Kumar Bağımlılığı Yükseliyor

Son yıllarda, kumar bağımlılığı dünya genelinde yükselişte olmasına rağmen, sağlık profesyonelleri tarafından yeterince fark edilmediği belirtiliyor. Uzmanlar, bu ciddi sorunun fiziksel ve zihinsel sağlık üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, doktorların kumar bağımlılığı konusunda daha bilinçli olmaları gerektiğini vurguluyor.

Gözden kaçan tehlike 

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin Zihinsel Bozuklukların Tanı ve İstatistiksel El Kitabı, Beşinci Baskısı (DSM-5)’te, kumar bozukluğu madde bağımlılıklarına benzer bir şekilde değerlendiriliyor. Kumar bozukluğu, beyin temelli fizyolojik değişimler, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlarla yakından ilişkili. Ancak, uzmanlar birinci basamak hekimlerinin (PCP) bu bozukluğu genellikle gözden kaçırdığını belirtiyor.

Virginia Tech Carilion Tıp Fakültesi’nde görev yapan Dr. Brian Unwin, “Birçok doktor hastalarının kumar geçmişini sorgulamıyor. Ancak, bu rahatsızlık genellikle başka sağlık sorunlarının arkasına gizlenmiş şekilde karşımıza çıkıyor,” dedi.

Kumar bağımlılığının artış nedenleri 

Uzmanlara göre, kumarın toplumda giderek daha normal ve kabul edilebilir bir aktivite olarak görülmesi bu artışın nedenlerinden biri. Özellikle mobil spor bahislerinin yaygınlaşması, kumar fırsatlarını artırarak bağımlılık riskini yükseltiyor. ABD’de 39 eyalet ve Columbia Bölgesi’nde spor bahisleri yasal hale gelirken, Ulusal Sorunlu Kumar Konseyi’ne göre spor bahisçileri arasındaki bağımlılık oranı diğer kumarbazların en az iki katı.

Dr. Timothy Fong, “Eskiden kumar, bir ahlaksızlık veya günah olarak görülüyordu. Şimdi ise birçok çevrede kumar oynamamak tuhaf karşılanıyor. Kumar fırsatları o kadar arttı ki, artık ‘kumarhane size geliyor’ diyebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Hekimlere düşen görevler

Dr. Maureen Strohm, kumar bağımlılığının genellikle alkol ve madde bağımlılığı gibi diğer sorunlarla birlikte görüldüğünü belirterek, doktorların bu konuda daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Strohm, “Tedavi ortamlarında bu sorunlar nadiren izole bir şekilde ortaya çıkar. Hastaların değerlendirilmesinde kumar mutlaka sorgulanmalı,” dedi.

Sağlık hizmeti sağlayıcılarının kumar bozukluğu belirtilerini fark etmeleri için basit tarama yöntemleri öneriliyor. Örneğin, iki kısa soru içeren Lie-Bet testi, kumar sorunlarını belirlemede etkili bir yöntem. Ayrıca, bilişsel davranışçı terapi ve naltrekson gibi ilaçlar, kumar bozukluğu tedavisinde başarıyla kullanılabiliyor. Dr. Fong, “Tedaviye katılan hastalarımızın %70’inden fazlası anlamlı bir iyileşme kaydediyor,” dedi.

Kumar bozukluğunun kırmızı çizgileri 

Kumar bağımlılığı genellikle depresyon, alkol veya madde bağımlılığı ile birlikte görülüyor. Ayrıca, aile geçmişinde kumar bağımlılığı olan bireyler veya dürtüsel davranış eğiliminde olanlar yüksek risk grubunda yer alıyor. Bununla birlikte, kumar bağımlılığının her yaştan ve sosyoekonomik seviyeden bireyi etkileyebileceği belirtiliyor.

Dr. Unwin, “Bir hasta finansal sıkıntılar veya ailevi sorunlardan bahsediyorsa, kumar bağımlılığı ihtimalini göz önünde bulundurmak önemlidir,” diye ekledi.

Kumar zararını azaltma yaklaşımı

Dr. Fong, tedavi sürecinde hastalara kumar davranışlarını tamamen bırakmaları yerine zararlarını azaltma hedefi koymayı öneriyor. “Amaç, bireyin yaşam kalitesini artırmak. Ev, sağlık, kişisel bakım ve topluluk gibi alanlara odaklanarak iyileşme sağlanabilir,” dedi.

Kumar bağımlılığı, diğer bağımlılık türleri gibi tedavi edilebilir bir rahatsızlık. Ancak, bu konuda farkındalığın artırılması ve doktorların daha etkin bir şekilde sürece dahil edilmesi gerekiyor. Uzmanlar, toplumun bu soruna daha geniş bir halk sağlığı yaklaşımıyla yaklaşması gerektiğini belirtiyor.

Kaynak:  Los Angeles Times, medscape.com, DSM-5, Ulusal Sorunlu Kumar Konseyi verileri

Bu Yazıyı Paylaşın