Matrah Takdiri İçin Takdir Komisyonuna Başvurulması Zamanaşımını Durdurur

T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu

Esas No : 2019/1134
Karar No : 2020/249
Tarih : 19.02.2020

İÇTİHAT METNİ

İstemin Konusu : Van Vergi Mahkemesinin, 29/04/2019 tarih ve E:2019/147, K:2019/289 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına istinaden re’sen tarh edilen 2006 yılının Aralık ayına ilişkin katma değer vergisi ile bir kat kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

Van Vergi Mahkemesinin, 13/11/2012 tarih ve E:2012/75, K:2012/452 sayılı kararı:

Uyuşmazlığın esasını inceleyen Vergi Mahkemesi vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatının 35.694,29 TL’ye isabet eden kısmını kaldırmış, kalan kısım yönünden davayı reddetmiştir.

Tarafların temyiz istemlerini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin, 09/11/2017 tarih ve E:2016/2284, K:2017/7695 sayılı kararı:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder.” hükmü, Anayasa Mahkemesi’nin 15/10/2009 tarih ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararıyla iptal edilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı karşısında, dava konusu tarhiyat yönünden takdir komisyonunda geçen sürenin zamanaşımını durduracağının kabulüne olanak bulunmamaktadır.

Olayda, 2006 yılına ait vergi alacağı için düzenlenen vergi ve ceza ihbarnamelerinin en geç 31/12/2011 itibarıyla davacıya tebliğ edilmesi gerekirken tarh zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 13/02/2012 tarihinde tebliğ edildiği görüldüğünden, tarh zamanaşımına uğrayan cezalı tarhiyatın kaldırılması gerekirken aksi yönde verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Daire bu gerekçeyle davacının temyiz istemini kabul ederek kararı bozmuş; davalı idarenin temyiz istemini bu nedenle reddetmiştir.

Daire, davalı idarenin karar düzeltme istemini de reddetmiştir.

Van Vergi Mahkemesinin, 29/04/2019 tarih ve E:2019/147, K:2019/289 sayılı kararı:

Anayasa Mahkemesinin 15/10/2009 tarih ve E:2006/124, K:2009/146 sayılı kararıyla 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin ikinci fıkrası iptal edilmişse de, 23/07/2010 tarih ve 6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle 114. maddenin ikinci fıkrası yeniden düzenlenerek vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı, duran zamanaşımının mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği, ancak işlemeyen sürenin her hal ve takdirde bir yıldan fazla olamayacağı belirtilmiştir. 6009 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’na eklenen geçici 28. maddede ise, 01/01/2005 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce matrah takdiri için takdir komisyonuna sevk edilmiş olup komisyonca takdir edilen matrah üzerinden 31/12/2012 tarihine kadar tarh ve tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.

6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 114. maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik sonucu getirilen kuralın ve geçici 28. maddenin 01/07/2010 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, yasa koyucunun Kanunun yürürlük tarihi itibariyle henüz beş yıllık tarh zamanaşımı süresi dolmamış vergi alacakları yönünden de takdir komisyonuna başvurulmasının zamanaşımını durduracağı ve takdir komisyonunda geçecek sürenin bir yıldan fazla olamayacağına dair kuralın uygulanmasını amaçladığı açıktır. Dolayısıyla 01/01/2005 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin vergi alacakları için beş yıllık tarh zamanaşımı süresi 6009 sayılı Kanun’un anılan düzenlemelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2010 tarihi itibariyle dolmamış olduğundan, beş yıllık tarh zamanaşımı süresi içerisinde matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması durumunda zamanaşımı süresinin duracağı, komisyon kararının vergi dairesine tevdiini izleyen günden itibaren zamanaşımı süresinin kaldığı yerden işlemeye devam edeceği ve komisyonda geçen ve işlemeyen sürenin bir yıldan fazla olamayacağı kuralının uygulanacağı kuşkusuzdur.

