Kendimizi Kandırmayalım… Sıkıntı Büyük…

Bazen sayfalarca açıklanan bilgilerden çok daha önemli bilgi cümle aralarında geçebiliyor. O nedenle açıklanan OVP’den daha ziyade gerçekler ve cümle arası bilgiler ile olaya bakalım.

Henüz yeni bakan olmuştu Mehmet Şimşek… Ve dedi ki “Keşke yerel seçimler yarın olup bitseydi…”

Önce Mehmet Şimşek neden Bakan oldu? Bu konuya değinelim… Kamuoyunda bir efsane vardı: Reis ne eder ne yapar döviz bulur… Cari açıkmış, döviz ihtiyacıymış bunlar hiç sorun olmaz…

Bunu neden söylüyorlardı? Çünkü negatif faiz politikası (Nass…) ile Türkiye çılgın bir tüketim patikasına girdi. Millet nere ne varsa satın aldı. Negatif faiz tasarruf etmeyi cezalandırıyor, yerine tüketim yapmayı özendiriyordu.

Düşünsenize, 10 bin liranızı bankaya yatıracaksınız ama bir yıl sonra 10 bin liranıza bankanın verdiği faize rağmen satın alacağınız ürünlere patronlar yüzde 100 zam yapmış olacak… Kısaca 10 bin liraya satın alacağınız ürünler artık 20 bin liraya satın alınabiliyor ama sizin paranız 10 bin liradan faiz geliri ile sadece 12 bin liraya çıkmış…Yani 8 bin liranız bir şekilde sizden negatif faiz ile çalınmış oluyordu… (İslami açıdan negatif faiz ile çalınan paranız hakkında hiç hocaları duydunuz mu?)

Velhasıl ülke tüketim çılgınlığı ile feci bir dış açık verdi. Adeta emperyalist ülkelerin mallarını çılgınca tüketen bir Türkiye yarattılar… İki yılda reel olarak tüketim %40,7 artarken üretimimiz sadece ve sadece %3,1 artışta kaldı… Çünkü üretemedik ve de çünkü çılgınca tükettik.

Böylece dış ticaret açığımız 40-50 milyar dolar aralığından şakkadanak 120 milyar dolara fırladı. Ve de cari açığımızı da 60 milyar dolara getirmeyi başarmış olduk!!

Yani ülkemizin deli gibi dövize ihtiyacı oluştu. Çünkü kendimizin üretemediği geliri borçlanarak yabancının malını tüketen ülkeye dönüşmüştük.

***

Şimdi ne olacaktı?

Seçim sonrası iktidar değişmezse iki senaryo yazmıştım: 1- Büyük Yıkım ve 2- Büyük Sıkıntı…

Büyük Yıkım senaryosuna göre seçim sonrası Erdoğan’ın seçim vaadi olarak söylediği gibi negatif faizle devam ederlerse olacakları kapsıyordu: Türkiye 1-2 yıl içinde aniden çok ama çok büyük şoklar yaşar ve 10-15 milyon işsize ulaşırdı…

İşte Erdoğan bütün bunlardan vazgeçti… Seçim sonrası yalancı cennet yerine büyük yıkımı önleyici politikaları terk ederek Mehmet Şimşek ile yola koyuldu.

Şimdi önümüzde ne var? Yani kalan seçenek neydi? Hemen söyleyelim: BÜYÜK SIKINTI…(Bakın bu iki yolu seçim öncesi defalarca yazdım… eski yazılardan okuyabilirsiniz)

Peki, OVP ile büyük sıkıntı süreci açıklanıyor mu? Onu da hemen söyleyelim: HAYIR…

Büyük Sıkıntı neydi?

Tek cümle ile ifade etmek istersem şunu derdim: Ayağımızı yorganımıza göre uzatma programı… Yani kemer sıkma programı da diyebiliriz.

Kemer nasıl sıkılacak? İlk madde: Senin olmayan geliri çok rahat tüketemeyeceksin… Yani tüketimin faiz maliyeti artacak.

İkinci madde: Öyle talep bolluğu olmayınca esnaf açısından söyleyelim: Sinek avlanacak…

Bunları zaten hem Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek hem de Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan toparlanmanın 2026’da başlayacağına işaret ederek cümle aralarında söylüyorlardı.

İyi ama o zaman OVP’de 2024 büyümesi nasıl yüzde 4,0 ve 2025 büyümesi de nasıl yüzde 4,5 olacak?

Ben size kesinlikle şunu söyleyeyim: Bu ülke baştan aşağı bir değişim yaşanmazsa bu büyüme olmaz…

Yani bu büyüme iç kaynaklarla asla ve asla gerçekleşmez. Tek yol yabancı sermaye… İşte onu da çekebilmek için (doğrudan yatırım ağırlıklı) önce adaletin gelmesi gerekiyor… Yani katillerin-mafyanın serbest bırakılıp gazetecilerin zindanlara tıkıldığı hangi ülkeye böyle bir yatırım gelir?

Bakın OVP’de iç tüketimin GSYH’ya katkısı yıllık yüzde 20’lerden yüzde 3’lere çekiliyor ama yine de büyüme oldukça yüksek seyredeceği söyleniyor. Oysa kemer sıkılacağı çok açık belli.

Yani diyeceğim o ki, OVP’de enflasyon hedefi tutacak gibi görülüyor ama Milletin sıkıntısı tutmayacak…

Ne demiştik daha önce: BÜYÜK SIKINTI döneminde 3-4 milyon kişi işini kaybetme riski ile karşı karşıyadır.

Böyle bir kemer sıkma sürecinde nasıl büyüme olabilir ki?

Biraz sakin olarak şunu soralım: Yüzde 40 iç talep artışında bile yüzde 3,1 artabilen üretimi kemer sıkma döneminde nasıl artırabilirsiniz?

İmkansız ve tezat bir program ve Halkımızdan sıkıntıları gizleyen bir yazı… Hepsi bu kadar…

Siz siz olun ayağınızı yorganınıza göre uzatın… Bilmem anlatabildim mi?

Bu Yazıyı Paylaşın