler alırsınız; kira toplarsınız; tapu zengini olan zengin sayılır ve böylece gelenden geçenden para toplarsınız. Yani ekonomi mantığı olarak tamamen bir tüketim ve rant üzerine kurgulanmış bir yapıdır.

Sizce de bu haliyle bize çok uygun değil mi? İşte bu nedenle faizleri düşüreceğini söyleyen ve hangi iktisadi kriterle olduğunu açıklayamayan, bir inat uğruna düşürülen oranların da gerçek hayatta karşılık bulmadığı bir aymazlık içinde sürüklenip duruyoruz.

Monopoly oyununun yapısını ekonomi zannettikleri için de, tüm faiz algısı emlak alım satımı üzerine kurgulanmış bulunuyor. Bu nedenle her faiz düşüşünde kamu bankaları görev zararı uğruna emlak sektörüne özel faiz avantajları sunuyorlar.

Kendi içinde zaten tapu sahibi olanların, gelenden geçenden Deli Dumrul Vergisi aldığı, kira adı altında haraç topladığı bu oyun, tek bir farkla hayat buluyor. Vergileri kamu yönetimi topluyor.

Topladığı vergileri de, yine buraya bina dikenlere dağıtıp, onların da vergi borçlarını siliyor. Fakat arada temel bir fark daha var. Monopoly oyunu bittiğinde, paralar, tapular oyun kutusuna kaldırıldığında herkes gerçek hayata döner.

Bizim durum biraz farklı. Biz üzerine bir de gerçek hayata dönemiyoruz. Orada ev, bina ya da köprü yapanlar 25 yıl ortalamayla bizden para tahsil etmeyi sürdürecekler. Böyle söyleyince garip geliyor değil mi? Ama tam da yaşadığımız bu.

Daha garip olan da bu paraları ödeyenlerin, bu sistemi kuranları savunuyor olması. İnsan gülsün mü, ağlasın mı karar veremiyor.

Bu Yazıyı Paylaşın