Meyve-Sebzenin Ambalaja Girmesi Çevreye ve Ekonomiye Katkıda Bulunacak

ASD Genel Sekreteri Aslıhan Arıkan, sebze ve meyvelerin ambalaja girmesini öngören yeni tebliğle birlikte ambalaj sektörünün tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek altyapıya sahip olduklarını belirterek raf ömrünün uzatılması için birçok Ar-Ge çalışması gerçekleştirildiğini söyledi.

Yaş meyve ve sebzede yaşanan israf nedeniyle yılda 15-20 milyar lira civarında bir zararın olduğunu belirten Ambalaj Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Aslıhan Arıkan, soğuk zincir ve nakliye sırasında ambalajlamanın hayata geçirilmesi durumunda fiyatların yükselmeyeceğini, tam tersine ekonominin olumlu etkileneceğini söyledi.

Geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayınlanan “Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standart Uygulamalara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”ini değerlendiren Aslıhan Arıkan, gıda israfı açısından yeni uygulamanın önemine dikkat çekti.

Yeni tebliğin öngürdüğü uygulamaları sektörün karşılamaya hazır olduğunu belirten Arıkan, “Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standart Uygulamalara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ” ile birlikte sebze ve meyvede yüzde 25 oranındaki fire oranını aşağı çekmek amacıyla ürünlerin taşınacağı ambalajlar standart hale getirilecek ve bu standartlara uygun ambalajlama yapılacak. Hasattan sonra standartları belirlenen, plastik çuval, plastik kasa, karton /oluklu mukavva kutu ve benzeri taşıma amaçlı kutular içerisinde (nakliye ambalajları); yerleşim merkezleri, ilçeler ve şehirlere yaş meyve ve sebzelerin ulaştırılması planlanıyor. Bu ambalajlar yıllardır üretiliyor ve sektörde kullanılıyor.

Firmalardan talep geldikçe, ambalaj sektörü olarak ülkemizin meyve ve sebze sektöründeki tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek altyapıya sahibiz. Türkiye Ambalaj Sektörü buna hazırdır” diye konuştu.

Yeni düzenleme ambalaj sektörünü nasıl etkileyecek?

Tebliği ile beraber sektörde önemli bir hareketlilik olacağını dile getiren Arıkan, en son yapılan Ar-Ge çalışması sonucu meyve-sebzelerin raf ömrünün 7 günden 14 güne uzatıldığını söyledi. Arıkan, “Sadece meyve ve sebzenin değil tüm ürünlerin ambalajlanması için gelişmiş bir teknolojiye ve altyapıya sahip sektörümüzdeki bu hareketlilik büyümeye de yansıyacak. Ar-Ge ve inovasyon açısından çok güçlü olan ambalaj şirketlerimizin bu alanda kendini daha da geliştirecek, meyve ve sebzeler için kullanımı kolay, çevre dostu ve ekonomik ambalajlar üreteceklerdir. ASD olarak, yaş meyve-sebzenin ambalaja girmesinin önemini her fırsatta vurguluyoruz. Bu sektörde yılda 15-20 milyar lira civarında bir zarar olduğu tahmin ediliyor. Bu yüzden yeni yasa, çevreye ve ekonomiye de pozitif katkıda bulunacak. Türkiye Ambalaj Sektörü olarak herhangi bir yasal düzenleme olmasa da israfı önlemek, gıdaların raf ömrünü uzatmak, inovatif çözümler bulmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Sektörümüzü ve ülkemizi daha ileriye taşımak için katma değerli ürünler ve yeni teknolojiler geliştiriyoruz. Örneğin sektörümüzün lider şirketleri yaş meyve- sebzenin raf ömrünün uzatılması için birçok Ar-Ge çalışması gerçekleştiriliyor. Bu çalışmalar sonucunda yaş meyve-sebzelerin raf ömrü 7 günden 14 güne uzatıldı” dedi.

Ambalajlamayla fiyatlar artar mı?

