Kara Gün Dostu: Altın Günü

Altın fiyatlarındaki hızlı tırmanış, dolardaki yükseliş ev kadınlarının geleneksel altın günlerinin rotasını değiştirmeye yetmedi. Aynı zamanda önemli bir sosyalleşme aracı olan günler, tatlı bir telaş eşliğinde devam ediyor. Bazı kadınlar, birden fazla güne katılırken, bazıları sadece bir etkinliğe katılmayı yeterli bulsa da bir evde toplanıp, dertleşmek, hazırlanan yiyecekler eşliğinde sohbet etmek ve sırası gelen şanslı ev sahibine altın vermek onların en büyük hobisi.  Günlerde yapılan masraflar götürülen altının fiyatı kadar olsa bile kadınlar bunu çok dert etmiyor. Çoğunlukla, kabul günü olan ev sahibi aynı zamanda küçük bir servetin de sahibi oluyor.

EKONOMİST EV KADINLARI

İşte biz de kadınların dayanışma ekonomisini yerinde incelemek için İstanbul Beylikdüzü’nde ev hanımlarının düzenlediği altın gününe misafir olduk. Hanımların sosyalleşmek için bir araya geldikleri altın günlerinde, çeyrek altın ile katılanlar bütçelerine “kara gün dostu” birikim sağlarken, toplumda dayanışma ve tasarruf bilinci de kuşaktan kuşağa aktarılıyor. Günlerin vaz geçilmezi ise çeyrek altın olmaya devam ediyor. Misafirlerin de destek için kendi evlerinde hazırladıkları yiyecekleri de yanlarında getirmesiyle geleneksel altın günü başlıyor.

Katılımcılar, haftada bir kez bir araya geliyor. Misafir olduğumuz altın gününde, “Sevgi terlik getir Yurdagül teyzene”, “Oğlum yavaş yesene, inanın ki, evde hiç yemez dışarıda yiyor işte” cümlelerine kulak kabarttık. Ev hanımlarının çarşı pazardaki fiyat hareketlerini, dolar ve borsadaki seyri bir ekonomist gibi yakından takip ettiklerini de gözlemledik.

MOBİLYALARI DEĞİŞTİRDİ

Ev toplantılarına genellikle 10 kadın katılıyor. Her ay dönerli olarak bir katılımcıya 10 çeyrek altın veriliyor. Kurada çıkmayan, fakat ihtiyacı olan katılımcıya da öncelik verildiğini gözlemledik. Katılımcılardan Fatma Ersoy, “Geçen ay evi boyatacaktım, param çıkışmadı. Arkadaşlardan rica ettim sıralarını bana verdiler, evi boyattım” diyerek altın gününe katılım gerekçesini anlattı. Arzu Baştürk de “Evdeki mobilyalarımı altın gününde yaptığım birikimle yeniledim” dedi.

GRAM DA KABUL EDİLİYOR

Beyhan Taşdemir önceleri günlerde doları tercih ettiklerini ancak kurlardaki aşırı oynaklık dolayısıyla tarifeyi TL’ye sabitlemeyi tercih ettiklerini belirtiyor. Mevlüde Süer de çeyrek altın fiyatının ortalama 240 TL olduğuna dikkat çekerek, “10 ay sonra sıra bana geldiğinde 2 bin 400 TL nakit birikimim olacak. Şansımıza altın fiyatları düşerse elimize geçen para bir miktar azalacak, ama önemli değil. Bu dostluk, dayanışma başka bir şey” diye durumu özetledi. Kadınlar, altın fiyatlarındaki artış dolayısıyla bazı günlerde çeyrek altın yerine gram altın kabul etmeye başladıklarını da ifade ediyor.

KADINLAR BİZİM EN DEĞERLİ DOSTUMUZ

İstanbul Kuyumcular Odası Başkan Vekili Mustafa Tiryaki, Türk kadınlarının altının değerini en iyi bilen tasarrufçular olduğunu belirterek, bu günleri teşvik ettiklerini söyledi. Tiryaki, “Kuyumcular odası olarak ev ekonomisini yaşayan kadınlarımızın sosyal bir dayanışma haline getirdikleri altın gününü destekliyoruz. Altın, kadınlarımız için vazgeçilmez bir tasarruf aracı, kara gün dostu olma özelliğini hiçbir zaman kaybetmedi.

Kadınlar bizim en değerli dostlarımız” dedi. Tiryaki’nin verdiği bilgiye göre, Türkiye genelinde 40 bin kuyumcu esnafı faaliyet gösteriyor. 4 bin kuyumcu atölyesi imalat yaparken, sektörde doğrudan 300 bin kişi, dolaylı olarak ise 1 milyon kişi geçimi sağlıyor.

DİYANET’TEN ‘CAİZ’ FETVASI GELDİ

Bazı ev hanımlarının altın gününün dinen sakıncası olup olmadığını Diyanet İşleri Başkanlığı’na sorduğunu öğrendik. “Kadınların ‘gün’ adıyla yaptıkları toplantılarda paraları dönüşümlü olarak almaları caiz midir?” şeklindeki soruya, Diyanet İşleri Başkanlığı, “Katılımcıların toplanan meblağı dönüşümlü olarak her ay içlerinden birine vermeleri şeklindeki uygulamada bir sakınca yoktur. Çünkü bu, sonuçta bir borç verme işlemidir” karşılığını verdi.

Kaynak: Sözcü Gazetesi-Aydın Demir

Bu Yazıyı Paylaşın