Limited Şirket Ortağı, Kamu Alacaklarından, Ortaklık Sıfatını Devrettiği Tarihe Kadar Hissesi Oranında Sorumludur

T.C.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kurulu

Esas No : 2019/212
Karar No : 2019/588
Tarih : 18.09.2019

İÇTİHAT METNİ

YARGILAMA SÜRECİ:

Dava Konusu İstem: Davacının ortağı olduğu … Limited Şirketinin tahakkuk ettiği halde vadesinde ödenmeyen 2004 yılı Ocak, Şubat, Nisan, Mayıs Haziran, Ağustos, Eylül, Ekim ve Aralık dönemleri ile 2005 Ocak ila Temmuz dönemlerine ilişkin katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi, 2004/Aralık ve 2005/Şubat dönemleri için hesaplanan yargı harcı ve 2004 yılı için kesilen özel usulsüzlük cezası borçlarının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarihli … ila … sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

… Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Davacı adına düzenlenen …, …, …, …, …, …, … takip numaralı ödeme emirlerinin dayanağı olan ve şirket adına düzenlenen… takip numaralı ödeme emri yönünden davacının 09/03/2006 tarihli ortaklar kurulu kararıyla adı geçen şirketteki hisselerini devrettiği ve devirden sonra davalı idarece sahte fatura yönünden karşıt inceleme yapılmak üzere anılan şirketin 2005 yılı defter ve belgelerinin incelemeye alınmak istenildiği görülmektedir. Defter ve belge ibraz yazısı şirket kanuni temsilcinin eşine tebliğ edilmiş, defter ve belgelerin mücbir sebep olmaksızın ibraz edilmemesi nedeniyle indirim konusu yapılan katma değer vergilerinin reddi suretiyle salınan cezalı vergilerin şirketten tahsil olanağı kalmadığından bahisle davacı adına dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.

Defter ve belgelerin ibraz edilmesi istemini içeren yazı, davacının hissesini devrettiği tarihten sonra tebliğ edildiğinden söz konusu ibraz ödevinin yeni temsilci tarafından yerine getirilmesi gerekmektedir. Davacının ortağı olduğu döneme ilişkin olarak yapılan bir inceleme sonucu, davacının ödevlerini yerine getirmemesi nedeniyle bir matrah farkının bulunması halinde davacının bundan sorumlu tutulması gerekmekte ise de, davacının hissesini devrettiği tarihten sonra defter ve belgelerin ibraz edilmesi konusunda davacıya bir ödev yüklemek mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla davacı adına bu nedenle düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinde hukuki isabet bulunmamıştır.

Davacı adına düzenlenen diğer ödeme emirlerinin içeriği borçların asıl borçlu şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği görülmüştür.

Vergi Mahkemesi, bu tespitlerden hareketle, uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin iptaline karar vermiştir.

Davalı idarenin temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 22/03/2016 tarih ve E:2014/3525, K:2016/1244 sayılı kararı:

Limited şirketten tahsili olanaksız hale gelen vergi alacağı, 213 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca kanuni temsilcilerden, 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca şirket ortaklarından tahsil edilebilecektir. Kanuni temsilciler şirketin vergi borçlarının tamamından sorumludur. Şirket ortakları ise şirketin borçlarının tamamı için değil sermaye hisseleri oranında takip edilebilecektir.

Davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen… ila… nolu ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davada, … ila… nolu ödeme emirleri açısından vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmediği dönemlerde davacının ortak sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu ödeme emirleri ortak sıfatıyla düzenlendiğinden davacının vergisel yükümlülüklerin yerine getirilmesi bağlamında kanuni temsilcinin sorumluluk şartları gözetilerek hüküm kurulmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Davacı, ortağı olduğu … Limited Şirketindeki hisselerini 24/03/2006 tarih ve 6520 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edilen… Noterliğinin… tarih ve… yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile devretmiştir. Bu nedenle, 6183 sayılı Kanunun 35. maddesi uyarınca ortaklık sıfatını devrettiği tarihe kadar hissesi oranında sorumluluğunun bulunduğu açıktır. Davacıdan ödeme emri ile tahsili cihetine gidilen amme alacağının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediği ve asıl amme alacağının borçlu şirketten tahsilinin olanaksız hale gelip gelmediği yönünde yapılacak bir inceleme ve değerlendirme üzerine Vergi Mahkemesince davacının hisse oranı ve vergilendirme dönemi dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Daire bu gerekçeyle, kararın, … İla… nolu ödeme emirlerine ilişkin kısmını BOZMUŞ, diğer ödeme emirlerine ilişkin kısmını ONAMIŞ; davalı idarenin karar düzeltme istemini REDDETMİŞTİR.

… Vergi Mahkemesinin, … Tarih ve E: … K:… Sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ISRAR etmiştir.

Temyiz Edenin İddiaları: Davalı idare tarafından, dosya kapsamındaki bilgi belgeler doğrultusunda ısrar kararının bozulması istenmiştir.

Karşı Tarafın Savunması : Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi …. Düşüncesi: Vergi Mahkemesi kararının, Danıştay Dördüncü Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

KARAR :

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay Dördüncü Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ISRAR KARARININ BOZULMASI gerekmektedir.

SONUÇ :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- … Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.

Bu Yazıyı Paylaşın