Ürünler soğuk zincirde taşınacağı için bozulmayacağını ve dış etkenlerden korunacağını belirten Arıkan taşıma ve dağıtım esnasında firenin önüne geçileceğini ve böylece israfın azalacağını meyve ve sebzelerin çöpe değil sofralara gideceğini söyledi. Arıkan, “Ambalaj tüketiminin yüksek olduğu gelişmiş ülkelerde, örneğin Batı Avrupa’da, ambalajlama sayesinde gıdaların sadece yüzde 2-3’ü israf oluyor. Ambalaj tüketiminin düştüğü az gelişmiş ülkelerde ise bu oran yüzde 50-60’ları bulabiliyor. Dünyadaki herkesin sağlıklı ve yeterli miktarda yiyeceğe erişim sağlaması çok önemli. Hem tüketicilerin cebine hem de ülke ekonomisine pozitif olarak yansıyacak bu yasayla birlikte, gelişmiş ülkeler seviyesine zamanla ulaşacağımıza inanıyoruz. Yaş meyve ve sebzede yaşanan israf nedeniyle yılda 15-20 milyar lira civarında bir zarar olduğu tahmin ediliyor. Soğuk zincir ve nakliye sırasında ambalajlama hayata geçirilirse bunun yaş meyve ve sebze fiyatları yükseltmeyeceğini, tam tersine ekonomimize olumlu etki yapacağını düşünüyoruz” dedi.

İsraf ve gıda güvenliği için ambalaj kilit önemde

Ambalajın ürünü izlenebilir kıldığını ve kayıt dışını ortadan kaldırdığını belirten Arıkan sözlerine şöyle devam etti:

“Ambalaj yoksa sağlık ve hijyenden bahsetmek mümkün değil. Ambalajsız satılan tüm gıda maddeleri gıda güvenliği ve hijyeni hiçe sayan ortamlarda üretiliyor ve bu nedenle ciddi tehlikeler yaratıyor. İsrafın önlenmesi ve hijyenin sağlanması açısından bütün gıda maddelerinin mutlaka ambalajlı satılması gerekiyor. Çünkü ambalaj, içine konulan gıdaların üretildikleri koşullarda bozulmadan en ekonomik ve güvenilir biçimde tüketiciye ulaştırılmasını ve tanıtılmasını sağlayan bir ürün. Gıda ambalajının temel amacı; gıdaların raf ömrünü uzatmak, uygun koşullarda depolanmasını sağlamak ve gıdaları tüketiciye ulaşıncaya dek diğer bulaşanlardan korumak, gıda bozulmaları ve kalite kayıplarını en aza indirmek. Ambalaj bu kadar önemliyken ülkemizde hala pek çok gıda maddesi ambalajsız satılıyor. Gıda güvenliği ve gıda israfı konusu ASD olarak en çok önem verdiğimiz konuların başında geliyor. Tüketicilerin büyük kısmı, sağlıklı olduğu, güven verdiği, saklama imkânı sağladığı ve kullanım kolaylığı sunduğu için ambalajlı gıda ürünlerini tercih ediyor. Hijyen açısından baktığınızda ambalajsız ürünün riskli olduğunu görüyorsunuz. Ambalajlı ürünler hijyen ve sağlık açısından insanlara verilen önemin bir göstergesidir. Ambalaj ürünü izlenebilir hale getiriyor, kayıt dışını ortadan kaldırıyor. Bu şekilde hem ülke ekonomisi kazanıyor hem de gıda güvenliği sağlanmış oluyor. Özellikle gıda maddelerinin bozulmadan taşınması ve tazeliğinin korunarak daha uzun süre saklanması ambalaj sayesinde mümkün olabiliyor. Bu bakımdan ambalaj, gıda israfının önlenmesi açısından oldukça önemlidir.”

Sektör yeni pazarlar kazanıyor

Dış ticaret açığı vermeyen ender sektörlerden biri olduklarını ifade eden Arıkan ”Türkiye ambalaj sektörünün en güçlü sivil toplum kuruluşlarından Ambalaj Sanayicileri Derneği olarak, yönetmelik ve tebliğlerin tam olarak uygulanması için üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. İsrafın önlenmesi ve hijyen konularında ambalajın önemini her fırsatta dile getireceğiz ve bu konu önceliğimiz olacak. Türkiye ambalaj sektörü inovatif ve katma değerli ürünlerle dünya pazarlarındaki gücünü artırmaya devam ediyor. Artan rekabet gücümüzün etkisiyle Avrupa Birliği ülkeleri, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Kafkaslar ve Balkanlar olmak üzere 180’den fazla ülkeye ihracat yapıyor ve yeni pazarlar kazanmaya devam ediyoruz. Sektör olarak 2023 hedefimiz 30 milyar dolarlık pazar büyüklüğü ve 10 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. Türkiye ambalaj sektörümüz Avrasya’nın bölgesel merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor” dedi.

Kaynak: Dunyagida.com.tr

Bu Yazıyı Paylaşın