Yalanlar İmparatorluğu’nda Yaşam

Salı sabahı yine mutad TV’u açtım, doğru haber bulmaya çalışıyorum. Onun yerine bol oksijenli pompa yiyorum:

“Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, “Ülke risk primimiz 267 puan ile Mayıs 2018’den beri en düşük seviyeye ulaştı. 2019’da ekonomide ortaya koyduğumuz performans, ülkemize güveni artırdı. 2020’de bunu çok daha ileri taşıyacağız” dedi.

SABAH’taki başlık da AHaber ekonomide “masaya yatırılmış”:  Türkiye kardeş ülke Libya’da barışın önünü açıyor…

Bildiğiniz gibi Libya’da barış filan olmadığı gibi, “isyancı ve CIA ajanı” General Hafter de bize orta parmağını gösterip, ülkesine geri döndü. CDS primlerinin niye gerilediği biraz uzunca bir hikaye, ama NİYE Türkiye’ye sermaye gelmeyeceğine ışık tutması bağlamında manidar. Yalnız CDS primleri değil döviz opsiyon volatiliteleri de düşüyor. Sebebi ise yabancı fonlar şu anda Türkiye’de fırsat görüyorlar, pozisyon almak istiyorlar.

Ehh, Berat Bey de böyle demiyor mu? Hayır, ona göce CDS primi düştükçe hisseye, DİBS’e, TL’ye alım gelecek. Gelmeyecek. Yabancı fonlar açısından artık Türkiye bir “rogue” yani haydut devlet. Türkiye’ye soktuğunuz paranın çeşitli ayak oyunlarıyla gaspedilmesi ihtimali pay sahiplerine anlatamayacağınız kadar yüksek. Bu yüzden Türkiye pozisyonlarını yurtdışında, CDS ve opsiyonlar üzerinden alıyorlar. Komşuda pişiyor, ama bize tek bir dolma bile gelmiyor. Nitekim 2019’da yabancılar sadece $450 milyon civarında  hisse alıp, $3 milyar dolar DİBS satmışlar. Hazine itfa ettikçe de tüyecekler.

Ehh, o zaman Berat Bey’in övündüğü DİBS faizlerinin de 3-4 yıllık dibe düşmesi yalan mı? Hayır, haşa, kesinlikle doğru. Ama yatırımcıların Türkiye’de enflasyonun düşeceği ya da bütçe açığının kapanacağını beklemelerinden dolayı değil. Hazine ihalelerinde hile yapıldığından dolayı. Bir kaç kamu bankası sabahtan girip düşük faizden rekabetçi teklifi çakıyor. Genelde rekabetçi olmayan ihaleye katılıp ortalama faize razı olan küçük yerli banka ve yabancı da Baba’yı alıyor—vazelinle.

Merak etmeyin, bu çeyrek Hazine’nin tonla iç borç finansmanı var ama faizler yine düşecek. Çünkü şimdiden TCMB’den en az TL70 hortumlamanın yolu bulundu. TCMB yeniden değerleme hesabında biriken karı realize etti, onu da Hazine’ye verecek afiyetle yesin diye.

Yalan bitmiyor ki? Sosyal medyada en sık aldığım eleştiri “Hani döviz patlayacaktı, n’oldu? Şiştin yine moruk!”. Döviz patlamadı çünkü yılbaşından bu yana TCMB kamu bankaları vasıtasıyla $30 milyar döviz satarak TL’yi savunmuş olabilir. Tam rakamı bilmiyoruz, çünkü TCMB yemin-billah reddediyor. Velakin bilançosunu okuyanların hepsi aynı kanaatte. Bu işi Rahmetli Agatha Kristi çözer, $30 milyar kayme kayıp.

Yalanlar devletle bitmiyor. Bankalar da yalan söylüyor. Aşağıdaki satırlar Akbank Ekonomik Araştırmalar’dan, size Kasım’da bankaların nasıl kar ettiğini anlatıyor:

“Bankaların Kasım ayı net kârı önceki aya göre %3 artışla 5,3 milyar TL olurken, bizim 4,5 milyar TL kâr beklentimizi de aştı.

Bu artışta kamu mevduat bankaları kârının önceki aya göre %14 artması ve 1,9 milyar TL gibi (önceki ay 1,6 milyar TL) gibi yüksek seviyesini koruması belirleyici oldu. Özel mevduat bankaları ise Kasım ayı net kârlarında aylık %9 azalma gördü.