Uyuşmazlığa konu olayda, beş yıllık tarh zamanaşımı süresinin dolmasına 6 ay 10 gün varken 20/06/2011 tarihinde (23/07/2010 tarih ve 6009 sayılı Kanun’un 8. maddesiyle 114. maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikten sonra) takdir komisyonuna sevk işlemi yapılarak zamanaşımı süresinin durduğu, 20/10/2011 tarihli takdir komisyonu kararının 17/01/2012 tarihinde vergi dairesine tevdii üzerine (yeni düzenleme ile getirilen 1 yıllık süre dolmadan) 18/01/2012 tarihinde dava konusu cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamenin düzenlendiği ve 13/02/2012 tarihinde (zamanaşımı süresinin dolmasına 5 ay 13 gün kala) davacıya tebliğ edildiği anlaşılmış olup zamanaşımı süresi geçmeden cezalı tarhiyatın yapıldığı ve mükellefe tebliğ edildiği görüldüğünden, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin bozma kararına uyulmayarak işin esasına geçilmiştir.

Vergi Mahkemesi, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ek olarak bu gerekçeyle ısrar etmiş ve aynı yönde hüküm kurmuştur.

Temyiz Edenin İddiaları: Beyanname verme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacı adına takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden gerçekleştirilen cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek ısrar kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

Karşı Tarafın Savunması : Cevap verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …. Düşüncesi: Mahkeme kararının davanın kısmen kabulünedir hüküm fıkrası yönünden uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmamış olup bu incelemenin Kurulumuzca değil ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR :

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Vergi mahkemesinin davanın kısmen reddine, kısmen kabulüne ilişkin ilk kararının taraflarca temyizi üzerine Danıştay Dokuzuncu Dairesince, dava konusu cezalı tarhiyatın zamanaşımına uğradığı belirtilerek davacının temyiz istemi kabul edilmiş, davalı idarenin temyiz istemi ise bu nedenle reddedilmiş ve mahkeme kararı bozulmuştur.

Daire, “davalı idarenin temyiz isteminin bu nedenle reddine” demek suretiyle davalı idarenin, mahkeme kararının davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına yönelttiği temyiz isteminin esasını incelememiş ve bu yönden hüküm tesis etmemiştir.

Vergi mahkemesi ısrar kararında anılan hüküm fıkrası yönünden yeniden hüküm kurmuş; davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrası ise hukuki menfaati bulunan davacı tarafından temyiz edilmemiştir.

Bu durumda, davanın kısmen kabulüne dair hüküm fıkrası yönünden uyuşmazlığın esasına ilişkin temyiz incelemesi yapılmamış olup bu incelemenin Kurulumuzca değil ilk derece yargı yerince verilen kararları temyizen incelemekle görevli vergi dava dairesince yapılması gerekmektedir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

Van Vergi Mahkemesinin, 29/04/2019 tarih ve E:2019/147, K:2019/289 sayılı kararının, davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrası temyizen incelenmek üzere dosyanın Danıştay Dokuzuncu Dairesine GÖNDERİLMESİNE,

2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi./ palmiye müşavir

KARŞI OY :

Vergi mahkemesince verilen ilk kararın davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm fıkrasına karşı davalı idarenin yönelttiği temyiz ve karar düzeltme istemleri Danıştay Dokuzuncu Dairesince reddedildiğinden, kararın belirtilen hüküm fıkrası kesinleşmiştir.

Vergi mahkemesince verilen ilk kararın diğer hüküm fıkrasının bozulmasından sonra verilen ısrar kararının varlığı ilk kararın kesinleşen hüküm fıkrasının yeniden temyizen incelenmesini olanaklı kılmayacağından davalı idarenin, kararın sözü edilen hüküm fıkrasına yönelttiği temyiz iddialarının incelenmesi mümkün bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin incelenmeksizin reddi gerektiği oyuyla karara katılmıyoruz.

Bu Yazıyı Paylaşın