Derin okyanuslar her ne kadar değişik ve korkunç balık türleri ile hatırlansa da okyanus tabanında aslında çok daha korkunç olayların gerçekleştiği gün yüzüne çıktı. Kasım ayında Geochemical Perspecties Letters jurnalinde paylaşılan araştırma sonuçları, okyanusların doğal olan en derin noktasında, Mariana Çukuru’nun en derin kısmında çok yüksek oranda mikroplastiklerin bulunduğunu ortaya koydu.
Hilal şeklinde olan ve 11 kilometre boyunca okyanus tabanında uzanan çukur, Çin ile Filipinler’in doğu tarafında bulunuyor ve çukurun en derin kısmında sıcaklık 1 ile 4 santigrat derece arasında seyrediyor. Aynı zamanda çukurun en derin noktasındaki basınç, deniz seviyesindeki hava basıncının 1100 katı kadar daha büyük.
Bu çukurun en derin kısmı “hadal bölge” ismi ile anılıyor ve 6 kilometre ile 11 kilometre derinlik arasındaki ekstrem şartlarda dahi yaşam, var olmak adına bir yol buluyor. Ancak insanlık, Dünya’nın bu uzak noktasında dahi etkisini göstererek bu bölgedeki yaşamı tehlikeye sokabilir. Son çalışma, daha önce anlaşılamayan mikroplastik tehlikesini ve tüm büyüklüğü ile gözler önüne seriyor. Araştırmacılara göre Mariana Çukuru, şu anda “Dünya üzerindeki en büyük mikroplastik batağı” konumunda.
Araştırma ekibi derinlere inildikçe mikroplastik birikiminin litre başına 13.51 parça düzeyine kadar yükseldiğini saptadı. Bu oran, daha önce Pasifik ve Atlantik okyanuslarının yüzeylerinin hemen altında bulunan su kütlesinde saptanan mikroplastik oranının dört katı. Dahası, bu parçalar su ile karışmak yerine 7 ile 11 kilometre derinlik düzeyleri arasında sediment halinde bulunuyor.
Mikroplastikler, sadece tıkanıklık ve hormonal dengesizlik yarattığı okyanus hayatını tehdit etmekle kalmıyor, besin zinciri sebebiyle tüm canlı yaşamını tehdit ediyor. Tahminlere göre her yıl 13 milyon ton ağırlığında plastiğin okyanuslara aktığı düşünüldüğünde, deniz ürünlerini yerken bu plastiğin önemli bir kısmını da vücudumuza alıyor olmamızın oldukça olası olduğunu görüyoruz.
Okyanus tabanında yaşayan ve “korkunç” olarak addettiğimiz türler gerçekten de korkutucu bir görünüme sahip olabilirler, ancak bu canlıların bizi tehdit ettiği söylenemez. Öte yandan, insanlık olarak sorumlusu olduğumuz “plastik kıyameti”nin bizi ve bu türler dahil tüm canlı yaşamını tehdit ettiğinin farkına varmamız, araştırmacılara göre derhal atılması gerekli bir adım.
Kaynak: chip.com.tr