Kamuda kuvvetli kâr tutarı karşılık giderlerinin aylık %33 gerilemesi ve Halkbank’ın TÜFE’ye endeksli tahvillerini %16 enflasyon varsayımı ile değerlemesinden kaynaklandı. Banka Aralık ayında 20 milyar TL’lik TÜFE’ye endeksli menkul kıymet portföyünü %12 enflasyon oranı ile değerleyecek. Faiz gelirinde yapılacak bu düzeltmenin kamu bankalarının Aralık ayı kârında sert bir aylık düşüşe yol açması beklenebilir.

Diğer taraftan Kasım ayında net faiz marjı gelişimi sektör genelinde beklentimizden zayıf kaldı. Ayrıca kamu bankalarından farklı olarak özel bankaların karşılık giderleri %20 arttı ve bu grupta kârın aylık bazda düşüşüne gerekçe oluşturdu”.

Herkes Yalan İmparatorluğu’nda yaşamayı öğrendi, çünkü Evrim Teorisi sadece uyum sağlayanların nesillerini sürdüreceklerini emreder. Sanayii de yalan söylüyor. Efendim, finansman maliyetleri düşer ve finansmana erişim kolaylaşırsa daha fazla yatırım ve ihracat yapacaklarmış. Bir yılda kredi faizleri 30 puan düştü, ne kadar ihracat, yatırım ve istihdam yaptınız, lo?  Koysanıza rakamları ortaya?

Faizler düşerse, daha ucuza kredi alıp onu da har vurup harman savuracaksınız. Çünkü siz finansal risk yönetimi, ekonomi-pazar araştırmaları okumak, profesyonel yönetici kullanmak gibi modern iş hayatının olmazsa-olmazlarını gavur icadı sayan bir nesilsiniz.

Ticaret Bakanlığı anket yapmış, halk arasında yerli  oto TOGG’a destek %98’miş. Haberi açıp okumadım bile. İfade özgürlüğü olan bir ülkede hiç bir ankette %98 çıkmaz, o koyun  sürülerinde olur. “Cennete tapu dağıtalım mı?” diye sorsanız, yine %25 fire çıkar.

Kanal İstanbul’da geçişlerden 2023 yılında $5 milyar gelir elde edilecekmiş… Prof Dr Uğur Emek blogunda şu soruları sormuş:

“KIYEM’in yıllık $284 milyon gelirinin yarısının, Çanakkale Boğazı geçiş ücretleri dahil diğer gelir kalemlerinden oluştuğunu kabul edersek; İstanbul Boğazı’nın yıllık geliri $142 milyon olacaktır. Bu tarihler arasında ortalama gemi sayısı 43.707 ve gemi başına gelir ise $6.500 dolardır.

Yetkililerin 50.000 gemiden bekledikleri yıllık gelir $5 milyar ise, gemi başına yılda 100 bin dolar ücret almayı hedefliyorlar demektir.

Ancak bu arada şu soruların da cevaplandırılması gerekmektedir?

  1. Montrö Sözleşmesine göre 6.500 dolar ödeyerek İstanbul Boğazı’ndan geçme hakkına sahip olan bir gemi, 15 kat daha fazla ücret ($100.000) ödeyerek, Kanal İstanbul’dan neden geçsin?
  2. İstanbul Boğazı’ndan ortalamada yılda 43.700 gemi geçerken, Kanal İstanbul’da yılda neden 50.000 gemi geçsin?
  3. Peki bunlar olmayacaksa, İstanbul Boğazı’nda halen yılda $140-150 milyon gelir elde ederken; Kanal İstanbul’dan yılda 5 milyar dolar elde etmek için şapkadan hangi tavşan çıkartılacak?”

Merak etmeyin, Yalan İmparatorluğu çöktü. Çünkü onun tellalları birer birer nalları dikiyor. Güneş Gazetesi artık aramızda yok. Star Internet’e düştü. Ekonomist Özlem Bay Yıldız şöyle yazıyor:

“Sektör derneklerinin Deloitte işbirliğiyle hazırladığı Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’na göre, 2019 yılının ilk altı ayında medya yatırımları 2018 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 3,8 düşerek 4,3 milyar TL olarak gerçekleşti”.  Buna %10 da enflasyon aşınması koyun, yalancının mumu yatsıya kadar yanar deyiminin ne denli doğru olduğunu görürsünüz.

Halk artık bu zırvaları seyretmiyor, okumuyor, söyleyenlere de oy vermiyor. Yalan İmparatorluğu artık kendi çalıyor, kendi oynuyor.

Kaynak: paraanaliz.com-Atilla Yeşilada

https://www.paraanaliz.com/2020/genel/fos-yazdi-yalanlar-imparatorlugunda-yasam-42709/

Bu Yazıyı Paylaşın