Bu sabah yine haykırarak uyandım, soğuk terlerimi sildikten sonra fark ettim ki, artık makale yazamıyorum. Çaylak spor yorumcusu gibi, maçın heyecanına kapılıp, yorumlamayı unutuyorum. Dünya 2ci Dünya Savaşından bu yana en riskli kavşağa girdi, stagflasyon denilen bedeli ödemeden çıkması çok zor. Ukrayna Savaşı Baltıklara kadar genişleyebilir. Xi Jinping’in Mao’nun son dönemini aratmayan katı komünist tek adam rejimi, 30 yılın birikimini yıkmakla meşgul. ABD’de 1973 yılında AYM’nin Roe vs Wade davasında aldığı kürtajın vazgeçilmez bir bireysel hak olduğu kararını yeni muhafazakar çoğunluklu AYM iptal etti. En az 26 Cumhuriyetçi yönetimindeki eyalet derhal her şartta kürtajı yasakladır ya da yasaklamak üzere. ABD en az 10 yıl sürecek ve bir ucu da şiddete varacak sosyal çalkantıya girdi. Kriptolar çöktü, bazı uzmanlar bu krizin 2007 Büyük Finansal Krizine dönüşeceği kaygısını ifade ediyor.
Türkiye’de ekonomi politikasını artık BDDK yönetiyor. Sevgili Nebati Abim’e göre, finansal istikrarı destekleyici önlemler devam edecek. Bunun meali basit. Her sabah uyandığımızda BDDK’nın kredi aktarım mekanizması ve bankacılık sistemi üzerinden başka bir finans dışı sektörde serbest piyasanın işleyişine müdahale ettiğini göreceğiz. Dövizi merak edenler için söyleyeyim. Herhalde Ağustos’a kadar kur şokundan kurtulduk. Ama, sonrası yine 2021 Aralık’ta gösterime giren filmin tekrarı, çünkü
Sistemde yoğun döviz açığı var
Dışardan döviz gelmiyor, getirilemiyor
Erdoğan’a ve geleceğe güveni sıfırlanan vatandaş sürekli alıcı
BDDK, sistemdeki dövizi elden ele dolaştırarak top çeviriyor. Kıyamet Günü’nü ertelemeye çalışıyor.
Bunca konu arasında vatandaş açısından en önemlisini seçtim: Kripto krizi, çünkü The Independent’te 2021 Eylülü’nde çıkan bir habere göre 2.4 milyon kripto yatırımcımız vardı. Krizin patlak verdiği 1Ç2022’de bu 5 milyona yaklaşmış, yatırılan tasarruf miktarı da $2 milyarı bulmuş olabilir. (Şahsi tahminlerim)
Daha altı ay önce finans tarihini değiştirecek bir inovasyon olarak övülen kriptolar niye çöktü? Çünkü insanlar tarihten ders almıyor. Büyük Britanya’da hisse senetlerini dünyaya tanıştıran South Sea Company’nın çöküşünden bu yana her gerçek keşif ve mali inovasyon mali krize yol açtı. İnsanlar bazı keşiflerin dünyanın kaderini değiştireceğini zannederek, aşırı gaza geliyor. Hemen keşfi paraya dönüştürecek mali enstrümanlar türüyor. Fiyatlar hızla yükselirken, oyunun içine kalpazanlar, aşırı kredi, saadet zincirleri ve keşfin sosyo-ekonomik mahiyetini hiç kavramayan ama kısa sürede köşeyi dönmek isteyen bireyseller katılıyor.
Bu spekülatif maniler ya da furyalar sisteme katılan kerizler azaldığında ya da ekonomiyi etkileyecek olumsuz bir şok sonucu çöküyor. Her mali krizde balinalar kendilerini kurtarmanın yolunu bulur. Krizin vurduğu sektördeki kurumlar sistemik öneme sahipse, devlet tarafından kurtarılır. Sonunda faturayı hep, her zaman, her yerde, cahil ve para meraklısı bireysel yatırımcı öder.
Kriptolarda krizi başlatan Fed’in parasal sıkılaştırmaya geçmesi oldu. Kriptolar temelde yüksek risk iştahından besleniyordu. Blockchain kullanım alanı finansın çok dışına taşacak bir keşif, fakat kripto dünyasının %90’ı “çürük mal” ve “hayal tüccarları”ndan oluştu. Bunlar ellerindeki Bitcoin ve Etherium gibi kripto varlıkları teminat olarak kullanarak aşırı borçlandılar. Borcun maliyetini ise Fed belirler. İşte hikaye bu kadar basit.
Daha fazla detay isterseniz, kriptonun içine daha önce görülmemiş ölçüde 3 kağıt girdi. Vatandaş uzun yıllar tasarrufuna sıfır faiz almaktan öylesine bezmişti ki, yüksek getiri vadeden her menkul sıcak simit gibi kapışılıyordu. ICOlar, SPAC’ler, ESG, aslında sanat eserlerini temsil eden NFT’lar, arkasında yatan değere bakmaksızın alınıyordu.
Bitcoin ve Etherium gibi spot değerler riskten kaçıştan dayak yiyince, bu tür varlıklar üzerine kurulan tüm türev ve kaldıraçlı yapılar da anında çöktü. Arkasından, kripto adı altında kurulan saadet zincirleri de sahneye veda etti, çünkü artık yolunacak taze kaz kalmamıştı.
Kripto-krizi beraberinde DeFi yani Decentralized Finance veya Merkez Bankası olmaksızın kurulacak finans sistemi hayalini de yıktı götürdü. Bazen insanlığın niye çok basit temel gerçekleri kavrayamadığını şaşkınla izliyorum. Ulus-devlet Yerküre’de hakim toplumsal örgütlenme modeli kaldıkça, ulusal paranın yerini hiç bir menkul alamaz. ABD, Euro-bölgesi Çin, Japonya gibi dünya devlerinin global rekabet ringinde en önemli silahlarından biri olan ulusal paralarını kolayca bir avuç yeni yetme kriptocuya kaptıracağını düşünmek akıllara zarardı. Ayrıca, merkeziyetsiz finans iki soruna cevap veremiyordu. Kurumlar batarsa, nihai kurtarıcı kim olacak? Serbest piyasanın ayrılmaz bir parçası olan aşırı risk alma ve sahtekarlıkla mücadeleyi kim yapacak? Yani DeFi günümüzde hiç bir akçanın arkasında onu destekleyecek kamu kurumu olmadan uzun süre yaşayamayacağını kabullenemedi. Kendi kendini denetim modelinin dünyanın hiçbir yerinde hiç bir zaman işe yaramadığını da.
Bu kriz diğer menkul kıymet piyasalarına yayılmaz. Toplam kripto varlık büyüklüğü en şaşalı zamanında $2-3 trilyon civarında tahmin ediliyordu. ESG’ler bile $50 trilyona vardı. Yani, tüm kriptolar bir günde buharlaşsa, global servet kaybı devede kulak kalır. Hatta bu kriz çok iyi oldu. Sapla saman birbirinden ayrılacak. Gerçek değer vadeden, varolanlara nazaran daha verimli teknolojiye dayanan, yatırımcıların gerçek ihtiyacını karşılayacak olan ürünler, piyasalar ve kurumlar kalacak geride.
Bugünden kazananları ve kaybedenleri ayırmak güç. Ama Bitcoin ve blockchain teknolojisine dayalı enstrümanların kurtulup serpileceğine eminim. Kripto cüzdanlar, borsalar ve kriptoya dayalı kaldıraçlı ve türev ürünlerin ise %90’ı hayata veda edecek. Bireysel yatırımcı kamuya şikayetçi olunca de, devlet tüm kripto dünyasını sıkı denetime alacak.
TC vatandaşı ABDli ya da Çinliden daha kumarbaz veya gözü kara değil. Ama, alın teriyle kazandığı birikiminin devlet tarafından gasp edilmesinden öylesine yılmış ki, sürekli alternatif arıyor. Bu arayış yakın tarihe ilk kez Banker Krizi’yle geçti. 1990’larda Borsa’da sahte hisse senedi operasyonları, ardından da FOREKS faciası bize ders olmadı. Bu kez de kriptocuların çoğu tüm sermayesini yitirip, ömür boyu mali piyasalara küsecek.
Kolay para kazanmanın iki yolu vardır, rulet oynamak ve uyuşturucu ticareti. Bir gün bu iki faaliyeti de mali enstrümana çevireceğiz, belki o zaman herkes kolay para kazanır. O güne kadar, bilmedikleri enstrümanlara yatırım yapanların ortalama %75’i yolunacak.
Kaynak: paraanaliz.com-Atilla Yeşilada
https://www.paraanaliz.com/2022/ekonomi/eth/fos-yazdi-kripto-krizinden-alinacak-dersler-g-33130/